Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/569 E. 2023/769 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/569 Esas
KARAR NO : 2023/769
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/08/2022
KARAR TARİHİ : 27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacının 29/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; alacaklıya gerek bu dosyadan gerekse başkaca surette hiçbir borcunun olmadığını, takibe esas olan senet hatır senedi olduğunu, senet karşılığında alacaklıdan tarafınca alınmış nakit, mal ya da hizmet olmadığını, alacaklıya borcunun bulunmadığının kanıtı alacaklının ticari defterleri olduğunu, icra dosyasındaki evrakları incelediğinde senedin cirolu olmadığı görüldüğünü, bu yüzden alacaklının takip hakkı olmadığını, alacaklı şirkete gerek dava konusu icra dosyası gerekse başkaca surette hiçbir borcunun olmadığının tespitini, dava konusu icra takibinin iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 01/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu senetten de açıkça anlaşıldığı üzere bu senet … … tarafından ciro edilerek davalı alacaklıya teslim edildiğini, davalı alacaklının takip hakkının bulunmadığına yönelik iddiası gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafça takip konusu senedin hatır senedi olduğu iddia edilmekte olduğunu, bu iddianın gerçek dışı olması bir yana, bu yöndeki savunmanın senedin yetkili hamili olan alacaklıya karşı ileri sürülmesi de mümkün olmadığını, davacı, icra takibine konu bonodaki imzaya itiraz etmediğini, takip konusu bononun hatır senedi olarak verildiğini iddia ederek vasıflı ikrarda bulunduğunu, bu durumda davacı alacaklı ile arasında bir bono ilişkisinin olduğunu kabul etmekte dolayısıyla borç doğuran temel bir ilişkinin varlığını da ikrar ettiğini, ancak bu ilişkinin sebebinin farklı olduğunu belirterek ilişkinin hukuki vasfını değiştirmekte ve davalı ile arasındaki ilişkinin hatır ilişkisi olduğunu iddia ettiğini, oysa senet üzerinde yer alan nakden kaydı bu ilişkinin bir borç ilişkisi olduğunu gösterir durumda olduğunu, davacının ileri sürmüş olduğu hususlar senetteki şekil eksikliği, zamanaşımı, ciro zincirindeki kopukluk, senedin vadesinin henüz gelmediği gibi defilerden olmayıp, bu itirazların iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı ileri sürülebilmesine olanak bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, takip miktarının % 20′ sinden az olmamak üzere hesaplanacak tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava menfi tespit davasıdır.
Uyuşmazlık ; … İcra Müdürlüğünün 2012/… Esas sayılı dosyasına konu senedin hatır senedi olması nedeniyle ve senette ciro bulunmamasından kaynaklı olarak borçlu olmadığından kaynaklı menfi tespit istemi ilişkin olduğu görülmüştür.
Bilindiği gibi kural olarak bononun da aralarında bulunduğu kambiyo senetlerinin soyut borç ikrarını içeren senetler olduğu, soyut borç ikrarında bulunan borçlu karşısında, alacaklının alacağın sebebini ispat etmesinin kural olarak zorunlu olmadığı, kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterdiği, buna göre, bir kambiyo senedi ile borç altına giren kimsenin, borçlu olmadığını iddia ediyor ise, bu hususuta ispat yükünün üzerinde olduğu kambiyo hukukunun sebepten soyutluğu prensibi gereğidir. Diğer taraftan TTK’da poliçe hükümlerinin bonolara da uygulanacağına ilişkin atıf nedeni ile uygulama alanı buluan TTK 687 maddesinde poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceğini düzenlemiş şu kadarki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olmasını istisna tutmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Davacı asil dava dilekçesinde dava konusu ettiği senedi üçüncü kişiye hatır senedi olarak verdiği yönünde ikrarda bulunduğu görülmüş diğer taraftan hatır senedi verdiği kişi ile davalı alacaklının kendisinin zararına hareket ettiğini ilişkin her hangi bir iddia da ileri sürmemiştir. Bono da dahil kıymetli evrakın sebepten soyut olması, diğer bir anlatımla borcun doğumu için bononun düzenlenmiş olmasının kendi başına yeterli olması ilkesi ve davacının davalı alacaklının kötü niyetli davrandığına ilişkin bir vaka ileri sürmemesi ve hatır senedi ikrarı da dikkate alınmış olup davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesinde Ayrıntıları ile Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-269,85-TL karar harcının peşin alınan 878,14-TL den düşümü ile kalan 608,29-TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.27/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*