Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/486 E. 2023/274 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/486 Esas
KARAR NO : 2023/274 Karar
DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Davalıda bulunduğu söylenen Keşidecisi … Tic. Ltd. Şti., lehdarı … Ltd. Şti., … … şubesine ait 20.9.2020 keşide tarihli, keşide yeri Hatay olan, … çek seri no’lu, 12.000,00 TL bedelli çek (… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı icra takibine konulmuştur) ile Keşidecisi … , lehdarı … Gıda San. Tic. Ltd. Şti., … şubesine ait 28.10.2020 keşide tarihli, keşide yeri Düzce olan, … seri no’lu, 18.000 TL bedelli çeklerin (… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı icra takibine konulmuş), davalının haksız ve kötüniyetli olarak çeki elinde bulunduruyor olduğu ve çek iptali davası açtıkları … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… esas sayılı dosyasında ait müvekkili tarafına çek istirdadı davası açılması için 2 haftalık kesin süre verilmiş olması nedeniyle davalı uhdesinde bulunan çeklerin müvekkili olan şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; İşbu davanın haksız ve mesnetsiz olarak ikame edildiğini, taraflarınca açılan … İcra Müdürlüğü 2020/… Esas ve yine aynı şekilde … İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı icra takibi nedeniyle müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkiline açılan işbu istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, İİK”nın 72. Maddesine aykırılık mevcut olduğunu, takip konusu borç tamamen ödenmedikçe istirdat davası açılamayacağını, dolayısıyla davacının açmış olduğu iş bu istirdat davasının öncelikle özel dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu çeklerin müvekkili olan hamilinde olması ve ayrıca söz konusu çeklerin … İcra dairesinde açılmış olması ve Müvekkilinin Yerleşim Yerinin Eyüpsultan/İST olması nedeniyle davanın Gaziosmanpaşa ilgili mahkemesine açılması gerektiği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava çeklerin iadesine ilişkin istirdat davası olup, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/06/2021 tarih ve 2020/… E. 2021/… Karar numaralı yetkisizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilmiş ve 2021/… esas numarasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 30/11/2021 tarih ve 2021/… Esas 2021/… sayılı kararı ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyaları aynı davaların konusu olduğu anlaşılmakla aynı konuda derdest dava bulunması nedeniyle davacının davacının reddine karar verilmiştir.
… Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin 09/06/2022 tarih ve 2022/… Esas 2022/… Karar sayılı ilamı ile … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/ … Esas sayılı davasının ise İİK 72.m. uyarınca çekler nedeniyle menfi tespit davası olup, davaların konuları ve talep sonuçları farklı olduğu, mahkemece açıklanan bu hususlar dikkate alınıp, derdest bir davanın bulunmadığı kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesi ile kaldırıldığı, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, rıza hilafına elden çıktığı iddia edilen çekin istirdadı istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasanın 790.maddesine göre; “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”.
6102 sayılı Yasanın 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle yükümlüdür.”
Bu madde hükmüne göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki geri vermekle yükümlüdür. Kötü niyetle iktisap veya iktisapta ağır kusurun ispatı ise çek istirdadını talep eden davacıya aittir.
Davacının öncelikle usulüne uygun delillerle çekin rızası dışında elinden çıktığını kanıtlaması gerekir. Davacının bu iddiasını ispatlamasından sonra ise davaya konu çekin son hamili olan davalının 6102 sayılı TTK 792. maddesi uyarınca bu çeki kötüniyetli şekilde iktisap ettiğini ispatlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Davacının defterlerinde dava konusu çekin kayıtlı bulunması bu çekin rıza dışında elden çıktığını ispat için yeterli değildir. Yargıtay … Hukuk Dairesinin 18/11/2015 tarih, 2015/… esas ve 2015/… karar sayılı ilamı.
Davacı, ciro silsilesinde yer almadığı ve müracaat borçlularından olmadığı halde menfi tespit isteminde bulunamaz; istirdat istemi yönünden davalının kötü niyeti veya ağır kusurunu ispat etmesi gerekir.
Zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile değin tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez (Hulusi Gürbüz, Yargıtay Uygulaması Işığında Ticari Senetlerin iptali Davaları ve Ticari Senetlere Özgü Sorunlar, İstanbul 1984, sh.295; İsmail Doğanay; Türk Ticaret Kanunu Şerhi, İkinci Cilt, Üçüncü Baskı, Ankara 1990, sh. 1646-1647; Murat Alışkan, Kambiyo Senetlerinde Temlik Cirosu, İstanbul 1998 sh. 255 vd; Tarık Başbuğoğlu; Uygulamalı Türk Ticaret Kanunu, 1.cilt Ankara 1988, sh. 807; Erol Ertekin/ İzzet Karataş; Uygulamada Ticari Senetler: Ankara 1998 sh. 363)
Hamilin ciro yoluyla senedi devraldıktan sonra cirantasını takip etme gibi yasal bir zorunluluğu bulunmamaktadır. TTK’da yer alan ve kambiyo hukukuna ilişkin ilkeleri belirleyen kuralların kişiden kişiye değişebilen “hayatın olağan akışı” şeklindeki subjektif bir takım değerlendirmelerle ortadan kaldırılması doğru görülemez. Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali(bağımsızlığı) ilkesi ile ilgili olarak Daire uygulaması istikrar kazanmıştır (Yargıtay 19.HD.’nin 17.02.2011 tarih, 2010/7937 E, 2011/2072 K; 31.03.2011 tarih 2010/8614 E, 2011/4185 K; 18.04.2011 tarih 2011/3624 E, 2011/5149 K; 13.05.2010 tarih 2009/7134 E, 2010/6030 K; 14.10.2010 tarih, 2010/4431 E, 2010/11296 K; 21.03.2012 tarih 2011/13865 E, 2012/4619 K. sayılı emsal ilamları).
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, … İcra Müdürlüğünün 2020/… E sayılı ve 2020/… E sayılı dosyaları getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından, dosyamıza konu çekin rızası hilafında elinden çıktığından bahisle zayi nedeni ile iptal istemiyle dava açıldığı yargılama sırasında çekin davalı tarafından ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu çekin incelenmesinde; davalının hamil olduğu, davacının ciranta olduğu, ciro silsilesin de kopukluk olmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 2 nolu celsesinin 1 nolu ara karar ile davacı tarafa çekin rızası hilafından çıktığı, davalının çekin iktisabında kötü niyetle veya ağır kusurlu olduğunu gösterir delillerin sunmak üzere kesin süre verilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava konusu çeklerin incelenmesinde; ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı anlaşılmakla çekin borçtan mücerret olma niteliği karşısında, davanın tarafları ile cirosu bulunanlar arasında taraf ticari defterlerine göre herhangi bir ticari ilişki bulunmaması, davalı tarafın çeki kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olduğu anlamına gelmeyeceğinden, taraf ticari defterleri incelenmemiştir. Dava konusu çekte lehtardan hamile ciro silsilesinin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşıldığından davalının yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir; davacı 6102. sayılı TTK’nın 792. maddesi gereğince davalının dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığından, davalı hakkındaki davanın kabulü olanağı olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Aynı yönde bakınız; Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 19/12/2017 tarih, 2016/6788 esas ve 2017/7374 karar sayılı ilamı; Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 18/12/2017 tarih, 2016/5404 esas ve 2017/7336 karar sayılı ilamı; Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 23/10/2017 tarih, 2016/3241 esas ve 2017/5576 karar sayılı ilamı; Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 12/01/2015 tarih, 2014/14243 esas ve 2015/176 karar sayılı ilamı.)
Ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi yönünden; TTK’nın 677. maddesindeki düzenlemeye göre, imzaların istiklali prensibi benimsenmiş olup, ciro imzalarından biri sahte bile olsa, düzgün ciro silsilesine göre çeki iktisap edenin, çeki iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ayrıca kanıtlanması gerekir. Davalının çekin çalınması olayına ilişkin ceza yargılamasın kapsamı nazara alındığından davalının son hamil olduğu, öncesinde cirantaların bulunduğu gözetildiğinde, ceza yargılamasının sonucu ve kesinleşmesi beklenmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-179,90-TL karar harcının peşin alınan 512,33-TL den düşümü ile kalan 332,43-TL’sini davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına
3-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır