Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/374 E. 2023/670 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/374 Esas
KARAR NO : 2023/670
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. İle davalı …’ın … A.Ş.’nin pay sahipleri olduğunu, buna göre …’a ait toplam 100.000 adet payın 50.000 adedinin … A.Ş.’ye, diğer 50.000 adedin ise …’ın uhdesinde olduğunu, …’un Yönetim Kurulu Başkanlık makamında davacı şirketin yer aldığını, Şirketin Başkan Vekilliğinde ise … Ltd Şti (“… “)’nin bulunmakta olduğunu, Davalı …’ın … adına Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürütmekle beraber şirketin Genel Müdürü sıfatına da haiz olduğunu, … ile … Ltd. Şti.’nin (“… “) 23 Ocak 2014 tarihi itibari ile … köy Mahallesi, … Ada – …/İSTANBUL adresinde yer alan otel vasıflı … projesinde … markalı restaurantı işletmek hususunda adi ortaklık oluşturduklarını. İşbu Adi Ortaklığa … … adı verildiğini, … … ile … Yönetimi arasında 09.04.2014 tarihinde kira sözleşmesi akdedildiğini, ilgili kira sözleşmesinin alt kira niteliği taşımakla beraber otelin malikinin esasen … A.Ş. olduğunu, kira sözleşmesi akdedildikten sonra davacı şirkete ait “… markalı restaurant faaliyetlerine başladığını, … …’in 7 yılı aşkın bir sürede … Projesine ait bağımsız bölümde faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, davalı yan kira sözleşmesini herhangi bir yönetim kurulu kararı olmaksızın kendi başına feshettiğini, davalının bu eylemi neticesinde davacı şirketin zarara uğradığını, davalının esas sözleşme hükümlerine riayet etmediğini ve 22.01.2021 tarihli fesih protokolünü tek başına imzaladığı, davalının mezkur protokolü feshederken kusurlu davrandığını işbu sebeple de sorumlu olduğunu, … A.ş. nezdinde doğan zararların davalı tarafından tazmini gerektiğini, ticari uyuşmazlıklara ilişkin arabuluculuk dava şartının yerine getirildiğini, açıklanan tüm bu sebeplerle davanın kabulünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5000-TL’nin davalıdan alınarak müvekkil şirketin ortak olduğu … A.Ş.’ye ödenmesini, davalının haksız eylemi gerçekleştirdiği anda temerrüte düşmesi sebebiyle ticari avans faizi oranında temerrüt faizinin müvekkil şirketin ortak olduğu … A.Ş.’ye ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş.’den hiçbir yasal hakları olmadığı halde büyük bir özveri ve ticari başarı neticesinde toplamda 350.000 USD tahsil ettiğini ve şirketin işçi alacakları, borçları ve ödemeleri düşüldükten sonra kalan tutarı davacı ile eşit olarak paylaşarak davacıya 58.500 $ ( ElliSekizBinBeşYüzAmerikan Doları) tutarında ödeme yaptığı tarih 01.03.2021 tarih olduğunu, davacının da bu parayı hiç bir ihtirazi kayıt öne sürmeden kabul ettiğini, huzurdaki davanın ikame edildiği tarihin ise 03.06.2022 tarih olduğunu, davacı müvekkilin her türlü işleminden, gerek ihtarnameler gerekse kendisine yapılan ödemeler ile haberdar olduktan yaklaşık 2 yıl sonra huzurdaki davayı ikame ettiğini, dava konusu iş ve işlemlerin öğrenildiği tarih itibariyle hak düşürücü süreler geçmiş olduğundan, öncelikle davanın bu nedenle usulden reddini talep ettiğini, . davacının keyfiyet ile değil tarafı olduğu sözleşme uyarınca ve kanun gereği hareket ederek İstanbul … firmasını milyonlarca liralık zarardan kurtardığını, davacının hiçbir iddiasının somut olmadığını, dava ikame edilmeden tam bir buçuk yıl önce davacının 58.500 USD ödeme aldığını ve bu tarihe kadar herhangi bir itirazi kayıt yahut iade olmaksızın yapılan ödemeyi de zimmetinde tutmuş olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddini, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilin, … Anonim Şirketinin zararına değil bilakis menfaatine hareket ettiğinin tespitiyle, bu kez davacının kötü niyetli ve mesnetsiz taleplerinin esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 28/08/2023 tarihli dilekçesiyle, açmış oldukları tazminat davasından HMK’nın 307. maddesi gereğince davasından feragat ettiğini ve yargılama giderleri ve vekalet ücret taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekilince sunulan 01/09/2023 tarihli dilekçe ile feragati kabul ettiklerini ve yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmişlerdir.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Feragat nedeniyle davanın reddine,
2-Alınması gereken 269,80-TL harcın, peşin alınan 85,39-TL’den mahsubu ile eksik yatan 184,41-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı beyan edilmekle, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı karar kesinleştiğinde talep halinde tarafara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”