Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/751 E. 2023/177 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/751 Esas
KARAR NO : 2023/177

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2022
KARAR TARİHİ : 06/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı ile imzalanan sözleşme gereğince Londra’da kiralık yer kullandırdığını,kiralanan yerin 2021/7-8-9.aylar genel giderinin ödenmediğini, buna dair İstanbul … İcra Dairesinde…Esas sayılı dosya ile başlatılan takibe davalının haksız olarak somut bir gerekçe göstermeden itiraz ettiğini,mahkemenin kesin yetkili olduğunu, taraflar tacir olduğundan ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesinin sözleşmeye dayalı giderler istendiği için görev itirazını sözleşmenin karma nitelikte olması nedeniyle reddettiğini, sözleşmede fesih hakkının bulunmadığını, davalının fesih için ileri sürdüğü ekonomik çekilmezlik nedeninin haklı olmadığını, kendilerinin de bu yere başka kiracı bulamadıklarını, …’ın 2019 tarihli doktora tezine dayanarak haksız fesihte sona erdirme beyanlarının kesin hükümsüz olduğunu, sonuçta sözleşmeye aykırı feshin kesin hükümsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile %20 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan davanın görevsizlik nedeniyle reddi ile Sulh Hukuk Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, yetki anlaşması gereğince Londra’daki kiralananın davasının İstanbul’da görülmesi mahkemenin takdirinde olduğunu, her halükarda davalı alt kiracının yasal feshi ihbarından sonraki döneme dair davacının ortak gider talebi haksız olduğunu, davacının fesih ile ilgili dayanaksız beyanlarının kabulüne de imkan bulunmadığını, Dr. …’ın 2019 tarihli doktora tezinde haksız fesihte sona erdirme beyanlarının kesin hükümsüz olduğunun belirtildiği iddiası da kötüniyetli bir beyan olduğunu, vaki haksız icra takibine rağmen inkar tazminatı istemi yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı kiraya verenin yaptığı …’e dair açıklamaların, işleyişinin ve diğer hususların olayla bir ilişkisi bulunmadığını, tüm bu nedenlerle öncelikle HMK 4/1-a hükmü ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun EK-1 maddesi gereği davanın görev yönünden reddi ile görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, esasa girildiğinde ise davacı kiraya verenin tahliye tarihinden sonraki döneme dair ortak gidere ilişkin haksız talep ve davasının reddini, İİK 67/2 hükmü gereğince davacı kiraya verenin %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı kiraya verene yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 06/03/2023 celsesinde sözleşmenin yurt dışı pazar girişimine yönelik hizmet ve karma edim niteliği ile benzer yönde İstanbul BAM 17. HD., 2022/1631 Esas, 2022/1522 Karar sayılı ilamı da gözetilerek görev itirazının reddine karar yargılamaya devam edildiği görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında faturadan kaynaklanan 246,00 GBP (1 GBP = 20,9829TL 5.161.79TL) üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 26/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 29/08/2022 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 01/01/2019 yürürlük tarihli sözleşmenin davalı yanca 31/01/2021 tarihinde feshedilmesi üzerine 2021/7-8-9. aylara dair genel gider bedellerinin davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği, bu kapsamda başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kira sözleşmelerini düzenleyen TBK’nın 299. maddesinde kira sözleşmesi; kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır.
Davaya konu sözleşmede ise ihracatçı şirketlerin yurt dışı pazarlara girişine yardımcı olunması amacıyla, katılımcı ihracatçı firmaların kira, tanıtım, istihdam gibi teşviklerden yararlanarak ilgili ülkelerdeki maliyetlerinde önemli ölçüde indirimler sağlanmasının hedeflendiği, katılımcı firmanın da teşvik dışında kalan maliyetleri karşılamayı taahhüt ettiği görülmektedir. Söz konusu sözleşmede sadece, davacının davalı tarafa taahhüt ettiği alanın tefrişatını yaparak kullanımına tahsis etmesi, davalının da alanı kullanması karşılığında taahhüt ettiği bedeli ödemeyi üstlenmesi edimi bulunmadığından, sözleşmenin kira sözleşmesi olarak nitelendirilmesi mümkün görülmemiştir. (İstanbul BAM 17. HD., 2022/1631E., 2022/1522K.) Sözleşmenin yurt dışı pazar girişimine yönelik hizmet ve karma edim niteliği gözetilerek görev itirazının reddine karar verilmiş, yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu sözleşmenin incelenmesinde;
Sözleşmenin 2. maddesi ile, ”İşbu Sözleşme, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından Yönerge kapsamında Ana Şirket statüsünde kuruları … A.Ş.’nin 2…, Birleşik Krallık adresinde bağlı kuruluşu olan … LİMİTED vasıtasıyla kurucağı “Türkiye Ticaret Merkezi” (“…”) vasıtasıyla gerçekleştirilecek faaliyetler ve sağlanacak hizmet ve bunun karşılığı olarak Kullanıcı Şirket tarafından yerine getirilmesi gereken borç ve yükümlülükler ile bu ilişkinin tabi olacağı usul ve esasları düzenlemektedir.” denilmiştir.
Sözleşmenin 3. maddesi ile, ”İşbu Sözleşme 04.01.2018 ile 04.01.2023 tarihleri arasındaki süre için akdedilmiş olup …LİMİTED tarafından kira akdinin yenilenmesi durumunda Kullanıcı Şirket’in İşbu sözleşme altındakı yükümlülükleri yenilenme süreleri devam ettiği ölçüde devam edecektir. … A.Ş.’nin kira sözleşme süresini yenilerne hakkı bulunmaktadır. Bu husustaki takdir yetkisi Bakanlık onayına binaen … AŞ’de olacaktır. Ancak, Kullamcı Şirket’in 03.04.2022 tarihine kadar sözleşmeyi yenilemek istemediğini yazılı olarak … A.Ş.’ye bildirmesi durumunda Kullanıcı Şirket İşbu Sözleşmenin yenilenmesi ile ortaya çıkacak yükümlülüklerinden sorumlu tutulmayacaktır. … A.Ş.’nin sözleşmenin yenilenmesini tercih etmediği durumda Kullanıcı Şirket, tahliye tarihinde binayı teslim aldığı hal ve şartlarda tahliye etmekle yükümlüdür. Kullanıcı Şirket, belirlenen hal ve şartlarda teslim edilmeyen taşınmazın onarım masraflarını ödemekle yükümlüdür. Ayrıca kiralanan için ödenen depozitonun Kullanıcı Şirket’in eylemleri sebebiyfe kesintiye uğratılması durumunda Kullanıcı Şirket, kullandığı alan oranınca İlgili kesintiye katlanacaktır. Tahliyenin gecikmesi halinde Kullanıcı Şirket, teşvik hesaplanmaksızın her ay başına düşen ödeme tutarının iki katı kadarını ceza olarak ödeyecektir. Kullanıcı Şirket’in İşbu Sözleşme veya Kira Sözleşmesi hükümlerine aykırılık oluşturan her türlü eylemi ve işlemi karşısında … A.Ş.’yi tazmin etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Kullanıcı Şirket, Işbu Sözleşmeye aykırı olarak kendisine sağlanan taşınmazı terk etmesi halinde … AŞ.’nin kullandırdığı taşınmaz üzerinden, söz konusu terk etme tarihi itibariyle … A.Ş.’nin tüm zararını karşılama yükümlülüğü bulunmaktadır.” denilmiştir.
Sözleşmenin 4.11. maddesi ile, ”Kullanıcı Şirket … içerisinde personel bulundurup, koleksiyonlarını yenileyip, pazarlama ve tanıtım hizmetlerini yürüterek aktif olarak faaliyette olmayı taahhüt eder, Aksi halde … yönetimi tarafından üç aylık süre tanınacağını, bu süre içerisinde de aktif olarak faaliyete geçmediği taktirde sözleşmenin … A.Ş. tarafından haklı nedenle derhal feshedileceğini kabul eder. …” denilmiştir.
Sözleşmenin 6. maddesi ile, ”… A.Ş., işbu Sözleşme’yi süresinden evvel herhangi bir sebep göstermeksizin 30 gün önceden yazılı bildirimde bulunmak kaydıyla tazminatsız olarak feshetme hakkına sahiptir. Ancak, Kullanıcı Şirket’in … organizasyonu kurallarına veya İşbu sözleşme hükümlerine riayet etmediği tespit edilirse … A.Ş.’nin tek taraflı olarak sözleşmeyi derhal feshetme hakkı da bulunmaktadır. Böyle bir durumda … A.Ş., tüm zararın ilgili şirketten doğrudan tahsil etme hakkını saklı tutar. Ancak İşbu sözleşmenin ikinci senesinden itibaren geçerli olmak kaydıyla Kullanıcı Şirket, Tebliğ kapsamında … bünyesinde oluşturulacak İcra Kurulu’nun olumlu kararı ve … A.Ş.’nin kararı onaylaması ile yerine şartlarına uygun başka bir şirket bulunması, … içerisindeki başka bir Kullanıcı Şirket’in bedeli mukabilinde başalan alana yerleşmesi veya İcra Kurulu’nun boşalan alanı … içerisinde yer alan tüm Kullanıcı Şirketlere pay etmesi şartıyla altı ay önceden … ve … A.Ş.’ye yazılı olarak yapılacak bildirim ile fesih hakkına sahip olacaktır. İcra Kurulu’nun boşalan alanı tüm … Kullanıcı Şirket’lerine pay etmesine ilişkin vereceği karar oybirliği ile alınmadıkça Kullanıcı Şirket fesih hakkını kullanamaz. Ancak hiçbir durumda İlgili … içerisinde on adet Kullanıcı Şirketten az sayıda şirket bulunamaz. Kullanıcı Şirket, fesih hakkının kullanması ile içerisinde yeni şirketin teşvik kapsamına alınmasındaki gecikmeden kaynaklanabilecek zararlar da dahil olmak Üzere tüm zararlardan tek başına sorumlu olacaktır. Ayrıca Kullanıcı Şirket, tahliyesini talep ettiği alanın temizlik ve eski hale getirilmesi masraflarını da karşılamayı taahhüt eder.” denilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam ederken davalı yan 22/01/2021 tarihli fesih ihtaratı ile 31/01/2021 tarihi itibariyle akdin tek taraflı olarak feshedildiğini, fesihten sonra 2021/Şubat, Mart ayı kiralarının ödeneceğini, sonraki döneme dair iade faturası düzenleneceğini belirtmiştir. Dava konusu takip tutarları bu fesihten 6 ay sonraki genel gider bedellerine ilişkindir. Önceki döneme dair talepler farklı icra ve dava dosyalarının konusu olmuştur. Davacı sözleşmenin belirli bir süre feshedilemeyeceğini, davalı feshinin geçersiz olduğunu, sözleşmenin devam ettiğini beyan ederek fesihten sonraki bedelleri ayrı ayrı talep etmeye devam etmektedir.
Fesih bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olup ileri sürüldüğünde sözleşmeyi sona erdirir. Sözleşmenin usulünce veya usulsüz ya da haklı veya haksız şekilde feshedilmesi ayrı bir olgu olup öncelikle fesih iradesinin varlığına sonuç bağlanmaktadır. Bu irade kullanılmakla tüketilecek tek taraflı bir beyan olduğundan karşı tarafa varması ile yine tek taraflı irade sonuç doğuracaktır. Tekel hakkı, kamunun üstün yararı gibi haller haricinde sözleşme ile bağlılığa dair zorunluluk aynı zamanda sözleşme ve çalışma özgürlüğüne aykırı sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle sözleşmenin feshine dair tespit ayrı bir olgu iken sözleşmenin feshinden kaynaklanan müspet veya menfi talepler sonuç olarak değerlendirilmelidir.
Yukarıda bahsi geçen taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesine göre davacı Sözleşme’yi süresinden evvel herhangi bir sebep göstermeksizin 30 gün önceden yazılı bildirimde bulunmak kaydıyla tazminatsız olarak feshetme hakkına sahiptir. Devamında yine davacının, davalı yanca gerçekleştirilen sözleşme aykırılık halinde derhal fesih hakkı düzenlenmiştir. Bunun yanında davalının fesih hakkı sözleşmenin ilk iki senesi için tanınmamış, sonrasında ise talep üzerine … bünyesinde oluşturulacak İcra Kurulu’nun olumlu kararı ve … A.Ş.’nin kararı onaylaması ile yerine şartlarına uygun başka bir şirket bulunması, … içerisindeki başka bir Kullanıcı Şirket’in bedeli mukabilinde başalan alana yerleşmesi veya İcra Kurulu’nun boşalan alanı … içerisinde yer alan tüm Kullanıcı Şirketlere pay etmesi şartıyla altı ay önceden … ve … A.Ş.’ye yazılı olarak yapılacak bildirim ile fesih hakkına sahip olacağı veya İcra Kurulu’nun boşalan alanı tüm … Kullanıcı Şirket’lerine pay etmesine ilişkin vereceği karar oybirliği ile alınmadıkça Kullanıcı Şirket fesih hakkını kullanamayacağı düzenlenmiştir. Davalının feshi adeta kendisi ile tamamen aynı koşullara sahip bir şirketin bulunması ve icra organına kabul ettirilmesi üzerine kurulmuştur. Bunun karşısında davacının 30 günlük sebepsiz ve günsüz haklı nedenle fesih imkanı bulunmaktadır. Davacının sözleşme yapmadaki hakim konumu, sözleşmenin tek tip olması gözetildiğinde taraflar arasındaki hak ve yükümlülükler arasında denge bulunmadığı, davalı aleyhine fahiş, orantısız olduğu, adeta sözleşmeyi fesih hakkının ortadan kaldırıldığı, bu haliyle TBK 25 maddesi kapsamında dürüstlük kurallarına aykırı nitelikli genel işlem koşulu olarak nitelendirilmesi ve yazılmamış sayılması mümkün olmakla birlikte sözleşme özgürlüğüne dair TBK 26 maddesinin ihlal eder nitleikte, TBK 27 maddesi kapsamında kişilik haklarına aykırılık teşkil etmekte olup kısmi hükümsüzlük yaptırımına tabi tutulması gerekecektir.
Davalı yönünden salt fesih hakkının bulunmaması sebebine dayalı olarak talep edilen dava konusu genel gider bedellerinin fesihten 6 ay sonrasına ilişkin olduğu, davalının bir kaç ay için daha ödeme yapıp fesih iradesini davacı yana bildirdiği, sözleşmeden doğan menfi ve müspet zararların davalıdan tahsili gündeme gelebilir ise de fesihten 6 aylık süre sonrası için davalının fiilen kullanmadığı alanda adeta fesih hiç gündeme gelmemiş gibi fiili kullanıma yönelik genel gider bedelinden sorumlu tutulmasının mümkün görülmediği, davalının feshinin haklı veya haksız olmasından bağımsız olarak, sözleşmeyle bağlılığın sona erdirildiği bildirilmesine ve geçen 6 aylık sürenin makul olmasına rağmen borçların aynı şekilde talep edilmesi, yukarıda açıklanan gerekçeler de gözetildiğinde yerinde görülmeyerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Bu yönde tespit veya davalı ispatı bulunmadığından yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 179,90-TL maktu harçtan 90,15-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 89,75-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.278,52-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının resen ilgilisine iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.06/03/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza