Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/762 E. 2023/645 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/762 Esas
KARAR NO : 2023/645
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin ortak olduğu şirketin 26.10.2022 tarihimnde yapılan Genel Kurulda alınan 2 numaralı karar ile “Şirket sermayesinin 50.000,00 TL den 15.000.000,00 TL ye artırılmasına karar verildiği, Müvekkil ve diğer ortaklar arasında sorunların yaşandığı, Müvekkil kar payının ödenmesi ve ortaklıktan ayrılmak için diğer ortaklarla görüşmelerin yapıldığı, sonuç alınamadığı için Şirkete … Noterliğinin 19.10.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiği, söz konusu ihtarnamede kısaca “Şirketin faaliyet gösterdiği estetik alanda ciddi karların yapıldığı, hekim olarak çalışan müvekkile gelen hastaların başka hekimlere yönlendirildiği, diğer ortaklar tarafından Müvekkilin haklarının kısıtlandığı ve pasifize edildiği, tehdit ve baskılara maruz kaldığı, sonuç olarak haklı nedenlerle ortaklıktan çıkma talebi doğrultusunda müvekkile ait %10 hissenin güncel değerinin ayrılma akçesi olarak müvekkile ödenmesi talep” edildiği, Davalı şirketin bu ihtarnameden sonra anılan genel kurul kararını aldığı, bu kararın hiçbir gerekçesinin olmadığı, tek amacının müvekkilin şirketteki sermayesini ve pay oranını düşürmek olduğu, davalı şirketin yeni yatırımları olmadığı gibi sermaye artırımını gerektirecek her hangi başka sebebin de olmadığı, kötü niyetli olarak müvekkilin şirketteki pay oranını azaltmaya yönelik kötü niyetli bir tasarruf olduğu, Hem TTK nın 445. Maddesi hem de Türk Medeni Kanunun 2. Maddesi gereğince; iş bu objektif iyi niyet kurallarına aykırı sermaye artırımının iptali gerektiği, Davaya konu genel kurul kararında 14.950 adet karşılığı 1.495.000,00 TL nin müvekkil tarafından bir ay içinde ödeneceği kararlaştırılmış iken diğer paydaşlardan … …’ın 74.750 adet karşılığı 7.475.000,00 TL sermaye borcunun şirketten olan alacaklarından karşılanmasına karar verildiği, söz konusu kararın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, sonuçta davalı şirketin 26.10.2022 tarihinde yapılan genel kurulda alınan sermaye artırımına ilişkin 2 numaralı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkil Şirketin 2016 yılından itibaren estetik cerrahi sektöründe faaliyet gösterdiği, 2019 yılında Dünyada yaşanan covit 19 pandemi salgının tüm Dünyayı etkilediği gibi Türkiye yide etkilediği, Türk Ticaret Kanununun 376. Maddesinde “son yıllık bilançoya göre sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının 2/3 ünün zarar sebebiyle karşılıksız kaldığının anlaşıldığı takdirde, derhal toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin 1/3 ü ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme şirketleri, kanuni iflas hali olarak adlandırılan bu durumdan kendilerini kurtarmak için önlem almakla görevlendirildiği, müvekkil şirketin TTK nın 376. Maddede belirtilen durumdan kendini korumak için yasal önlemlerden olan zarar telafi fonunu ve sermaye artış avans hesaplarını kullandığı, Bu kapsamda 2015-2019 yılları arasında muhtelif tarihlerde şirkete borç olarak verilen 8 milyon ve 2019 ve 2020 yıllarında muhtelif tarihlerde şirkete borç olarak verilen 1 milyon TL zarar fonuna aktarıldığı, … … tarafından 2019-2022 yılları arasında toplam 7.918.805,00 TL sermaye avansı olarak ödeme yapıldığı, zarar telafi fonu ve sermaye artırım avansı kullanılmak suretiyle müvekkil şirketin teknik iflasının önüne geçildiği, bu aşamada Davacının da aralarında bulunduğu küçük hisse sahiplerinin zarar görmemesi için azami çabanın sarf edildiği, Sermaye artırım kararının %80 gibi bir oranda alındığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mali Müşavir, Akademisyen konu uzmanı ve Sağlık Yönetimi uzmanı bilirkişi heyetinin 31.07.2023 tarihli 7 sayfadan ibaret bilirkişi raporunda özetle; “Davacı ortağın genel kurul kararına karşı olumsuz oy kullanıp muhalefetini tutanağa geçirttiği görüldüğünden davalı şirketin 26.10.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımı ile ilgili 2. maddenin iptali için dava açma şartlarını sağladığı (TTK m. 622, 445-446), Davacı ortağın muhalefet şerhinde sermaye artırıma gerek olmadığı ve bunun dürüstlük kuralına aykırı olduğu yönündeki beyanın soyut olduğu, sermaye artırımı ile ortaya çıkan yeni payların mevcut ortakların payları oranında edinmeleri öngörüldüğünden davacı ortağın sermaye payını azaltmaya yönelik olmadığının söylenebileceği; Davalı şirketin işlettiği tip merkezinin 2018 yılından beri zarar ettiği ve dava dışı şirket ortağı tarafından şirkete borç para vererek karşılandığı, Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeli m. 6/2 uyarınca tıp merkezinde uzman hekim sayısının 10 yükseltilmesi gerektiği, istihdam edilecek kadroların dışarıdan satın alma (klinik veya kadro)yoluyla sağlanabileceği, kadro temini sonrası oluşacak kadrolara göre yeni bir tıbbi yatırıma ihtiyaç duyulabileceğini, şirketin kuruluştan buna yana mali yapısı ve zarar etmesi, zararı karşılamak için ortaklardan borç alması, 2020 yılı itibariyle şirketin pasif toplamı (5.875,460,47TL) gibi hususlar göz önünde tutulduğunda sermayenin 50.000TL’den 15.000.000TL’ye çıkarılmasının dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı hususunda takdirin Mahkemede olduğu” belirtilmiştir.
Dava, 26.10.2022 tarihli genel kurulun 2. numaralı sermayenin artırılması kararının dürüstlük, eşitlik ve hakların sakınılarak kullanılması ilkelerine aykırılık iddiası ile iptali istemine ilişkindir.
Dürüstlük kuralına aykırılık, sermaye artırımı kararının, pay sahiplerinin dürüstlük kuralına aykırı olarak çıkarlarını zedeleyecek şekilde alınması halinde söz konusu olur.
Eşit işlem ilkesi, pay sahiplerinin, sermaye artırımı kararından eşit şekilde etkilenmesi gerektiği ilkesini ifade eder. Sermaye artırımı kararının, bazı pay sahiplerinin diğerlerine göre daha fazla zarar görmesine neden olması halinde, bu karar eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eder. Örneğin, sermaye artırımı kararının, sadece belirli bir grup pay sahibinin yeni pay alma hakkını kaldırması, eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eder.
Hakkın sakınılarak kullanılması ilkesi, hak sahiplerinin, haklarını başkalarına zarar vermeyecek veya en az zarar verecek şekilde kullanması gerektiği ilkesini ifade eder.
Sermaye artırımının, mevcut pay sahiplerinin payları oranında katılma imkanı tanındığından somut olayımızda eşit işlem ilkesine aykırılıktan bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Dürüstlük kuralına aykırılık açısından incelenmesi gereken ilk husus şirketin sermaye artışına ihtiyaç duyulup duymadığıdır. Bu açıdan yapılan inceleme de -davacı tarafça da itiraza uğramayan- davalı şirketin işlettiği tıp merkezinin 4 Uzman doktoru olup bu sayının 6 artırılarak 10’a ulaşması ve ek olarak klinik bünyesine katılacak her bir uzman hekim kadrosunun dışarıdan satın alma yoluyla edinilmesi karşılığında maliyetinin alınacak kadrolara göre farklılık göstermekle beraber birkaç milyon TL olacağı , istihdam edilecek ilave hekim kadrosuna göre de ek tıbbi yatırımlara gerek duyulabileceği- tek bu husus bile sermaye artışı için yeterli neden teşkil ettiği; kaldı ki bilirkişi raporunda mali inceleme kısmında belirtildiği üzere şirketin 2018 ve devamında zarar etmesi ve zararın ortaktan borç alınarak fonlanması ve şirketin pasiflerinin ulaştığı miktar (2022 tarihi itibariyle 5.875.460,47TL) göz önünde bulundurulduğunda, şirketin sermaye artırımına gitmesinin dürüstlük kuralına aykırılık oluşturmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf sermaye artısının 300 kat artırılmasının dürüstlük kuralına aykırılığı ispat ettiğini iddia etmekte ise de ; şirketin sermayesi sadece 50.000 TL’dir. Asıl tartışılması gereken bu durumda 10 uzman doktorun 50.000 TL’lik sermaye ile ticari hayata devam ettirmesinin nasıl mümkün olduğudur ki yine bilirkişi raporunda açıklandığı üzere sürekli olarak şirket ortağından borç alınarak işlerin yürütülmesidir. Bu nedenle bu artış kat sayısının dürüstlük kuralına aykırılığı ispat eder bir yanı bulunmamaktadır.
Sermaye artırımının hukuki gereklilikleri karşılanmış olup, Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliği de irdelenerek tıbbi açıdan ve şirketin mali durumu incelenerek mali açıdan sermaye artırımı kararında hukuka aykırı bir husus tespit edilemiştir.
Sermaye artışı kararında sermaye artışının 74.750 adet karşılığı 7.475.00 TL’nin … … tarafından şirket alacaklarından karşılanmasının Davacı tarafça sermaye artışının amacının gerçekten kaynak yaratmak olmadığını iddia etmiş ise de; 331.ve 431 No.lu hesaplarda izlenen “Şirket ortaklarının şirketten alacakları / ortaklara borçlar hesabının alacak bakiyesi” hakkında bu hesapta yer alan tutar açısından,şirket tarafından SMMM’den rapor da aldırılmıştır. Davacı tarafın bu hususa ilişkin bir itirazı da bulunmamaktadır. Ortağın şirketten alacağının sermaye artışında kullanılması TTK 127. Madde gereğince mümkün olması da dikkate alındığında davacı tarafın bu itirazı da yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 269,85-TL harcın, peşin alınan 80,70-TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 189,15-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/09/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”