Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/550 E. 2023/618 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/550 Esas
KARAR NO :2023/618 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/08/2022
KARAR TARİHİ:18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında … tarihlerinde yapılacak fuar için 11.09.2021 tarihinde 103.267,86-TL bedelli fuar katılımcı sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin üst kısmında “… … … İSTANBUL” logosunun bulunduğunu, müvekkili şirketin … üyesi olduğunu, müvekkili şirketin işbu sözleşmeyi akdetmesindeki asli unsurun davalı şirket ile …”’in birlikte çalıştığı düşüncesi olduğunu, 13.12.2021 tarihinde … tarafından müvekkiline yapılan bildirimde davalı şirket ile arasındaki sözleşmenin feshedildiğinin ve yapılan etkinliğin dernek olarak desteklenmediğinin ifade edildiğini, bunun üzerinde davalı şirkete 14.04.2022 – tarihinde … 12.Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete ihtara çekilerek … tarafından gönderilen yazı doğrultusundan sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, ödenen 83.267,86-TL’nin iadesinin istendiğini, 20.000.00-TL bedelli çekin ise iadesinin istendiğini, işbu ihlarname üzerine 20.000,00-TL bedelli çekin davalı şirketçe bozdurulduğunu, bunun üzerine 21.06.2022 tarihinde … İcra Dairesi … E. sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine takip başlatıldığını, 01.06.2022 tarihinde … derneğine gönderilen mailde çeşitli sorular sorulduğunu, … tarafından verilen 02.06.2022 tarihli cevapta İstanbul Fuarcılık ile aralarındaki sözleşmenin 19.10.2021 tarihli yazılı fesih bildirimi ile sona erdirildiğinin, adı geçen firmaya … ismi ve … markasının kullanılması hususunda herhangi bir izin verilmediğinin ifade edildiğini, bunun üzerinde davalı şirkete … 24. Noterliği’nin 03.06.2022 tarih ve 13108 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile icra takibi yapılan borcun ödenmesi aksi halde şikâyet edileceğinin ihtar edildiğini, söz konusu takibe itiraz edilmesi neticesinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığımı, söz konusu fuarın … tarafından düzenlenmiş olmasının sözleşmenin asli unsuru olduğunu, müvekkil şirketin doğal olarak üyesi olduğu derneğin düzenlemediği ve hiçbir şekilde alakası olmadığı bir fuara katılmak istemediğini, dava konusu olayda müvekkil şirket için fuar organizasyonun … tarafından yapılmış olmasının sözleşmenin sübjektif esaslı noktası olduğunu, bu unsur yerine getirilmediğinden sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, bunun yanında yukarıda açıklanan sebeplerle müvekkilinin TBK md. 36 kapsamında aldatılması sonucu işbu sözleşmeyi imzaladığını, bu sebeple müvekkilinin işbu sözleşmeyle bağlı olmadığını, yine müvekkilinin TBK md 30 ve 32 kapsamında esaslı yanılmaya düştüğünü, davalı şirketin …’in markasını kasıtlı şekilde izinsiz olarak kullanarak haksız rekabet teşkil eden davranışlarda bulunduğunu ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibine vaki itirazm iptaline ve takibin devamına; kötüniyetli borçlunun icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile dava dışı …’in 2005 yılından beri … fuarını düzenlediğini, katılanların bir sene sonraki fuar için erkenden sözleşme imzalayarak daha az bir bedele alan kiralayabildiğini, davacı tarafında birçok diğer şirket gibi 2022 yılında düzenlenecek fuara katılmak amacıyla işbu sözleşmeyi akdettiğini, dava dışı dernek ile yapılan anlaşma sona ermesine rağmen dava konusu sözleşmenin akdedildiği iddiasının soyut ve mesnetsiz olduğunu, davacının fuar katılım sözleşmesi gereğince ön ödemeyi gerçekleştirdiğini iddia ettiğini, ancak henüz fuarın düzenleneceği tarih gelmediğinden başka bir deyişle henüz borcun vadesi gelmediğinden müvekkil şirketin yüklenmiş olduğu edimleri yerine getirmesinin söz konusu olmadığını, kesinlikle ödeme yapıldığı iddiasını kabul etmemek kaydıyla davacı tarafın yalnızca ön ödemeyi yaptığını ifade ettiğini, dolayısıyla yüklenmiş olduğu edimi yerine getirmeyen diğer tarafin diğer tarafın edimlerini yerine getirmediği iddiasını ileri sürmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir.
Dava yanılma nedeniyle ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacının davalı aleyhine 103.267,86 -TL asıl alacak ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği edildiği, borçlunun itiraz ettiği görülmüştür.
Bilirkişinin düzenlediği 25/05/2023 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı ile davalı arasında 09.10.2021 tarihli sözleşmenin kurulması esnasında, fuarın … tarafından destekleneceği noktasında irade uyuşmasının mevcut olduğu, … tarafından desteğin sözleşmenin kurulmasından sonra geri çekildiği, bu itibarlı sözleşmenin kurulması esnasında sübjektif esaslı noktalarda uyuşma olmadığından bahsedilemeyeceği, sözleşmenin geçerli olarak hukuk âleminde vücut kazandığı, yine destek çekme olgusunun sözleşmenin kurulmasından sonra meydana geldiği dikkate alındığında, sözleşme metninde … logosunun kullanılmış olmasının TBK md. 36 kapsamında aldatma olgusuna vücut vermeyeceği, somut uyuşmazlıkta TBK md.32 kapsamında esaslı yanılmanın şartlarının oluştuğu, zira cevap dilekçesinde söz konusu fuarın 2005 yılından beri 24 defa … tarafından desteklendiği olgusu dikkate alındığında gelecek sene de işbu fuarın … tarafından destekleneceği noktasında davacının kesin bir beklentiye sahip olmasının haklı olduğu, gerek sözleşmede … logosunun kullanılmış olması gerekse de davacının … üyesi olmasının, bu fuarın … tarafından destekleniyor olmasının davacıyı 09.10.2021 tarihli sözleşmeye imzalamaya yönelten olmaz olmaz bir saik hükmünde olduğu, sözleşmede … logosunun bulunmasının bu hususu karşı tarafça bilinir kıldığı, yine yanılma itibariyle sözleşmenin geçersizleşecek olmasının iş hayatındaki dürüstlük kurallarına aykırı kılacak bir hususun somut uyuşmazlıkta mevcut olmadığı, bu itibarla davacının yanılma nedeniyle sözleşmeyi iptal ederek olumsuz zararını tazmin edebileceğini, sözleşme bedelinin iadesinin tipik birer olumsuz zarar kalemi teşkil ettiği, bunlara ek olarak somut olayda “akdin müspet halinin” de mevcut olduğunun savunulabileceği, borçlunun borcunu yerine getiremeyeceğinin önceden anlaşılması olarak ilade edilen bu durumda menfaati zarar gören davacıya sanki borcun vadesi gelmiş ve ifa edilmemiş gibi- borçlu temerrüdündeki seçimlik hakların tanınması gerektiği, TBK md125/T1’de düzenlene seçimlik haklar arasında sözleşmeden dönme seçeneğinin yer aldığı, sözleşmeden dönen (geriye etkili fesih yapan) tarafın olumsuz zararını isteyebileceği, bu kapsamda sözleşme bedelinin iadesinin mümkün olduğu, netice itibariyle somut uyuşmazlıkta ister davacının esaslı saik hatasına düştüğü ister akdin müspet ihlali halinin meydana geldiği kabul edilsin, her iki halde de olumsuz zararını isteyebileceği, yani sözleşme bedelinin iadesinin mümkün olduğu, bununla birlikte davacının davalıya gerçekten sözleşme bedeli ödeyip ödemediğinin dava dilekçesinin ekindeki delillerden anlaşılamadığı, davacının delileri arasında ticari defterlere dayanmadığı, davalının ise cevap dilekçesinde banka kayıtlarına dayandığı; usul hukukumuzedaki taraflarca getirilme ilkesi ve sonradan delil gösterilmesine ilişkin HMK md.145’deki sınırlamalara ilişkin olarak nihai takdir Yüce Mahkemeye ait olmak üzere, taraflar arasında gerçekten ödenen bir bedel olup olmadığının ticari defter ve kayıtlar üzerinde mali bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması suretiyle ortaya çıkarılabileceği, yine Sayın Mahkemenin aydınlatma görevi çerçevesinde davacıdan, ödeme iddiasını doğrulayan bilgi ve belgeleri dosyaya sunmasını isteyebileceği, her halükarda sözleşme bedelinin ödendiği vakıasını ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, bir bedel ödenip ödenmediğin belirsiz kalması yahut ödenmediğinin kesin olarak ortaya çıkması halinde takibe dayanak alacak kaleminin mevcut olmadığı sonucuna varılması gerektiği, sonuç ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamının bir arada değerlendirilmesi neticesinde taraflar arasında 11/09/2021 tarihinde fuar katılım sözleşmesinin imzalandığı, anılan sözleşme gereği davacı tarafından 103.267,86 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından sözleşmeyi akdetmesindeki asli unsurun davalı şirket ile …’in birlikte çalıştığı düşüncesi olduğunu, sözleşmenin üst kısmında “… … … İSTANBUL” logosunun bulunduğunu, ancak …’in 13/12/2021 tarihinde üyelerine fuarı desteklemediğini bildirdiği bu nedenle sözleşmenin feshedilerek ödenen bedelin iadesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce tüm deliller toplanmış, dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu esnada davalı şirketin … ile anlaşmasının bulunduğu, sözleşme kurulduktan kısa bir süre sonra davalı şirketin … ile anlaşmasının sona erdiği, davacının … üyesi olduğu, fuarın … tarafından desteklenmesinin davacının iradesine esaslı olarak etki ettiği, sözleşmede … logosunun bulunması, yıllardır fuarın … tarafından desteklenmesi hususları bir arada değerlendirildiğinde, davacı tarafından fuarın yine … tarafından destekleneceği hususunda kesin beklentisinin olduğu, fuarın … tarafından desteklenmesinin davacı için olmazsa olmaz nitelik taşıdığı, yanılma konusu saikin davalı tarafça bilinebilir olduğu, yanılma nedeniyle sözleşmenin geçersizliğinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı anılan nedenlerle davacının sözleşme kurulduktan sonra ortaya çıkan sebeplerle TBK 32. Maddesi gereği saikte yanıldığı, bu nedenle sözleşme ile bağlı olmadığı ve ödediği bedeli talep edebileceği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu alacağın, önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir (Y.3.H.D. 2016/19580E. 2018/5496K., İstanbul BAM 13.H.D. 2018/446E. 2019/120K.).
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 20.653,57 -TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar ve ilam harcı 7.064,22-TL nin peşin alınan 1.247,22-TL den düşümü ile kalan 5.807,00-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-10 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.327,92 TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.574,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 16.490,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır