Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/74 E. 2023/676 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/74 ESAS
KARAR NO : 2023/676 KARAR

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2022
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; Davalı … ile müvekkili Şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında taraflar arasında Çiğ Süt Alım Sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmesel ilişki kapsamında davalıdan çiğ süt alımı yapılmakta olup, buna karşılık olarak müvekkili şirket tarafından davalıya yem satışı yapıldığını, 2018 yılından bu yana süregelen süreçte davalı …, cari hesap ilişkisi kapsamındaki ödemeleri çoğunlukla geciktirdiğini ve ticari ilişki kapsamında müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olduğu tutarları gereği gibi ödemediğini, her ne kadar davalı … ile bakiye borçların ödenmesine ilişkin olarak bir çok kez iletişime geçilmişse de, davalının bahsi geçen borçlarına ilişkin hiçbir ödeme yapmaması nedeniyle müvekkili şirket tarafından … 2. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası kapsamında davalı Borçlu …’e karşı ilamsız icra takibi başlatıldığını,
itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; Davacı ile 2016-2018 yılları arasında süt alım sözleşmesi kapsamında ticaret yapıldığı, 2019 yılından itibaren sözleşmenin uzatılmadığı, icra takibine dair tebligat gelene kadar davalıya herhangi bir hesap mutabakatı ve alacak ihtarnamesi yapılmadığı, davacının iddia ettiği faturaların tamamen itirazsız kabul edildiği iddiasının tamamen yanlış olduğu, davacı tarafla açık hesap ticari faaliyet ve cari hesap mutabakatı yapılmadığını, taraflar arasında car hesap sözleşmesi bulunmadığını, cari hesap mutabakatı bulunmadığından ve alacağın varlığı muhakemeyi gerektirdiğinden alacağın likit olmadığını, davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahküm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini, talep etmiştir.
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
… 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacının davalı aleyhine 159.644,76-TL asıl alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde itiraz ettiği görülmüştür.
Bilirkişinin düzenlediği 02/08/2023 tarihli 14 sayfadan ibaret raporunda özetle; Tarafların ibraz olunan ticari defterlerinden sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre 21.10.2021 takip tarihi itibariyle kaydi olarak davacının 159.644,76TL davalıdan alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerine göre davalının 21.10.2021 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 170.280,02TL davacıdan alacaklı göründüğü, taraf defterlerindeki 329.924,78TL farkın 123.042,00TL’lik kısmının 2017-2018 dönem sonu dönem başı devir kaydı farkından, 30.000,00TL’lik kısmının davacının defterlerinde olduğu halde davalının defterlerinde kayıtlı ve belgesi sunulu olmayan ödemelerden, 206.882,95TL’lik kısmının ise davacının defterlerinde kayıtlı olduğu halde davalının defterlerinde kayıtlı olmayan ve teslim/tebliğ eksiliği bulunan 5 adet “Çiğ Süt Miktar Farkı” faturasından kaynaklandığı, bu itibarla dosyaya sunulu mevcut bilgi ve belgeler ile incelemeye sunulan ticari defter ve belgeler kapsamında davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların davalı aleyhine borç doğurmadığı, bu nedenle öncelikle takibe konu alacağın dayanağı (toplam tutarı 206.882,95TL olan) faturaların teslim/tebliğ hususu ispatlanıncaya kadar davacının alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 21.10.2021 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %16,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %16,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, sonuç ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında Çiğ süt alımına yönelik ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, davacının 01/01/2018 ile 21/10/2021 yılları arası kayıtlarının incelenmesinde 159.644,76 TL alacaklı olarak göründüğü, davalı tarafın 01/01/2017 ile 31/12/2019 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davacıdan 170.280,02 TL alacaklı olarak göründüğü, tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbirini doğrulamadığı, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın defterlere kayıtlı olmasının alacağın varlığına tek başına ispata yeterli olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu, malın teslimini ispatlaması gerektiği, davacının defterlerinde ve dosya içerisinde faturaya konu malın teslimine ilişkin belge bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafından 2018 yılı öncesi kayıtların incelenmesi talep edilmiş ise de; dava dilekçesinde 2018 yılından bu yana davalıya satış yaptığını beyan ettiği, 2018 yılı öncesi kayıtların incelenmesi talebinin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-269,85-TL karar harcının peşin alınan 1.928,12-TL den düşümü ile kalan 1.658,27‬-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 24.946,71-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır