Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/711 E. 2023/148 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/711 Esas
KARAR NO : 2023/148
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 26/10/2022
KARAR TARİHİ : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilİ şirket tarafından mimar … … …’a sipariş edilen “proje hazırlanması” işi doğrultusunda, karşı taraf … belge numaralı 23.06.2022 tarihli ve KDV dahil 12.250-TL bedelli serbest meslek makbuzunu keşide ettiğini, söz konusu makbuzda üzerinde herhangi bir ödeme vadesi belirtilmediği gibi, bahsi geçen alacak talebini muaccel hale getirmek amacıyla müvekkil şirkete gönderilen herhangi bir ihtarname olmadığını, davalı, makbuz konusunu teşkil eden alacak henüz muaccel hale dahi gelmemiş iken makbuz bedelinin tahsil edilemediği iddiasıyla …. İcra Müdürlüğü nezdinde 2022/… Esas sayılı dosya ile fatura bedelini de aşacak şekilde 12.500-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığını, söz konusu ödeme emri müvekkiline ödenmeden makbuz bedeli olan 12.500-TL’nin davalıya 06/07/2022 tarihinde ödendiğini, ödemeye rağmen icra takibinden vazgeçilmediğini, tüm bu nedenlerle öncelikle menfi tespit davalarının kabulü ile müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitini, … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyası kapsamında icra müdürlüğü veznesinde muhafaza edilen tutarların müvekkil şirkete istirdatını, davalının talebiyle uygulanan haksız hacizler nedeniyle 1000-TL manevi tazminatın takip tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte kabulünü, davalının haksız ve kötü niyetli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle takip bedelinin %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle, huzurdaki davanın görevsiz mahkemede ikame edilmesi nedeniyle davanın usul (görev) yönünden reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esas yönünden reddini, icra dosyası üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, haksız şekilde işbu davayı ikame eden davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra takip dosyasının UYAP suretinin, vergi dairesi kayıtlarının ve ticaret sicil kayıtlarının celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafça davalıya sipariş edilen proje çizimi kapsamında kesinleşen icra takibi ile tahsil edilen ücretin davalıdan istirdatı şartlarının oluşup oluşmadığı, alacağın muaccel olup olmadığı ve haksız icrai işlemler iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; uyuşmazlığın davacı tarafça davalıya sipariş edilen proje çizimi kapsamında kesinleşen icra takibi ile tahsil edilen ücretin davalıdan istirdatı şartlarının oluşup oluşmadığı, alacağın muaccel olup olmadığı ve haksız icrai işlemler iddiasına dayalı manevi tazminat talebinden kaynaklandığı, bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, Mahkememizin 28/10/2022 tarihli tensip tutanağı gereğince ilgili kurumlara müzekkerelerin yazıldığı, … Ticaret Sicil Müdürlüğünce davalı … …’ın tacir kaydına rastlanılmadığının bildirildiği, … Vergi Dairesince davalı … …’ın ” … Mimari Danışmanlık” faaliyetine ilişkin serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet kaydının devam ettiği ve serbest meslek kazanç defteri tuttuğu bildirildiği, uyuşmazlığa konu makbuz tarihine göre kazancının VUK 177. md. kapsamında belirlenen sınırları aşmadığı, 6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde davalının tacir olduğuna dair bilgi ve belge de bulunmadığı, mimarlık mesleğinin tacir sıfatına doğrudan vücut vermeyeceği, bu hali ile TTK 4. maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartının sağlanmadığı, dolayısıyla nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığı eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir. Bu nedenlerle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK 20 madde gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde iki hafta içerisinde müracaat edildiği taktirde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde HMK 20 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek HMK 331/2 madde gereğince harç ve yargılama giderleri hususunun mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/02/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza