Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/350 E. 2023/839 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/350 Esas
KARAR NO : 2023/839 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2022
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; “Müvekkilinin yaya olarak 18.01.2016 tarihinde … caddesinde iş yerinin bulunduğu mahalde, yaya kaldırımında yürümekte iken, … San. Ltd. Şti.’de sigortalı işçi şoför olarak çalışan … …’ın kullandığı … plakalı, bu şirket adına trafikte kayıtlı araç yaya kaldırımda geri geri gelmekte iken, yaya kaldırımında yaya olarak yürümekte olan müvekkiline hızla çarpma sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, … …’ın olayda asli ve tam kusurlu olduğunu ” belirterek; 100.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve şoför … …’dan alınarak müvekkile verilmesine, 1000 TL belirsiz maddi tazminatın kazaya karışan aracın sigorta eden … Sigorta A.Ş.’den alınarak yasal faiziyle birlikte müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … San. Ve tic. Ltd. Şti. ve … … vekili cevap dilekçesinde özetle; “Maluliyet ve maluliyetin kaza ile illiyetinin olup olmadığına varsa ne oranda olduğuna dair tarafımızdan hiçbir delil sunma imkânı varit olmadığını, Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak yeni raporun farklı olacağını, dava dilekçesinde kazanın meydana gelmesine sebep olarak sadece müvekkilinin gösterildiğini, oysaki böylesine bir kazada davacının kusurun, kazaya sebebiyet verecek başka unsurların olup olmadığı gibi hususların araştırılarak kusur yönünden karar verileceği hukukun gereği olduğunu, müterafik kusurunun bulunduğunu, hazırlık dosyasında polislere talepleri üzerine kazanın kamera kayıtları bir CD halinde verildiğini, karakol amirliğinin savcılığa teslim ettiği CD izleme tutanağında davacının şemsiyesini önünü görmeyecek şekilde tuttuğu, yolda bu şekilde yürüdüğü yazılı olduğunu, kazanın davacının kendi kusuru sebebiyle meydana geldiğini, davacı vekilinin talep etmiş olduğu maddi tazminat taleplerine ilişkin iş gücü kaybı sebebiyle uğramış olduğu maddi zararın ispat edilmesinin hukuki zorunluluk olduğunu” belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; “… plakalı araç, davalı müvekkil … A.Ş. nezdinde … Poliçe numaralı 01.04.2015-01.04.2016 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi bulunduğunu, 18.01.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde; davacı yanın meydana gelen kaza nedeniyle huzurdaki dava ikame edildiğini, somut olaya karışan davacı ile sigortalı araç sürücüsü yönünden öncellikle kusuru ve kusur kapsamında sorumluluğunun tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu” belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş …ler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Mahkemece yapılması gereken dava konusu trafik kazası nedeniyle yapılan tedavilere ilişkin tüm evraklar toplanarak, Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu almak, tarafların kusur oranları hususunda bilirkişi raporu almak ve tüm belgeler toplandıktan sonra aktüerya raporu almaktır.
Adli Tıp Kurumunun 19/04/2023 tarihli 2023/… sayılı raporunu özetle; … oğlu, 01.07.1953 doğumlu, … …’ün 18.01.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kulak Burun Boğaz, İşitme, Tablo 1.a’ya göre işitme kaybı %16,7, Tablo 2’ye kişinin özür oranı %12, Kulak Burun Boğaz, Koku duyusu kaybı, kişinin özür oranı %3, Kulak Burun Boğaz, Tat duyusu kaybı, kişinin özür oranı %3, Balthazard formülüne göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %17 olduğu; Kişinin Tüm Vücut Özürlülük Oranının %17 (yüzdeonyedi) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Bilirkişinin düzenlediği 09/08/2023 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Trafik kazasına karışan … plakalı minibüsü sevk ve idare eden davalı sürücü … …’ın olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusuru olduğu, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin olayda kusurunun olmadığı ancak, … plakalı araç sahibi ve işleteni olduğu anlaşılan davalı … San. Ve tic. Ltd. Şti.’nin kusursuz sorumluluğu olduğu, yani sürücü … …’ın kusurundan 3. Kişilere karşı kendi kusuru gibi sorumlu olacağı, davalı … Sigorta A.Ş.(Yeni adı: … A.Ş.)’nin … plakalı aracın sigorta edeni olarak sigorta poliçesi kapsamına giren konularda sorumluluğu olacağı, kazada yaralanan … …’ün olayda kusurunun olmadığı, davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ün geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 21.809,99 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %17 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 211.611,48 TL olduğu, davacının maddi zararlarının poliçe limitlerini aşmadığı, sigorta şirketi bakımından en erken temerrüt tarihi 16.06.2021 olarak belirlenmiş olup, araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 18.01.2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği, görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu 04/10/2023 tarihli ıslah dilekçesini özetle; Dava dilekçesindeki 1.000 TL maddi tazminat talebinin bilirkişi raporu doğrultusunda 232.421,00 TL bedel artırılarak maddi tazminat talebinin 233.421,00 TL üzerinden hüküm altına alınmasını ve olay tarihinen itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının bir arada değerlendirilmesi neticesinde , 18/01/2016 tarihinde, davalı … …’ın … plakalı araç ile, kaldırımda yürümekte olan davacıya çapması neticesinde trafik kazasının meydana geldiği, davalı … … LTD. ŞTİ.’nin belirtilen aracın maliki olması nedeniyle işleten sıfatına haiz olduğu, davalı …nın ise aracın ZMM sigortacısı sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu, her ne kadar davalılar tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de KTK 109/2 maddesi “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” gereği davalı … hakkında davaya konu olay nedeniyle ceza davası açıldığı anlaşılmakla zaman aşımı itirazlarının reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiş, davacının kaza sebebiyle malul kaldığı, mahkememizce tarafların tüm delilleri toplandığı, Adli Tıp Kurumundan maluliyete ilişkin rapor alındığı, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağılık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre davacının tüm vücut engellilik oranının %17 olduğu, iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, belirlenen maluliyet oranına göre dosyanın kusur tespiti ve aktüerya hesabı yapılması amacıyla alanında uzman bilirkişilere tevdi edildiği, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile davacının kusursuz olduğu, davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun bildirildiği, davacının gelirine göre aktüer hesabının yapıldığı, davacının bilirkişi raporu doğrultusunda talebini artırdığı, davacı tarafından 16/06/2021 tarihinde … ATM aynı konuya ilişkin davanın açıldığı ve usulden reddedildiği anlaşıldığından davalı sigorta şirketi yönünden 16/06/2021 tarihinde temerrüt şartlarının oluştuğu, davacının belirsiz alacak davası olarak açtığı davasına bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatiyle davacının maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat yönünden; Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370). Bunun yanında ağır yaralanma ve ölüm halinde zarar görenin yakınları tarafından da manevi tazminat talep edilebilecektir.
Anılan yasal düzenlemeler kapsamı da gözetildiğinde taraf delilleri toplanmış, usulünce bilirkişi raporları alınmıştır. Kazanının oluş şekli, kazanın oluşumunda tarafların kusur oranı, davacının kaza sonrası duyduğu acı, elem ve üzüntü, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, meydana gelen zarar ve kusur durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri, TBK’nun 56. maddesinin hükmü ve yukarıda sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı bir arada değerlendirildiğinde davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu değerlendirildiğinden Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … San. Ltd. Şti. ve … …’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminata ilişkin davasının KABULÜ ile 21.809,99 TL geçici iş göremezlik ve 211.611,48 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 233.421,47 TL iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 16/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin Kısmen Kabulü ile 40.000,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … San. Ltd. Şti. ve … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar ve ilam harcı 18.677,42-TL nin peşin ve ıslahla alınan 5.694,83-TL den düşümü ile kalan 12.982,59-TL bakiye ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 5.775,53-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.116,00-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Maddi Tazminat yönünden; Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 37.013,22-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen Manevi Tazminat yönünden; Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalılar … San. Ltd. Şti. ve … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Red edilen Manevi Tazminat yönünden; davalılar … San. Ltd. Şti. ve … …’dan kendilerini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … San. Ltd. Şti. ve … …’a verilmesine,
9-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır