Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/662 E. 2023/469 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/662 Esas
KARAR NO : 2023/469

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2022
KARAR TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 12.09.2022 tarihinde karşılıklı akdedile… Kısa Numara Tanım Protokolü uyarınca davacı şirket …Ltd. Şti.’nin yüklenici konumunda olduğunu, hizmet sözleşmesinde tüm hizmet ve yükümlülükler için ödenecek bedelin 12 aylık (yıllık) işletim bedeli 1.000,00-TL + KDV olduğu,… Taşımacılık, ilgili fatura bedelini, faturanın kendisine ibraz edildiği günden itibaren 7 gün içinde…Ltd. Şti’nin banka hesabına yatırması gerektiğini, ancak ilgili hizmetin davacı şirket tarafından sağlanmış olmasına rağmen …Taşımacılık tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı ile borcunu ödemesi için yapılan görüşmelerden hiçbir sonuç elde edilemediğini belirterek davalı şirket aleyhine alacağın tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu belirterek davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili şirketin, davacı şirkete davaya konu takibe ilişkin veya başkaca herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin iddiasının aksine, davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir mal veya hizmet sunulmadığını, davalı müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının tetkikinde de bu durumun açıkça görüleceğini, takibe konu faturaların mesnedi olduğu iddia edilen, mal veya hizmetin davalı şirkete sunulduğuna ilişkin olarak da dava dosyasına herhangi bir delil sunulmadığını belirtilerek davanın reddine, davacının %20 inkar tazminatına mahkumiyetini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Dairesinin …Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 1.180,00-TL alacak üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 27/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 25/02/2022 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 03/05/2023 tarihli raporunda özetle; ”Rapor içerisinde belirtildiği üzere; Davacı şirket tarafından incelemeye ibraz edilen 2020 yılına ait yasal defterlere ilişkin tasdikle ilgili yükümlülüklerin yasal süresinde yerine getirildiği ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davalı tarafça yasal defterlerin incelemeye ibraz edilmediği, bu nedenle davalı tarafın yasal defterleri üzerinde dava konusu olaylar yönünden inceleme yapılamadığı, Davacı tarafın ticari defterlerinde icra takip tarihi itibariyle 1.180TL tutarında davalıdan alacaklı olarak alacaklı göründüğü, Davacının kestiği takibe dayanak olan e-faturanın dijital olarak davalıya gönderildiği, takibe dayanak faturaya veya muhteviyatı hizmete davalı tarafından itiraz edildiğine ilişkin dosyada mevcut herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, Sayın Mahkemenin takibe dayanak fatura ve hizmetin verildiğini kabul etmesi halinde davacının talep edebileceği alacak miktarının 1.180,00TL olduğu, Davacının icra takibine kadar geçen dönem için işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, Davacının inkâr tazminatı talebinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu yönünden oluşan görüş ve kanaatler bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Uyuşmazlığın taraflar arasındaki fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali isteminden kaynaklandığı, faturanın taraflar arasında imza edilen elektronik haberleşmeye dair hizmet sözleşmesinden doğduğu, sözleşmedeki usul ve yasaya uygun yetki şartı nedeniyle icra dairesinin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, elektronik haberleşmeye dair hizmet sözleşmesi imza edildiği, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, mahkememizce ön inceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verilerek dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, taraflara usulüne uygun ihtaratların yapıldığı, incelemenin davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinden yapıldığı, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, bu durumda HMK 222/3 maddesi uyarınca bir tarafın ticari defterlerinin hükme esas alınabileceğinin düzenlendiği, mahkememizce aldırılan ve hükme esas bilirkişi raporu ile, davacı şirket tarafından incelemeye ibraz edilen 2020 yılına ait yasal defterlerine ilişkin tasdikle ilgili yükümlülüklerin yasal süresinde yerine getirildiği ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalı tarafça yasal defterlerin incelemeye ibraz edilmediği, bu nedenle davalı tarafın yasal defterleri üzerinde dava konusu olaylar yönünden inceleme yapılamadığı, davacı tarafın ticari defterlerinde icra takip tarihi itibariyle 1.180,00TL tutarında davalıdan alacaklı olarak alacaklı göründüğü, takibe dayanak olan e-faturanın dijital olarak davalıya gönderildiği, takibe dayanak faturaya veya muhteviyatı hizmete davalı tarafından itiraz edildiğine ilişkin dosyada mevcut herhangi bir belgeye rastlanılmadığının tespit edildiği, bu faturaya itiraz olmadığı gibi iade de edilmediği, tarafların önceki döneme dair ticari ilişkisinde de teamülün bu suretle yerine geldiği, önceki dönemlerde aynı sözleşmeden kaynaklanan davalı ödemelerinin bulunduğu, haklı neden bulunmadan davalı ticari defterlerinin Mahkemenin incelenmesine sunulmadığı, verilen süre içerisinde yerinde inceleme de talep edilmediği, davalı tarafça her ne kadar cevap dilekçesi ile tanık deliline dayanılmış ise de, usulüne uygun olarak tanık listesinin de dosyamıza sunulmadığı, hal böyle iken HMK 222/3 maddesine göre lehe delil niteliklerini haiz davacı ticari defterlerinin hükme esas alınabileceğine kanaat edildiği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, sözleşmesel faiz oranının aylık %4 oalrak belirlenmesine rağmen takipte yıllık %9 talep edildiği, bu haliyle işleyecek faiz oranı yönünden de itirazın yerinde olmadığı kanaatiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu edilen asıl alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin ödeme emrindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatı 236,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken alınması gereken 179,90-TL harçtan 80,70-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 99,20-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 80,70-TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.614,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.560,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/06/2023
Katip Hakim
e-imza e-imza