Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/433 E. 2023/707 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/433 Esas
KARAR NO : 2023/707
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2022
KARAR TARİHİ : 18/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında 23.03.2018 tarihli, … inşaat şantiyesinde bulunan depolama tanklarının kalibrasyon tablolarının hazırlanması hususunda sözleşme imzalandığını, imzalanan bu sözleşme doğrultusunda şirketlerinin tankların kalibrasyon tablolarının hazırlanmasını sağladığını, yapılan hizmet karşılığında tahakkuk eden 24.780,00TL alacağını da 31.07.2018 gün ve … sayılı fatura ile faturalandırdığını, davalı şirketten taraflarına gönderilmiş, bu hizmetin yerine getirildiğini gösterir mail görüntüsünün dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, taraflar arasında sözleşme kurulmasına ve alacaklarının faturalandırılmasına rağmen davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedende 08.05.2019 tarihinde davalı şirkete … Noterliği marifeti ile ihtarname keşide edildiğini, daha sonra … İcra Dairesi 2019/… Esas numarası ile icra takibinin yapılmış ancak davalı şirket takibe itiraz edildiğini, karşı tarafla yapılan arabuluculuk görüşmeleri de sonuçsuz kaldığından … Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… Esas dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, ancak yetki sebebiyle davanın usulden reddedildiğini, dava dilekçesinden anlaşılacağı üzere davalı şirketin müvekkili şirkete aldığı hizmet karşılığında ödemelerini yapmadığını, gönderilen ihtarname, yapılan takip ve arabuluculuk görüşmesinin sonuçsuz kaldığını, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalıya sunulan hizmet karşılığında 24.780,00TL alacağın 31.08.2018 tarihinden itibaren TTK 1530.7 hükmü uyarınca hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikli olarak dava konusu icra takibine itiraz takibine itiraz edilirken yetkiye de itiraz edildiğini, işbu itirazın devam ettiğini, davalı tarafça müvekkili şirket aleyhine … İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, bu nedenle miktarın nasıl hesaplandığının anlaşılamaması üzerine takibe itiraz edildiğini davacı tarafça inkar tazminatı istenilmesi açıkça kötü niyetli olduğunu, davacı taraf her ne kadar müvekkili şirkete bir takım hizmetler verdiklerini ve bu hizmetlerden kaynaklanan alacaklarını düzenlendikleri faturaları takibe konu etmişse de, yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince fatura tek başına alacağın varlığına delil teşkil etmemekte olup, faturaya konu hizmetin verildiğinin ispatının gerektiğini, zira faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi fatura konusu alacağın kesin bir alacak olduğu anlamına gelmeyip yalnızca faturada belirtilen verilerin doğru olduğuna karine olduğunu, bu nedenle faturaya süresinde itiraz edilmemiş olsa dahi fatura konusu hizmetin verilip verilmediğinin araştırılmasının gerektiğini, tüm bu açıklanan nedenler ve Yargıtay Kararları doğrultusunda haksız ve kötüniyetli olarak açılan davanın reddini, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce SGK kayıtları, … kayıtları, … ATM, …. ATM ve … İcra Müdürlüğü dosyaları celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 24.780,00-TL asıl alacak 4.527,61-TL faiz olmak üzere toplam 29.307,61-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 12/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 16/07/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, huzurdaki davanın ise icra takibinden bağımsız olarak tahsil/eda talepli olduğu açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 16/06/2023 tarihli raporunda özetle; Davacının 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin eksiksiz olduğu, ticari defterlerin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu, Davacının ticari defterlerine göre 27.06.2022 dava tarihi itibariyle, davacının 24.780,00TL alacağı olduğu, davacının alacağına dayanak faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu, Davaya konu alacağın dayanağı olan fatura içeriği alacak … Noterliğinin 19.09.2019 tarih ve … sayılı ihtarnamesi davalıya 21.03.2019 tarihinde tebliğ edilmekle ihtarnamede davalıya verilen 10 günlük sürenin dolduğu 31.03.2019 tarihinde temerrüt oluştuğu, buna göre davacının belirlenen 24.780,00TL asıl alacağına 31.03.2023 temerrüt tarihi ile 27.06.2022 dava tarihi arasındaki 1184 gün için aşağıdaki gibi 12.173,60TL işlemiş avans faizi hesaplandığı, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez Bankası verilerinden, 27.06.2022 dava tarihi itibari ile avans faizi oranının %15,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %15,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İstanbul Havalimanı inşaatında 20 adet depolama tankının kalibrasyon hizmeti kapsamında düzenlenen faturadaki bedelden davalının sorumlu olup olmadığı, taraflar arasında sözleşme kurulup kurulmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya … aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Mahkememizce tüm delillerin toplandığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı başlangıçta teklif faturası düzenlemiş ise de bu fatura bedeli kapsamında çalışmalara devam edildiği, davacı yanca yerine getirilip getirilmediğinden bağımsız olarak iddia edilen hizmetin mevcudiyetinin dava dışı 3. kişiler tarafından da teyit edildiği, dava tarafları arasında yazışma kayıtları bulunduğu, sunulan yazışmalarda ismi geçen …’nun davalı şirket çalışanı olduğu, yazışmalardan teklif faturasındaki işin kontrollü aşamalar ve onaylar arz edecek şekilde tamamlandığı, tebliğ edilen faturaya davalı itirazının bulunmadığı, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu, yazışmaların aksinin iddia ve ispat edilmediği, dolayısıyla davacının hizmeti ifa ettiğinin dosya kapsamıyla sabit olduğu, mahkememizce ön inceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, taraflara HMK 222/3 maddesi gereğince usulüne uygun ihtaratların yapıldığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, davalı tarafça mazeret sunulmaksızın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesine sunulmadığı, süresinde ticari defter ve kayıtların yerinde incelenmesinin talep de edilmediği, incelemenin davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapıldığı, aldırılan bilirkişi raporu ile, davacının 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin eksiksiz olduğu, ticari defterlerin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre 24.780,00TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu gerekçelerle davalının salt inkar içeren savunmasının aksine davacının defter kayıtlarının diğer yan delillerle birlikte hükme esas alınabileceği, hizmet karşılığının ödendiğine dair savunma ve tespit bulunmadığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacının çıkardığı 19/03/2019 tarihli Noter ihtaratının davalıya 21/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 10 günlük mehil kapsamında temerrüdün 01/04/2019 tarihinde gerçekleştiği, davacının talep ettiği TTK 1530 maddesi kapsamında tedarik ilişkisine vücut veren bir ilişki ve bu maddenin somut olaya uygulanırlık kabiliyeti olmadığı, ticari iş karinesine göre avans faizine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile 24.780,00 TL’nin 01/04/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.692,72-TL karar ve ilam harcından 423,19-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 1.269,53-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 423,19-TL peşin harç olmak üzere toplam 503,89-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.598,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.18/09/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza