Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/529 E. 2022/776 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/529 Esas
KARAR NO : 2022/776

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … 27/07/2021 tarihinde davalı firmanın bünyesinde bulunan otele temizlik yapmak üzere çağrıldığını, 27/07/2021 tarihinde temizlik yaparken yangın merdiveninin etrafını temizlediği esnada rüzgarın biriktirdiği çöpleri almak isterken üzerine bastığı yerin alçıpan ile kapanmış bir yer olduğunu fark edemediğini, basması sonucu alçıpan çökmüş ve 3-4 metre mesafeden bahçe katına düştüğünü, hastaneye kaldırıldığını, kaza neticesinde davacı şiddetli boyutta karın ağrısı yaşadığını, kazaya bağlı olarak vücudunda kırıklıklar meydana geldiğini, bakıma ve yardıma muhtaç hale geldiğini, tedavisine bakımına ve çalışamadığı günlere ilişkin kendisine işveren tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının Romen uyruklu asıl işverenin işçisi olduğunu, davacı ile davalı arasında hizmet akti ilişkisi bulunmadığı anlaşılmadığını, bu durumda davaya bakmaya iş mahkemesi görevli olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğunu, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın ve toplamda 100.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; husumet yokluğunda davanın reddi gerektiğini, davaya konu olayın meydana geldiği ve dava dilekçesinde açık adresi yazılı … Konağı oteli davacı şirket tarafından işletilmediğini, dava görevsiz mahkemede açılmış olduğundan davanın reddi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığından reddini, davacı tarafın haksız ve mesnetsiz taleplerinin tüm yönleriyle reddini ve yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Dr. …Hastanesine ait tıbbi belgeler
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar hem bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli hem de iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Uyuşmazlığın, çalışma izni olmayan yabancı davacının izinsiz çalıştırıldığı bu çalıştığı sırada iş kazası geçirdiği yabancı uyruklu olmasından dolayı iş kanununa tabi olmadığı için davanın iş mahkemelerinde açılamadığından genel hükümlere göre açılmış tazminat davasına ilişkin olduğu ,bu davanın kanunda sayılan ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, bu hali ile davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, bilindiği üzere bir davanın TTK 4. maddesinde tarif edilen nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için, tarafların her birinin tacir olması gerektiği gibi ayrıca her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren bir uyuşmazlık olması gerektiği, dosya içeriğinin incelenmesinde de davacının tacir olduğuna dair bilgi ve belge de bulunmadığı gibi dava dilekçesinde hizmet akdi ile çalıştığı beyan edildiği, somut olayda ki uyuşmazlığın davacının tacir sıfatının olmaması ve her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgisi bulunmadığından davanın nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığı görülmekle eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine anlaşılmış olup mahkememizin görevsiz olduğu görülmüştür.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına, keyfiyetin taraflara tebliğen ihtarına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde bakiye gider avansının da görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.21/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*