Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/519 E. 2022/685 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/519 Esas
KARAR NO : 2022/685

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 02/08/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkili arasında 09/10/2017 tarihli Mal Alımına Ait Sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin karşı tarafa ihtiyacı olan teknik şartnamede yazılı cihazın teminini ve garanti süresini takip eden 8 yıl boyunca cihazın bakım ve onarımını yapmayı taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin pandemi sebebiyle cihazın garanti süresi dolmasına rağmen davalıya sunduğu bakım ve onarım hizmetini 3 ay süreyle bila bedel ifa ettiğini, davalının 18/02/2022 tarihli ihtarname ile ihaleye çıkılacağını ve müvekkilinden uygun fiyat teklifi istediğini, müvekkilinin 23/02/2022 tarihli cevabı ihtarnamesi ile davalıdan sözleşmenin 44. maddesinin tadilini talep ettiğini, tadil sebebinin ise sözleşme imzalandığında döviz kurunun 3,60 TL olması iken günümüzde 17,96 TL civarında olduğunu, müvekkilinin 01/03/2022 tarihinde bir yıllık fiyat teklifini sözleşmeye uygun olarak sunduğunu, ayrıca bir ihtarname ile sözleşmenin 44. maddesinin tadilinin kabul edilmemesi halinde uyarlama davası ikame edileceğini ihtaren bildirdiğini, davalı tarafından teklifin sözleşmeye aykırı olduğu belirtilerek teklifin kabul edilemeyeceğini bildirdiğini, bu nedenlerle ilgili sözleşmenin 44. maddesinin günümüz koşullarına uyarlanmasını, sözleşmede oluşan 1.531,824,88 TL tutarlı farkın davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurum ile davacı arasında 09/10/2017 tarihli sözleşme imzalandığını, devam eden süreçte 06/12/2021 tarihinde ihaleye çıkılmış ise de yaklaşık maliyet üzerinde kaldığından dolayı iptal edildiğini, bu nedenle oluşan acil ihtiyacın giderilmesi amacıyla davalıya sözleşme hükümleri hatırlatılarak periyodik bakım anlaşması teklifi sunması için 18/02/2022 tarihli yazı ile süre verildiğini, davacı tarafça ihtarname ile müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 44. maddesinin tadil edilmesi talepli ihtarname düzenlendiğini, daha sonra davalı tarafından 9 aylık periyodik bakım teklifi sunulduğunu, bu teklife karşı ise müvekkili tarafından ihtarname gönderilerek davalı firmanın teklifinde hariç tuttuğu hususlara itiraz edilerek sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesinin gerektiğinin bildirildiğini, devam eden süreçte davalı firmanın 9 aylık periyodik bakım ve onarım teklifinin kabul edilerek sözleşmeye davet edildiğini 01/04/2022 ile 31/12/2022 döneminde yapılacak periyodik bakım hizmeti konusunda uzlaşıldığını, müvekkili ile davalı arasında arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacının talep ettiği uyarlama talebinin Türk parasının kıymetini koruma hakkındaki tebliğe aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, 09/10/2017 tarihli Mal Alımına Ait Sözleşmenin 44. maddesinin günümüz şartlarına uyarlanması istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki imzalanan sözleşmenin günümüz şartlarına uyarlanması talebinden kaynaklandığı, davalı vekilinin 18/10/2022 tarihli cevaba cevap dilekçesi ve davacı vekilinin 14/11/2022 tarihli dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talepli dilekçeleri göz önünde bulundurulduğunda, davalı kurumun tacir sıfatı taşımadığı ve kamu hizmetlerini yürüttüğü, dosya içeriğinin incelenmesinde davalının tacir olduğuna dair bilgi ve belge de bulunmadığı, bu hali ile TTK 4. maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartının bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığından eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2. maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.24/11/2022

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”