Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/637 Esas
KARAR NO : 2023/930
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
YAZIM TARİHİ : 11/01/2024
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 04/01/2019 tarihinde sürücü … … idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı davalı sigorta şirketinin sigortalısı arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın çift taraflı olup, kazada … plakalı aracın kusurlu olduğunu, davacının ise bu kazada kusuru bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunu madde 99 da Sigortacıların, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduklarını, davacının 29.01.2019 tarihinde davalı-borçlu sigorta şirketine başvuru yapmış olmasına rağmen sigorta şirketinin kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunlu olduğu tazminatı ödemediğini, müvekkilin haklarını sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiğini, ödemekle zorunlu olduğu tazminatı sürüncemede bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gitmiş olduğunu, tahsil etmemiz gereken tazminat alacağının yasal süresinde tahsil edilemediğini, alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar talebine ilişkin huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, bunun üzerine tarafınca … ‘ne 25/02/2021 tarihinde 2021.E… sayılı dosyası ile değer kaybı tazminatı talep edildiğini, dosyada 28/07/2021 tarihinde … mumarasıyla karar verilmiş olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle HMK 107. Maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davacının alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde düzenlenmiş olup dava konusu trafik kazası zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddi gerekeceğini, yeni düzenlemeye göre zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkının ortadan kaldırılmış olduğunu; dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getirilmiş olduğunu, haliyle başvurunun tam ve eksiksiz yapılması gerektiğini, huzurdaki davanın “Belirsiz Alacak” nevinde ikame edilmesinin usul hukuku kurallarına aykırı olduğunu, davalı sigorta şirketi aleyhine davacı “fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL” olmak üzere dava açıldığını, huzurdaki davada başvuran tarafından munzam zarara ilişkin uyuşmazlık/dava tutarı miktarının belirsiz alacak davası şeklinde açılmayacağını beyanla, ıslah yoluyla arttırmasına muvafakat etmediklerini, taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından davacıya ödeme yapılmış olduğundan herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın talebinin teminat dışı olup yargılamanın uzun sürmesinden dolayı davalı şirkete kusur atfedilemez olduğunu, … ‘nun kararına karşı davacı tarafından icra takibine konu edilmiş icra dosyasına ödeme yapıldığını, anılan ödeme ile birlikte davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, davacının, faizi aşan zararını, inanılır, kesin ve net bir şekilde ispat etmesi gerektiğini, ancak davacı tarafça bu hususu ispata yarar somut delil sunulmamış olduğunu, salt ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzlukların munzam zararın kanıtı olarak kabul edilemeyeceğinin aşikar olduğunu, davalı şirketin, temerrüde düşmediğini, dava konusu olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru da bulunmadığını, davalı şirketin, yargılama süreçleri devam ederken savunma hakkını kullanmış olup kararda çıkan miktarı tazminat sorumlusuna ödediğini, munzam zararın talep edilebilmesi için borçlunun kusurlu olması gerektiğini, davacı vekilinin dava açıldığı sırada dava sonunda hüküm altına alınan tazminat miktarının belirli olduğunu, davalı müvekkilin bu tarihte temerrüde düştüğünü bu nedenle munzam zarardan sorumlu olduğunu iddia ettiğini, öncelikli olarak miktarın davanın açıldığı sırada belirli olduğu ve davalı şirkete dava sonunda hüküm altına alınan miktarın ödenmesine yönelik bir başvuru ve miktar talebine ilişkin bir evrak sunmadığını, davacıların maddi zarara ilişkin talepleri yargılamayı gerektirmekte olup yargılama ile belirlenmiş ve hüküm altına alınmış bir tazminat olmadan davalı şirketin ödeme yapmasının beklenemeyeceğini, açıklanan nedenlerle munzam zararın tazminine ilişkin taleplerin öncelikle ispata muhtaç olması gerektiğinden ve bu taleplerin davacı tarafça ispatlanamadığı açık olduğundan davanın reddinin gerektiğini, husumet yokluğu, zamanaşımı, hak düşürücü süre, hukuki yarar, dava şartı oluşmaması nedeniyle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, taraflarının davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. Sayılı dosyası,
2-2021.E… numaralı Sigorta Tahkim Hakem Heyeti Dosyası
3-Tramer Kayıtları
4- 29/01/2019 VE 28/07/2021 tarihleri arasındaki Türk Lirasının döviz kurları (dolar , euro, sterlin) karşısında kayıp oranlarını gösterir tablo/çizelge
5-Arabuluculuk son tutanağı
6-Mahkememizde alınan bilirkişi raporu
Bilirkişi tarafından düzenlenen 18/06/2023 tarihli Nihai raporda özetle; Gerek Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında gerekse de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda, araç değer kaybı talebinin ZMSS (Trafik Sigortası) teminatı kapsamında olduğu, 24.01.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak, davacı tarafın “Değer Kaybı Talebinin” KEP mail yoluyla davalı … Sigorta AŞ’ye 09.02.2021 tarihinde ihbar edildiği, davalı sigorta şirketinin davacı tarafın “Değer Kaybı Talebi” hakkında 09.02.2021 tarihinde bilgi sahibi olduğu, Sigorta Tahkim Komisyonunun 25/02/2021 başvuru tarihli, 2021.E… sayılı Uyuşmazlık Hakem Kararı dosyasında, Bilirkişi/Sigorta eksperi … tarafından tanzim edilen 26.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda, 24.01.2019 tarihli kaza nedeniyle … plakalı araçta 5.000,00 TL’lik değer kaybı meydana geldiği tespitinde bulunulduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 528,00 TL’lik değer kaybı tazminatının 12.03.2019 tarihinde, artan 4.472,00 TL’lik değer kaybı tazminatının ise … İcra Müdürlüğünün 2021/… nolu dosyası çerçevesinde davalı sigorta şirketinden 11.08.2021 tarihinde tahsil edildiği, Munzam (aşkın) zararın, yansıma veya dolaylı zarar olup olmadığı hususu ile bu talebin trafik sigortası teminatı kapsamı dışında tutulan teminatlardan/taleplerden olup olmadığı hususunun hukuki nitelendirme ve değerlendirme gerektirmesi nedeniyle Yüce Mahkemenin takdirinde olduğu, Munzam (aşkın) zararın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarında belirlenen teminat türleri arasında sayılmadığı, 2918 sayılı KTK m.92’de Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararların, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartları A.6. maddesinde ise Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin kapsam dışında tutulduğu, davacı tarafın munzam zarar talebinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 122/1.maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi hususunun Yüce Mahkemenin takdir ve yetkisinde olduğu, … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının, … no.lu kasko hasar dosyasındaki yedek parça, malzeme, işçilik vb. giderlerin kesinleşmesinden ve dosyanın tekemmül etmesinden sonra değerlendirilebileceği, dolayısıyla onarım süreci tamamlanmadan “Araç Değer Kaybının” da hesaplanamayacağı, davaya konu 24.01.2019 tarihli kaza sonrasında, mağdur … plakalı aracın dava dışı … Sigorta AŞ tarafından ve kasko sigorta poliçesi çerçevesinde onarıldığı, … no.lu kasko hasar dosyasının dava dosyasında görülemediği, … plakalı aracın trafik sigortacısı davalı … Sigorta (… Sigorta) AŞ’ye 27.02.2019 tarihinde ihbar (rücu) edildiğinin, dosyanın da 26.07.2019 tarihinde kapandığının değerlendirildiği, davalı sigorta şirketine 09.02.2021 tarihinde KEP mail ile ihbar edilen değer kaybı talebinin 8 iş günü içinde yani en geç 19.02.2021 tarihinde hak sahibine ödenmesinin gerektiği, davalı sigorta şirketinin 20.02.2021 tarihinde temerrüde düşeceği, davacının değer kaybı talebinin 20.02.2021-11.08.2021 dönemine ilişkin olarak değerlendirilmesinin gerekeceği, davacının 20.02.2021-11.08.2021 dönemine ilişkin munzam zararının 784,089 TL olabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
… İcra Müdürlüğünün 2021/… Esaslı dosyası uyap sisteminden dosya içerisine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 4.472,00-TL maddi tazminat, olmak üzere toplam 9.884,39-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin 07/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde *** tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava İcra ve İflas Kanununun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık ; davacı adına kayıtlı olan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan … plaka numaralı aracın çarpması nedeniyle davacının aracında meydana gelen zararın zamanında ödenmemesi nedeniyle davalının aşkın zararının doğup doğmadığı davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında aşkın zarardan sorumlu tutulup tutulmayacağı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Somut Olayda; Sigorta Tahkim Komisyonunun vermiş olduğu kararı, dava konusu edilen araca ait SBGM tramar kayıtları ile Merkez Bankası ve Borsa İstanbul verileri celp edilmiştir.
Davacının aracındaki değer kaybının geç ödenmesinden kaynaklı olarak munzam zarının doğup doğmadığının tespiti için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişinin dosyaya sunduğu 18/06/2023 tarihli raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmüştür.
Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2022 tarih 2021938 Esas 2022/401 karar sayılı ilamında ”TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır. Ancak mahkemece yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından yukarıda belirtildiği şekilde bir zarar olgusunun ileri sürülüp yasal çerçevede ispatlandığı söylenemez. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair direnme kararı, temerrüt faiziyle birlikte davacıya ödenen anapara yanında temerrüt faizini aşan zararın, davacı tarafından kendi duruma özgü şekilde somut olarak ispat edilememiş olması nedeniyle yerindedir.” şeklinde hüküm vermiştir
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Davacı aşkın zarar taleplerini sadece ülkedeki ekonomik koşulların kötülemesine dayandırdığı kendi durumuna özgü somut vakalar ileri sürmediği ve bu hususta delilde bildirmediği görülmüş, dolayısı ile yüksek enflasyon, dolar kurundaki artış, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, davacıyı ispat yükünden kurtarmayacağı bu itibarla ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan hareketle ileri sürülen soyut ve varsayıma dayalı zarar iddiası dışında somut bir zararın doğduğu davacı tarafça ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesinde Ayrıntıları ile Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-269,85-TL karar harcının peşin alınan 80,70-TL den düşümü ile kalan 189,15-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda parasal miktar itibariyle kesin karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*