Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/62 E. 2023/780 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/62 Esas
KARAR NO : 2023/780
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2022
KARAR TARİHİ : 02/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; … markasıyla ve www…..com alan adlı internet sitesi üzerinden e-ticaret sektöründe faaliyetlerini sürdüren müvekkili şirketin, akdedilen sözleşmelere istinaden ülke genelindeki birçok gerçek ve/veya tüzel kişi tacirin ürünlerinin satışına aracılık ettiğini, davalı tarafla 06/08/2020 tarihinde Satıcı İş Ortaklığı ve İlan Sözleşmesi akdedildiğini, satıcıların platform üzerinden işlem yapabilmelerinin öncelikli koşulunun, bu sözleşmeyi elektronik ortamda onaylamaları olduğunu, sözleşme uyarınca davalıya ait ürünlerin www…..com alan adlı internet sitesi üzerinden tüketicilere satışa sunulduğunu, her bir satış işlemiyle ilgili olarak da müvekkilinin kararlaştırılan oranlardaki komisyonlar başta olmak üzere cezai şart, hediye çeki, kargo ve iade bedellerinden kaynaklı sair hak ediş bakiyeleri doğduğunu, müvekkiline ait platform üzerinden yapılan işlemler neticesinde her bir taraf nezdinde doğan hak edişlerin faturalandırılarak cari hesaba kaydedildiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin diğer tarafı olan satıcıların cari hesapta alacak bakiyeleri doğduğunda ödeme işlemlerini gecikme olmaksızın yerine getirdiği, buna karşın davalı gibi birçok satıcı tarafından borç bakiyelerinin ödenmediğini, sözlü görüşme ve ihtar mahiyetindeki ödeme mektuplarına da olumlu yanıt alınamadığını, davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine davalının itirazı sonucunda takibin durduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile takibin devamını, kötü niyetli itiraz nedeniyle dosya borçlusu davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu sözleşmeyi kabul etmediklerini, söz konusu sözleşmedeki imza ve kaşenin, müvekkili şirkete ve şirket yetkilisine ait olmadığını, bu nedenle öncelikle sözleşmede yer alan imzalara itiraz ettiklerini, imzaların davacı tarafça atılmış olup sahte olduğunu, bu hususta yapılacak bilirkişi incelemesi ile imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının netlik kazanacağını, davacı tarafın dava konusu sözleşme ile müvekkili şirket ile aralarında ortaklık sözleşmesi ve buna bağlı olarak cari hesap ilişkisi bulunduğunu iddia ettiğini, müvekkili şirketin davacı taraf ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacı tarafın aksi yöndeki iddialarının gerçek dışı ve kabul edilemez olduğunu, davacı tarafın ayrıca müvekkili şirketin cari hesabının 37.116,80TL borç verdiğini iddia ettiğini, taraflara ait ticari defterler incelendiğinde; müvekkili şirket ile davacı taraf arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, müvekkilinin davacıya 37.116,80TL borçlu olmadığı hususlarının netlik kazanacağını, tüm bu açıklanan nedenlerle davacı tarafından açılan haksız davanın öncelikle yetki yönünden, mahkemeniz aksi kanaatte ise esastan reddini, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkememizce banka kayıtları ve …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2021/… Esas sayılı takip dosyasında cari hesaptan kaynaklanan 37.116,80-TL üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 22/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 27/01/2021 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Talimat mahkemesince aldırılan mali müşavir bilirkişinin 13/09/2022 tarihli raporunda özetle; Davalı şirkete ait ve tarafıma sunulan İş bankası …iban numaralı hesap ekstrelerine göre, davacı şirketin 27.08.2020 tarihinde 6.990,87TL, 03.09.2020 tarihinde 28.024,36-TL olmak üzere toplam 35.015,23TL yatırmış olduğu, davalı şirketin aynı hesaptan 27.08.2020 tarihinde 3.988,77TL, 03.09.2020 tarihinde 28.024,36TL olmak üzere toplam 32.013,13-TL tutarı … iban numaralı hesaba, … grup Geri iade açıklaması ile Eft şeklinde geri iade etmiş olduğu, Söz konusu banka ekstre kayıtlarına göre geri ödenmeyen bakiye tutarın (35.015,23TL-32.013,13TL) 3.002,10TL olduğu, banka kayıtlarında mevcut tutarların davalıya ait 2020 takvim yılı Yevmiye Defter kayıtlarında yer almadığı, Davalı Şirketin kanunl süreler içinde açılış ve kapanış tasdıkleri yapılmış 2020/2021 takvim yıllarına göre yevmiye defter kayıtlarına göre, davacı adına muhasebe kaydı yapılmış herhangi bir fatura vb. belge olmadığı, 2020/2021 takvim yılına ait Yevmiye Defter koyıtlorının Kapanış Bilançolarında, davacı Şirket adına koyıt edilmiş Borç /Alacak bakiyesi olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin 09/02/2023 tarihli raporunda özetle; VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64’e göre tutulması gereken davacı şirketin 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı; 6102 sayılı TTK m.64’e göre kapanış tasdikine tabi olan ilgili yıllara ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin de yasal süresinde yaptırıldığı, Davacının alacak miktarının tespiti yönünden öncelikle … IBAN numaralı hesabın davacıya ait olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği ve bu eksiklik tamamlandıktan sonra davacının alacak miktarının ek rapor ile tespit edilebileceği bildirilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin 14/07/2023 tarihli ek raporunda özetle;Netice itibariyle, uyuşmazlık konusu davacının davalıya gönderdiği 35.015,23TL’nin, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Ödeme Vadesi ve Şartları” kısmındaki düzenlemeye göre davacıya iade edilmesi gerektiği halde bu tutarın davacıya iade edilmediği; yine uyuşmazlık konusu davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup da davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan faturalardan, “kargo bedeline ilişkin” olarak tanzim edilmiş olan 21/08/2020 tarih ve … nolu 15,22TL tutarlı fatura ile 04/09/2020 tarih ve … nolu 7,61TL tutarlı faturanın, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “EK-3;Finansal Şartlar” başlıklı kısmındaki kargo bedellerinden davalının sorumlu olacağına ilişkin düzenlenemeye uygun olarak tanzim edildiği; “komisyon bedeline” ilişkin olarak tanzim edilmiş olan 04/09/2020 tarih ve … nolu 2,078.73TL tutarlı faturanın da taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “EK-3; Finansal Şartlar” başlıklı kısmındaki “Hizmet Komisyonu” ile ilgili düzenlemeye ve sözleşme ekindeki “EK-5:Komisyon ve vade tablosu”na uygun olarak tanzim edildiği; bu haliyle de tarafların defterlerinde kayıtlı olması gerektiği ancak işbu faturaların (kök raporda da tespit edildiği üzere davalıya tebliğ edildiği ve davalı tarafından da işbu faturalara itiraz edilmediği halde) davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı; bu durum itibariyle de sözleşmeye uygun olarak yapılması gereken kayıtlar yönünden (davacının davalıya yaptığı ödemeler ile yine davacının davalı adına tanzim ettiği faturalar yönünden) davacının defterlerine itibar edilebileceği; davacının ticari defterlerinde de takip tarihi itibariyle “davacının davalıdan olan alacağının 37.116,80TL olarak kayıtlı olduğu (huzurdaki davaya konu takipte de “37.116,80TL cari hesap alacağı” talep edildiği; takip öncesi dönem için işlemiş faiz talep edilmediği; asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 yasal faizi talep edildiği) hususlarının değerlendirmesi ve takdiri Sayın Mahkemenizindir. Son olarak belirtmek gerekir ki; yukarıda yapılan inceleme ve tespitler, tarafların itirazlarını da karşılar nitelikte olduğundan, işbu raporda söz konusu itirazlar ayrıca değerlendirilmediği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki açık cari hesap alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Cari hesap TTK 89 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin yazılılık şartı geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir.Taraflar arasında yasal şekilde aranan bir cari hesap ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak zamana yayılı olacak şekilde ticari ilişki bulunmaktadır. Bu durumda incelenen ticari defterlerden de anlaşıldığı üzere aralarında ticari ilişki bulunduğu ve alacak ile borçları açık cari hesap ile takip ettikleri anlaşılmıştır. Davacının doğrudan TTK 89 ve devamında düzenlenen cari hesap sözleşmesinden yazılı geçerlilik şartına aykırılıktan yaralanamayacağı açık ise de ticari defter kayıtlarından alacağını ispat etmesi mümkün olacaktır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde;
Davalının iki adet cevap dilekçesi adı altında farklı vekiller aracılığıyla beyanda bulunduğu, 10/05/2022 tarihli saat itibariyle önde olan dilekçe de davaya konu alacağın dayanağı olup e-imza ile imzalanmış sözleşmedeki imza inkar edilmiş ise de sonradan sunulan dilekçede imza itirazının bulunmayıp borcun inkarı ile yetinildiği, yapılan yargılamada taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, sözleşmesel yetki şartı ve davacının para alacağı yönünden 6098 TBK 89/1-1. maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceği kanaatiyle yetki itirazının reddine karar verilerek açık yargılamaya devam edilmiştir. Bunun yanında davalının imza inkarına taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkisinin varlığının davacının kullandırdığı e-ticaret sitesindeki işlemlerden dolayı davalı hesabına para yatırdığının tespit edilmesi ve bu itirazın yargılamayı uzatmaya yönelik olması nedeniyle değer verilmemiştir.
Davacı, sözleşme ile davalının ürünlerinin davacıya ait platform üzerinden pazarlandığı ancak dava dışı tüketici tarafından iade edilen ürünler nedeniyle geriye ödenmek zorunda kalınan miktar, kargo bedeli ödemelerinden ve komisyon ücretinden dolayı alacağını takip yoluyla talep etmektedir. Davacı tarafından davalı hesabına sözleşme kapsamında satılan ürünlerin karşılığının yatırıldığı, işlem iptali üzerine paranın davalı müşterisine iade edildiği, iade nedeniyle davalıya yapılan ödemenin de davacıya iadesi gerektiği, bu kapsamda davalı defter ve kayıtlarından anlaşılan iade bedelinin başka bir üçüncü kişiye yapıldığı sabittir.
Sözleşmenin 4. maddesiyle belirlenen hak ve yükümlülükler ile finansal şartlara dair sözleşme eki kapsamında iade edilen üründen doğan gider, komisyon ve ödemelerin davacı tarafça davalıdan tahsili mümkündür. Bu kapsamda mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden inceleme yapıldığı, mahkememizce banka hesap hareketlerinin celp edildiği, mahkememizce aldırılan ve hükme esas olan mali müşavir …’ın bilirkişi kök ve ek raporu ile, sözleşmeye uygun olarak yapılması gereken kayıtlar yönünden (davacının davalıya yaptığı ödemeler ile yine davacının davalı adına tanzim ettiği faturalar yönünden) davacının defterlerine itibar edilebileceği, davacının ticari defterlerinde de takip tarihi itibariyle “davacının davalıdan olan alacağının 37.116,80-TL olarak kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davacı şirketine 2020-2021 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesi ile davacının ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil niteliğinde olduğuna dair geçerli delil sözleşmesi bulunduğu, faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen iade veya defter kaydı görmediği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış olup, hükme esas alınmıştır. Davacının iddiasını ispata elverişli olduğu, mevcut delil ve kayıtlar itibariyle ticari defter ve kayıtlarının hükme esas alınabileceği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 37.116,80-TL alacağının bulunduğu, ticari işlerde avans faizi esas olsa da davacı tarafından takipte yasal faizin talep edildiği, davalının ödemeye dair iddia ve ispatı bulunmadığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu edilen asıl alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin 37.116,80-TL asıl alacak üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa, talep gibi, yasal faiz uygulanmasına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 7.423,36-TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.535,45-TL karar ve ilam harcından 448,29-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 2.087,16-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 448,29-TL peşin harç olmak üzere toplam 528,99-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 3.038,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalının sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.02/10/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza