Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/462 E. 2023/470 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/462 Esas
KARAR NO : 2023/470

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/07/2022
KARAR TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 27.05.2019 tarihinde, müvekkilİ şirket tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan… plakalı araç ile… plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda, müvekkili şirket … Sigorta A.Ş. tarafından … plakalı aracın içinde bulunan …’in yaralanması sonucu cismani zarar tazminatı nedeniyle 35.996-TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin -halefiyet ilkesi gereği- kazada kusuru olan …plakalı aracın sigortacısından rücusu imkanı doğduğunu, davalının, müvekkili sigorta şirketinin ödemiş olduğu tazminat nedeniyle kendi sigortalısının kusuru oranında karşılamakla yükümlü olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle kusur durumunun tespiti neticesinde diğer araç sürücüsünün artacak veyahut artması muhtemel kusur durumuna binaen fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 8.999-TL tazminatın ve işlemiş/işleyecek faizinin, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte rücuen davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 27.05.2019 tarihinde, müvekkili şirket tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç ile …acın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasının sonucunda … plakalı araç sürücüsü … ve aracın içinde bulunan … ve …’in bulunduğu kazada kaza sonucu cismani zarar tazminatı nedeniyle ödeme yapıldığını, davacının sigortalısı …plakalı traktör sürücüsü …’in KTK gereğince asli kusurlu olması ve müvekkil kurum sigortalısı … plakalı aracın sürücüsü …’in kusurunun bulunmaması ve kural ihlalinin bulunmaması sebebiyle haklı olarak kusuru bulunmayan araçta bulunan ve yaralanan araç sürücüsü … ve araçta bulunan … ve … yaralandığını ve yaralanmalı trafik kazasından doğan cismani zarardan dolayı davacı sigorta şirketi tarafından tazminat ödemesi yapıldığını, kusuru bulunmayan araç sürücüsünün sigorta şirketi olan müvekkilinden ödemenin bir kısmı talep edildiğini, müvekkili şirket aleyhine açılan işbu davayı yasa ve usule aykırı olması nedeni ile kabul etmediklerini ve haksız olan davanın reddine karar verilmesini, müvekkilin hak kaybına uğramaması adına zamanaşımı, hak düşürücü süre, husumet ve derdestlik itirazlarını sunduklarını, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine, aksi halde esasa ilişkin itirazlar doğrultusunda davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce savcılık dosyasının, poliçe ve hasar dosyasının, SGK kayıtları celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 17/03/2023 tarihli adli tıp raporunda özetle; olayda; …’in kusursuz olduğu, Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı sigortacının sigortaladığı … plaka sayılı araç ile davalı yanca sigortalanan … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında … plaka sayılı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunup bulunmadığına, bu kapsamda … plaka sayılı araçta bulunan dava dışı yolcu…’in yaralanması nedeniyle ödenmesi gereken maddi zararın miktarı ve davalı yanın varsa kusuruna isabet bedelin bedelin davacının ödemesi nedeniyle halefiyet ilkesince davalıdan tahsili koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Uyuşmazlığın davacı sigortacının sigortaladığı …plaka sayılı araç ile davalı yanca sigortalanan … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında… plaka sayılı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunup bulunmadığına, bu kapsamda … plaka sayılı araçta bulunan dava dışı yolcu …’in yaralanması nedeniyle ödenmesi gereken maddi zararın miktarı ve davalı yanın varsa kusuruna isabet bedelin bedelin davacının ödemesi nedeniyle halefiyet ilkesince davalıdan tahsili koşullarının oluşup oluşmadığı taleplerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce deliller toplandıktan sonra kusur oranlarının tespiti açısından adli tıp raporu aldırılmak üzere dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderildiği, hükme esas adli tıp raporu ile, Sürücü … kendi şeridini takiben nizami bir şekilde seyir halinde iken karşı yönden şerit ihlaliyle gelen traktör nedeniyle karıştığı kazada atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, Sürücü … gündüz vakti seyir halindeyken yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, görüş alanını kontrol altında bulundurması, mahal şartlarını dikkate alarak seyrini istikametine ayrılan yön bölümü içerisinde kalacak şekilde sürdürmeye özen göstermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, nizamlara aykırı bir şekilde şerit ihlali yaparak sola doğru karşı yöne girmesi neticesi meydana gelen olayda kusurlu olduğu ve sonuç olarak sürücü …’in kusursuz, sürücü …’in %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, kaza tespit tutanağı ile adli tıp raporunun birbiri ile uyumlu olduğu, adli tıp raporunun savcılık aşamasında alınan raporu da değerlendirerek kaza tespit tutanağı ile arasındaki çelişkiyi giderdiği, tespitin oluşa ve tarafların soruşturma kapsamında alınan beyanlarına uygun olduğu, denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu, davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün meydana gelen kazaya ilişkin olarak kusursuzluğu adli tıp raporu ile sabit olduğundan, bu hali ile davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL harcın, peşin alınan 153,69-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan bakiye 26,21-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan 78-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 8.999,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, miktar itibariyle verilen karar kesin olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.12/06/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza