Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/510 E. 2023/610 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2022/510 Esas
KARAR NO:2023/610

DAVA:Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:11/06/2018
KARAR TARİHİ:17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 22.12.2017 tarihinde, davacının sürücüsü ve sahibi olduğu … plakalı araca davalı … Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortası teminatı altında olduğunu, sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı aracın çarparak hasar görmesine neden olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ün kusurlu olduğunu, … … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş dosyası ile hasar tespitinin yapıldığını davalı sigorta şirketinden hasar tutarının ve değer kaybının talep edildiğini ancak ödenmediğini fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, … plakalı aracın hasar tutarı ile değer kaybının 1.000 TL kısmının kaza tarihi 22.12.2017 itibariyle yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazları bulunduğu, davacının usulüne uygun başvuruda bulunmadığı, kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigortanın teminatları altında olduğunu, davalının sorumluluğunun sigorta limiti ve kusuru oranında olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle tazminat ödenmediğini, kabul anlamına gelmemekle faizin yasal faiz olması gerektiği, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden ve temerrüde düşürülmediğinden faizin dava tarihinden itibaren başlatılması gerektiği, davanın … … Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş dosyası nedeniyle belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davalının sadece ispatlanmış gerçek zarardan sorumlu olduğu, davacının ispatlayamadığı, kusur ve zararı bilirkişinin belirlemesi gerektiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce … … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasının, poliçe, ve hasar dosyasının, tramer kayıtlarının ve trafik tescil kayıtlarının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Mahkememizce 17/02/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafça mahkememizden verilen kararın istinaf edildiği, … Mahkemesinin 23/06/2022 tarih ve 2020/… Esas ve 2022/… Karar sayılı ilamı ile, ”Kara araçları kasko sigortası genel şartları, B.3.3.2.2. maddeye göre ise onarım masraflarının sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, aracın hasar anındaki rayiç değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Aynı şekilde kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Açıklanan husus kasko sigortası açısından düzenlenmiş olup somut olayda karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasına dayanılmış olmakla, … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalının bu hususa yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına” karar verilerek dosyamızın mahkememize iade edildiği ve Mahkememizin 2022/510 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı sonrasında Mahkememizce … Trafik Kürsüsü’nden heyet raporu aldırılmasına karar verildiği, 10/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Dava konusu trafik kazasında kazasına karışan 5 araç olduğu ve olayda 3 farklı çarpışma meydana geldiği;
1-a) Birinci çarpışmadaki kusur durumları: … plakalı araç sürücüsü … tali ve %25 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü … asli ve %75 oranında kusurlu olduğu, b) İkinci çarpışmadaki kusur durumları: … plakalı araç sürücüsü …’in asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü Ahmet İşçi’nin kusurunun olmadığı, c) Üçüncü çarpışmadaki kusur durumları: … plakalı araç sürücüsü …’ün … plakalı aracın sol yan kısımlarına olan çarpışmada %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’in aracının sol yan kısımlarına çarpışmasından sürücünün kusurunun olmadığı görüşüne varılmıştır. 2)Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kapsamındaki (3. Çarpışma kaynaklı) hasarın eksper raporunda tespit edilen yedek parça ve işçilik dahil 8.425 TL (KDV hariç) onarım bedelinin kadri marufunda olduğu; 3) Dosyada mevcut tespit raporunda … plakalı aracın 2. çarpışma ve 3. çarpışma kaynaklı hasarlar dahil toplam hasarının KDV dahil 17.877,00TL olarak tespit edildiği, 4)Araçtaki toplam hasar değerlendirildiğinde aracın hasarlı parçalarının teknik açıdan onarılabilir olduğu, bu nedenle aracın kaza tarihindeki 51.000TL olan değeri göz önüne alındığında aracın pert olmadığı görüşüne varıldığı; 5) … plakalı davacıya ait aracın ön motor kaputu ve ön tarafından aldığı hasar (2. çarpışma) dahil tüm hasarının onarımı sonrası 5.000,00TL toplam değer kaybına uğrayacağı, Davacı ile davalıya sigortalı araç arasındaki 3. çarpışmadan kaynaklı olan değer kaybının ise 3.500,00TL olacağı; 6)Davalı … Sigorta A.Ş.’nin …/0 sayılı zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası poliçesi ile … plakalı aracın 03.02.2017-03.02.2018 tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği 22.12.2017 tarihini de kapsayacak şekilde sigorta teminatı altına alındığı ve kaza tarihinde maddi teminat limitinin 33.000,00TL olduğu, … plakalı otomobilin 3. çarpışmadan kaynaklı 8.425,49TL (9.942,08TL KDV dahil) hasar onarım tutarı ve 3.500,00TL değer kaybı toplam 13.442,08TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, meydana gelen trafik kazasında hasara uğrayan davacı aracının hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Araç değer kaybından, zarara sebebiyet veren aracın maliki-işleten sıfatıyla, araç sürücüsü-haksız fiil faili olarak, sigorta şirketi-trafik sigortası poliçesi nedeniyle, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca davacı tarafça, değer kaybı alacağı sorumluların tamamından talep edebilecektir.
Sigortalı araçta meydana gelen değer kaybının, yerleşik Yargıtay uygulamasında belirtildiği üzere aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekmektedir.
Zamaaşımı itirazı yönünden; 6098 sayılı TBK.’nın 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Bunun yanında, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda kaza tarihinin 22/12/2017 olduğu, dava tarihinin 11/06/2018 olduğu nazara alındığında zamanaşımı süresi dolmamıştır.
Başvuru dava şartı yönünden; Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Somut olay da hasar dosyasının incelenmesinde davacının davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu görülmekle, dava şartı mevvuttur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde,
22/12/2017 tarihinde zincirleme şekilde üç farklı çarpışmanın yaşandığı, birden çok aracın dahil olduğu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi kapsamında sorumludur. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere kaza tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığı gibi, davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce başvuruda bulunulmuştur. Bu kapsamda mahkememizce tüm deliller toplanmış, istinaf kaldırma ilamı yönünde ilk aşamada alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak giderilmiş, denetime elverişli 10/04/2023 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Heyet tarafından yaşanan üç ayrı kazanın birbirinden ayrılarak değerlendirildiği, ikinci kazada davacının kusurlu olarak aracının ön tarafını çarptığı ve arkadan gelen davalının sigortalısı … plaka sayılı aracının diğer araçlara çarpmamak için yaptığı manevrası nedeniyle üçüncü çarpışmanın gerçekleşerek davacı aracına çarptığı, bu kapsamda her olayın ayrı değerlendirilmesinin oluş ve dosya kapsamına uygun olduğu, davacı aracında üçüncü çarpmanın etkisiyle meydana gelen zarar yönünden davalının sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Bu sorumluluk kapsamında heyet tarafından meydana gelen zarar, giderim bedeli ve sovtaj durumu değerlendirildikten sonra diğer kazaların ekonomik etkisi ayrıca değerledirilerek davacı aracının pert addedilmesine gerek bulunmadığı ve tamirinin ekonomik olduğu anlaşılmıştır. Tanzim edilen rapora göre davacı aracında salt davalının sebep olduğu hasar bedeli 9.942,08TL; aracın yaşı, önceki durumu, kilometresi vs. hususların usulünce gözetilerek değer kaybı 3.500,00TL olarak belirlenmiştir. Mezkur rapor kapsamında davacı yanın kusura ve değer kaybı bedeline itirazı bulunmamaktadır.
Davacının istinaftan önceki talep artırımı, kabul edilen sovtaj düşüncesiyle değer kaybı ile birlikte olup davacının talep ettiği toplam bedeldir. Perte ilişkin Mahkememizin ilk kabulüne dair işin doğası gereği davacının değer kaybı talebi yönünden hüküm kurulmamış, ilk hükümde kabul edilen miktar itibariyle de davalı yararına kazanılmış hak doğmuştur. Dava belirsiz alacak olarak açılmış ise de talep artırılıp değer belirlenmiştir. Dolayısıyla bu aşamadan sonra davacının ayrı bir talep artırımına gerek olmaksızın hükmedilen ve talep edilen toplam miktar artırım dilekçesine konu edilen edilen bedel içerisindedir. Bu açıklamaların yanında kabul ve reddedilen miktarlar itibariyle Mahkememiz kararı hüküm tarihine göre kesinlik sınırı altında kalmaktadır.
Temerrüt tarihi yönünden; Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut olayda davacının davalıya başvuruda bulunduğu tarih açıkça belirlenememekle birlikte, hasar dosyasında bulunan hasar ihbar fişinin incelenmesinde zarar görenin … olduğu eksper atama tarihinin 03/01/2018 olduğu görülmekle bu tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle 16/01/2018 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir. Bu yönden istinaf kaldırma ilamında hukuka aykırılık tespit edilememekle davacı istinafı da bulunmadığı gözetilerek hüküm aynen korunmuş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; 3.500,00 TL değer kaybı, 9.942,08 TL hasar bedeli olmak üzere toplam 13.442,08 TL’nin 16/01/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin Reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 918,23-TL karar ve ilam harcından 292,90-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 625,33-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 292,90-TL peşin harç olmak üzere toplam 328,80-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.557,92-TL (red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-a)Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.775,00-TL yargılama gideri davanın kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 3.171,49-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b)Davalı tarafından yapılan 196,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 31,33-TL’lik kısmının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, kabul ve reddedilen miktarlar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/07/2023

Katip …. Hakim …
e-imza e-imza