Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/561 E. 2023/68 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/479 Esas
KARAR NO : 2022/754

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davalı şirketin, müvekkili şirkete aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 56.548,80TL borcu bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında ticari iş ilişkisi başladığını ve müvekkili, 500 Adet …li dedektör tabanı sattığını ve icra dosyasına konu faturayı düzenlediğini, davalı tarafından söz konusu borç ödenmemiş olduğundan müvekkili şirket lehine bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünde… E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirket 31.05.2021 tarihli dilekçesiyle herhangi bir borcu olmadığından bahisle borca, ferilerine ve faize itiraz ettiğini, davalının gerek yedindeki gerekse üçüncü şahıslardaki taşınır ve taşınmazlarıyla birlikte hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının mahkemenin tayin edeceği teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesi gerektiğini, itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili ile davacı arasında akdedilen sözleşme doğrultusunda davacı taraf İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayıl dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkili tarafından iş bu takibe itiraz edilmesi üzerine takip durdurulduğunu, davacının gönderdiği ve işbu davanın konusu oluşturan faturalar alacaklı şirketin müvekkiline cari borcu olması sebebiyle ödenmediğini yapılacak bilirkişi incelemesinde de açıkça görüleceği üzere asıl müvekkilinin karşı taraftan alacaklı olduğunu, icra takibine konu faturalara ilişkin olarak müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğini, davacı tarafın takip tarihinden önce müvekkili şirketi temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosya muhteviyatında herhangi bir tasvik edici belge sunmadığını, bu sebeple davacı tarafından istenilmiş olan takip öncesi faize de itirazlarının sunulduğunu, kaldı ki davacı HMK’nın 190. maddesine göre işbu borç ilişkisi iddiasını ve temerrüt hususunu ispat edecek herhangi bir delil dosyaya sunmadığını, işbu dosya nezdinde sonradan sunulacak herhangi bir delile muvafakat edilmeyeceğini ve HMK’nın 141. maddesinde yer alan iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında davacı tarafından sunulan deliller kesinlikle kabul edilmeyeceğini, müvekkiline ait ticari defterler ile banka kayıtlarından anlaşılacağı üzere dava dilekçesinde belirtilen miktarlar ticari defterlerle uyuşmadığını, davacı tarafından sunulan faturaların gerçeği yansıtmadığını, alacaklı icra takibinde borcun yabancı para üzerinden ödenmesini talep etmişken işbu itirazın iptali davasında icra takibine konu edilen para birimi dışında bir para cinsinin konu edilmesi mümkün olmadığını ancak davalı işbu davayı TL üzerinden açmış olup davanın reddi gerektiğini, yabancı para borçlarının ödenememesinde faiz belirlenirken, kamu bankalarının o yabancı para birimi için bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek temerrüt faizi etkili olacağını, davacı alacağını Türk lirası cinsinden talep etmesi gerekirken Euro cinsinden icra takibi başlattığı gibi gibi faizi de Euro cinsinden haksız ve hukuka aykırı olarak istediğini, davacının ileri sürmüş olduğu faturada fatura tarihi itibariyle kurun “6,65” olduğunu, müvekkilinin borcu 35.311.50 iken davacının Euro üzerinden takibe başladığı tarih itibariyle kurun “10,261” olduğunu, işbu sebeple iki kur arasındaki farkın da fahiş olduğunu, davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Arabuluculuk dosyası (2021/74401)
2.Cari hesap özetleri, fatura suretleri (EK-2)
3. İstanbul … İcra Müdürlüğü… E. sayılı dosyasının münderecatı
4.Taraflara ait ticari defterler, banka ve her türlü kayıtlar,
5.Yazışmalar, bilirkişi, tanık, yemin, İsticvap ve takdiri tüm deliller.
6-Davacı ile davalıya ait ticari defterler
7-Fatura
8-Keşif

Bilirkişi …tarafından düzenlenen 30/06/2021 tarihli Nihai raporda özetle; davacının ibraz olunan ticari defterlerinin sahibi lehine (davalının defterlerindeki sahibi aleyhine olan kayıtlar ayrılmaksızın) delil vasfına haiz olduğunu, taraf ticari defterlerine göre davacının 25.05.2021 takip tarihi itibariyle 5.380,80€ davalıdan alacaklı olduğunu, davacının alacağının takibe dayanak faturadan kaynaklandığını, davacının takibe dava konusu takibe konu alacağının dayanağı fatura içeriği hizmetin davalıya sağlanmış olduğunu ve faturaların davalı aleyhine borç doğurduğunu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda Merkez bankası verilerinden, 25.05.2021 takip tarihi itibari ile kamu bankalarınca Euro üzerinden açılan 1 yıla kadar vadeli döviz tevdiat hesaplarına uygulanacağı bildirilen azami faiz oranı yıllık 61,35 olduğunu, bu nedenle davacının belirlenecek asıl alacağına 25.05.2021 takip tarihinden itibaren 41,35 oranında azami faiz yürütülebileceği tespit ve rapor edilmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyası uyap sisteminden içerisine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 5.380,00 euro takip tarihi fatura alacağı, 130,72 euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.510,72 euro için takip yapıldığı, ödeme emrinin 28/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 31/05/2021 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava İcra ve İflas Kanununun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 23 maddesinin yollaması ile ilgili maddede düzenlenen hükümler haricinde tacirler arasındaki satış sözleşmesinin Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğuna yer vermiş olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 207 maddesi ise satıcıya malın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme edimini alıcıya ise kararlaştırdıkları ve veya belirlenebilir bedeli satıcıya ödeme edimini yüklemiştir. Yine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 18 maddesinin tacir olmanın gerekleri arasında ticari defter tutma yükümlüğünü getirmiş aynı kanunun 64 maddesi tacirin defter tutma zorunluluğunu düzenlemiş 83 maddesi ise hukuki uyuşmazlıklarda mahkemenin defterlerin ibrazına karar verebileceğine yer vermiş ve Hukuk Muhakemeleri Kanununa atıf yapmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222 maddesinin 2 fıkrası gereğince Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş ve açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. 3 fıkrasında ise İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiğini düzenlemiştir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamayacağı ve 4 fıkra da ise Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olabileceğini düzenlemiştir.
Uyuşmazlık konusunun Taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan ilişki nedeni ile davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği faturalara dayanarak başlatmış olduğu takipten kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı görülmüştür.
Somut olayda, İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı takip dosyası ve davacı alacaklı ile davalı borçlu şirket arasındaki e- faturalar ile davacı şirketin e-defter beratları celp edilmiş,davacının davalı borçluya düzenlemiş olduğu e- faturaların ve faturanın dayanağı olan irsaliyelerin dosya içerisinde sunulduğu görülmüştür. Davacının ticari satımdan kaynaklı alacakları için davalı hakkında takip başlattığı, davalı borçlunun takibe itirazı neticesinde takibin durduğu davacı alacaklının bir yıllık hak düşürücü sürede davasını açtığı, dava şartı olan ara buluculuk anlaşmazlık tutanağının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki ticari satıştan kaynaklı davacı alacaklının açık hesap gereği düzenlemiş olduğu faturalar nedeniyle davalı borçlunun davacı alacaklıya borcunun bulunup bulunmadığı, alacaklının takip talebindeki talepleri ile örtüşüp örtüşmediğinin tespiti için dosya, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi ve delil listesi ibraz etmediği ve ticari defterlerini dosya sunmadığı görülmüş, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen e-defter beratları ve faturaları, celp edilen e-fatura ve dayanağı olan irsaliye ile birlikte fatura tarihi itibari ile cari hesap çalışılan yıllara ait davacı defterleri üzerinden yapılan inceleme neticesinde hazırlanarak dosyaya sunulan 20/10/2022 tarihli bilirkişi raporunun denetime açık olduğu, tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalarındaki hususlarının gözetildiği ve mevcut hali ile hüküm kurmaya elverişli olduğu ve kesinleştiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ile mahkemece alınmış olan bilirkişi ruporu ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Davacı alacaklı ile davalı borçlu arasında açık hesap şeklinde ticari satım sözleşmesi kurulduğu ve taraflar arasında ticari satım sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, davacının satım sözleşmesinden sonra faturasını süresinde e-fatura şeklinde düzenlediği ve ticari defterlerini de usulüne uygun olarak tuttuğu, ayrıca davacının satım sözleşmesinin kendisine yüklediği edim olan malın teslimini davalı alacaklıya gerçekleştirdiğini dosyaya sunduğu irsaliye ile ispat ettiği, davalınında irsaliyeye ve bilirkişi raporuna itirazının bulunmadığı, davacı alacaklı şirketin defter ve kayıtlarından açık hesap şeklindeki faturalardan davalı taraftan 5.380,80 EURO alacaklı olduğu, davacı takip öncesinde temerrüt faizi talebinde bulunduğu, takip miktarı ile bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkan asıl alacağın davacı alacaklının talebi içerisinde kaldığı, ancak davacı alacaklının davalı borçluyu takip öncesinde temerrüte düşürmediği dolayısı ile takip öncesinde faiz talep edemeyeceği, takip ile birlikte davalı borçlunun temerrüte düşmesi nedeni ile tacir olan davacı alacaklı şirketin yabancı para üzerinden takip başlattığı görüldüğünden yabancı para cinsinden olan borçlara uygulanması gereken faiz türü olan kamu bankalarının borçlanılan yabancı para cinsi mevduat hesabına uyguladığı yıllık oranını geçmemek üzeri işleyecek faizi üzerinden takip tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebileceği görülmüştür. Davacı alacaklı davalı borçluyu takip öncesinde temerrüte düşürmediği dolayısı ile de takip öncesinde faiz talep edemeyeceğinden davacı alacaklının fazlaya ilişkin 130,72 EURO luk talebin reddine karar verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı şirketin takip talebinde belirtiği alacak kalemleri yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; davanın kısmen kabulü ile takibin 5.380,00 EURO Asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren değişen oranlarda kamu bankalarının euro mevduat hesabına uygulanan yıllık %1,35 oranını geçmemek üzeri işleyecek faizi ile birlikte devamı yönünde , dava konusu asıl alacağın niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir alacak niteliği taşıdığı görülmekle, şartları taşıdığından davacının icra inkar tazminatının da kabulü ile, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, şartları oluşmadığından davalı borçlunun kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda gerekçesinde ayrıntısı ile açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul …icra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 5.380,00 EURO Asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren değişen oranlarda kamu bankalarının euro mevduat hesabına uygulanan yıllık %1,35 oranını geçmemek üzeri işleyecek faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin 130,72 EURO luk talebin reddine
2-Asıl alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 1.076,00 EURO’nun davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine
4-Karar ve ilam harcı 3.770,63-TL nin peşin alınan 682,98-TL den düşümü ile kalan 3.087,65-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 742,28-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-10 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin (1.288,50-TL’sini davalıdan 31,50-TL’sini davacıdan ) tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 1.284,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.253,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arda kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 1.350,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilin yüzüne karşı davalı vekilin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere karar verildi.14/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*