Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/383 E. 2022/429 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/383 Esas
KARAR NO : 2022/429

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirket, … Ltd. Şirketi’nden olan senet alacağına ilişkin olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığı, icra dosyasında alacaklı sıfatına haiz olan davalı şirketçe haciz ihbarnameleri gönderildiği, icra dosyası borçlusu olan …Ltd. Şirketine herhangi borcu ve alacağı bulunmadığından bir karışıklık olabileceği düşüncesi ile ilk haciz ihbarnamelerine cevap vermeyen davacı tarafça, 89/3 haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğ edilmesi üzerine, ihbarname içeriğine ilişkin bilgi edinmesi üzerine icra dosyası alacaklısına herhangi bir borcu olmaması nedeniyle işbu davayı ikame etme gereği duyduğunu, müvekkili davacının uzun zamandır herhangi bir iş ile ilgilenmemekte ve ticari faaliyet yürütmediğini, davacının icra takibine konu senede dair ve taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair herhangi bir bilgisi dahi bulunmadığını, davalı şirket, borçlu şirketin gerçek kişi olan davacıdan bir alacağının bulunduğunu iddia etmekte ise de taraflar arasında borç ilişkisi kurulmasını gerektirecek herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili ile icra dosyası borçlusu arasında herhangi bir alacak verecek ilişkisi bulunmadığının ortada olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile davacı müvekkilinin icra dosyası borçlusu … Ltd. Şirketine borcu olmadığının tespitini, icra takibinin davacı yönünden durdurulmasını, davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 89. maddesine dayalı olarak üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davalı tarafın, dava dışı … Ltd. Şti. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasından senet alacağına ilişkin takip başlattığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacıya İİK89/1-2 ve 3 ihbarlarının yapıldığı, davacı tarafça İİK 89/3 ihbarı üzerine mahkememizin 2022/383 Esas sayılı davasının açıldığı görülmüştür.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca; İİK 89/3 ihbarı sonucu açılan davalar haksız fiil niteliğindedir. TTK 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmış olup,TTK’da düzenlenmiş olan hususlardan doğan davalar mutlak ticari dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan davalar nispi ticari dava olarak belirlenmiştir. Dava İİK 89/3 maddesine dayalı olarak açıldığından TTK’da düzenlenmediği açık olduğu gibi, takip davalı gerçek kişi ile dava dışı …Ticaret Limited Şirketi arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanmakla birlikte davacının 3. kişi konumunda olduğu, bu halde davanın tarafları arasında TTK kapsamında ticari ilişki bulunmadığı ve davalının gerçek kişi olduğu, emsal ilamlarda belirtildiği üzere İİK 89/3 haciz ihbarnamesi üzerine 3. şahıs tarafından açılan menfi tespit davasında tarafların tacir olmasının veya temel ilişkinin ticari nitelikte bulunmasının veya borcun temelini oluşturan senedin kambiyo senedi niteliğinde olmasının görevin belirlenmesinde bir etkisi bulunmadığından, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, bu davanın ticari bir dava niteliği taşımaması nedeniyle eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/3568-6425 Esas ve Karar sayılı ilamı; Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16237 Esas 2016/2916 Karar sayılı ilamı; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/172 Esas 2021/170 Karar ve 2020/18 Esas 2020/71 Karar sayılı ilamları; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/369 Esas 2020/327 Karar sayılı ilamı; Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1673 Esas 2020/300 Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2. maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.07/06/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır