Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/482 E. 2022/505 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/482 Esas
KARAR NO : 2022/505
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin burnundaki eğrilik ve nefes almakta güçlük çekmesi şikayetleri nedeniyle davalı …’a başvurduğunu, … …’ın 23/12/2012 ve 25/08/2014 tarihli ameliyatları nedeniyle müvekkilinin istediği sonucu alamadığını, bu nedenlerle müvekkilinin yaşadığı bu ameliyatlar sonrasında doğru düzgün çalışamadığı ve halen de işsiz olduğu, herhangi bir menkül ve aracının bulunmadığı, başkaca bir gelirinin olmadığı, ailesinin yardımlarıyla yaşamını sürdürdüğü, ailesinin ekonomik durumunun da iyi olmadığı, yargılama harç ve giderlerinin adli yardım ödeneğinde karşılanması için adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesini, 10.000,00-TL maddi, 400.000,00-TL davalılardan müteselsilen ve müşteriken tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline burun estetiği ameliyatı yaptıran davacının, adli yardım talebinin kabulü yönündeki karar hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili tıp kurullarına uygun olarak davacıyı ameliyat ettiğini, davacının iddia ettiği zarar ilee müvekkilinin eylemi arasında hiçbir illiyet bağı olmadığını, müvekkilinin kusursuz izafe edilemeyeceğini, davacının, müvekkili tarafından 2 yıla yakın süre oyalandığı iddiası gerçekdışı olduğunu, davacı oyalandıysa neden 2. ameliyatı başka bir doktora gitmeden müvekkiline yaptırdığını, davacı, burnunun olması gerekenden küçük olduğunu, burnunda çöküntü ve iz kaldığını ve burun deliğinde daralma olduğunu iddia etmiş ise de bunların hiçbiri olmadığını, davacının hastaneye yaptığı ödemeyle ilgili fatura vermediği iddiasının gerçekdışı olduğunu, faturanın muhasebe kayıtları ile sabit olduğunu, burun estetiğinin kötü olduğundan bahisle … isimli kuruluştaki işinden atıldığını iddia etmiş ise de ameliyat öncesi ve sonrası resimlerden de görüleceği üzere davacı daha iyi bir görünüme kavuştuğunu, davacının estetik operasyonlar sonucu elde edilen sonucun değerlendirilmesi ve herhangi bir doktor hatasının olup olmadığının saptanması mahkeme heyeti tarafından görevlendirilecek uzman heyet raporuna bağlı olduğunu, işbu nedenlerle davacın tarafın haksız ve mesnetsiz davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketine dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği, davaya cevap verilmediği görüldü.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, bu kanundu düzenlenen ve diğer yasalarda düzenlenmekle birlikte ticari dava olduğu belirtilen davaların ticari dava olduğu belirtilmiş, aynı yasanın 5. Maddesinde ise ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler olarak, aksine bir hüküm bulunmadıkça dava olan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olarak ifade edilmiştir.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun uygulanmasında tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır ve taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
Mahkememizin 10/06/2021 tarihli, 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararında davanın reddine karar verilmiş olup davacı … ‘ın mahkememizce verilen karara yönelik istinaf talebinde bulunması üzerine … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararında “Somut olayda, uyuşmazlık eser sözleşmesi niteliği arz eden estetik amaçlı tıbbi müda- haleden kaynaklanmaktadır. Davacı ticari ve mesleki olmayan amaçla hareket eden gerçek kişi yani “tüketici”, davalı “ticari ve mesleki amaçla hareket eden satıcı/ sağlayıcı”, dava konusu işlemise “tüketici işlemi” niteliği arz ettiğine göre 6502 sayılı TKHK’nun 73.maddesi gereği uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Hal böyle iken, davanın Ticaret Mahkemesi’nde açılıp sonuçlandırılması usul ve yasa- ya aykırı bulunmuştur.” denilerek mahkememizce verilen karar istinaf mahkemesince kaldırılmış olup, dosya görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize gönderilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki eser sözleşmesi niteliği arz eden estetik amaçlı tıbbi müdahaleden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğundan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğu kanaatiyle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın, HMK 114/1-c maddesi gereğince USULDEN REDDİNE
2-HMK 20 madde gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde iki hafta içerisinde müracaat edildiği taktirde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK 331/2 madde gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan bölümünün mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.15/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır