Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/644 E. 2023/520 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/644 Esas
KARAR NO 2023/520 Karar

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/09/2022
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 30/09/2022 tarihli dava dilekçesini özetle; Davalının …. Ltd. Şti. isimli şirketten alacaklı olduğu iddiası ile …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibin kesinleşmesi ile birlikte bir takım haciz işlemlerine giriştiğini, davacı müvekkil şirketin resmi adresi olan ‘… Mah. … Cad. No:… …/İst.’ adresine 21.07.2022 ve 15.09.2022 tarihlerinde olmak üzere iki kez haciz işlemi yaptığını, kasa haczi ve sair bir takım haciz işlemleri yaptığını, borcun müvekkil şirketten ve davacı müvekkil şirket yetkilisinden tahsilini talep ettiğini, müvekkil şirket ve yetkilisi haciz sırasında borçlu şirket ile bir ilgisinin olmadığını, takdiren teminatsız olarak veya makul bir teminat karşılığı …. İcra Dairesi … E. Sayılı takibin durdurulmasına/icra veznesine giren bedelin alacaklıya ödenmemesini, davacıların ayrı ayrı davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, takibe konusu 30.000,00TL bedelli, 15.09.2022 tanzim tarihli senetin iptali ile davacılara iadesini, kötüniyetli olan davalı aleyhine asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 20/10/2022 tarihli cevap dilekçesini özetle; Davacı taraflar iddialarını somutlaştırmadığını, menfi tespite konu olan icra dosyası kambiyo senedine dayalı takip olup davacılar müvekkiline borçlu olduğunu, senet altındaki imzaya herhangi bir itiraz olmadığını, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki şirket yetkilileri aynı olduğu gibi davacılardan … de söz konusu şirketin yetkililerinden biri olduğunu, dolayısıyla organik bağ mevcut olduğunu, davacıların haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile birlikte tüm alacak miktarı üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 30.000,00-TL asıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 30/09/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekilinin 18/10/2022 tarihli dilekçesi ile verilen tedbir ret kararı sebebiyle her türlü idareye rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla dava konusu icra borcunun ödenmesi sebebiyle davamız istirdat davasına dönüştüğünü beyan etmiştir, izah edilen nedenlerle davanın istirdat davası olarak devamına karar verilmesini ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava haciz baskısı altında imzalandığı iddia edilen bononun istirdadı istemine ilişkindir.
İİK 72/7’inci bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir. İstirdat davasının biri maddi hukuka, diğeri takip hukukuna ilişkin olmak üzere iki koşulu bulunmaktadır. Maddi hukuk bakımından borçlunun gerçekte borçlu olmadığı bir borcu ödemiş olması ve takip hukuku bakımdan ise borcun cebri icra takibi sebebiyle icra takibi sırasında ve cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekir. Ödemenin mutlak suretle takibin kesinleşmesinden sonra bir başka deyişle borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz edip de itirazının icra hakimliğince kesin olarak kaldırılmış olması durumunda yapılmış olması gerekir. İİK 72. madde düzenlemesinin maddi anlamda takip borçlularını kapsadığı, davacının maddi hukuk bakımından takip borçlusu sıfatına sahip olmadığı, davanın 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 72/7 maddesine göre açılmış bir istirdat davası olamayacağı, zira ortada davacı aleyhine başlatılan bir icra takibi olmadığı, davacının İİK 72/7’e göre dava açma hakkı bulunmadığı, İİK 72/7’inci maddesinde tanımlanan istirdat davasının bu nedenle şartlarının oluşmadığı görülmektedir. İİK 72. maddenin takipteki tüm şahıslar yönünden düzenlendiğinin kabul edilmesi halinde, 3. Kişiler için konulmuş olan İİK 89 ve İİK 72. madde düzenlemelerindeki sürelerin bir anlamının kalmayacağı, yasanın şahıs ifadesinden anlaşılması gerekenin takip borçlusu olduğu, şu halde İİK 89. madde kapsamında, süresi içinde menfi tespit davası açma hakkını kullanmayan ve bu sebeple takip borçlusuna herhangi bir borcu olmadığı halde, yasanın emredici kuralları gereğince alacaklıya ödeme yapmak zorunda kalan 3. kişinin, genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası açması mümkündür.
Öte yandan, davalı takip alacaklısı olup, takip hukuku sınırları içerisinde alacağı için başlatmış olduğu icra takibi neticesinde alacağına karşılık yaptığı haciz işlemlerinden dolayı sebepsiz zenginleşmesi söz konusu değildir. Burada sebepsiz zenginleşen dava dışı takip borçlusu olduğundan, davacı tarafından ancak dava dışı gerçek borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilecek olup, davalının bu davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d, 115/2 maddeleri gereğince davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2020/2074 Esas, 2020/57 Karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2021/1213 Esas, 2021/1230 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/18160 Esas, 2016/7678 Karar sayılı ilamları emsal niteliktedir.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-179,90-TL karar harcının peşin alınan 512,33-TL den düşümü ile kalan 332,43-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5–Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde …Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır