Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/330 E. 2022/389 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/330 Esas
KARAR NO : 2022/389

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 16/09/2020 tarihinde 5 adet ayrı ayrı Eser Telif Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 5/a maddesi gereğince eserin satışa sunulduğu tarihten itibaren 3 ayda bir satış adedi üzerinden hesaplanacak şekilde eser satış fiyatı üzerinden %3,5 telif ücreti ödemesi karşılığında 5 yıl süre ile münhasıran davalıya devredildiğini, davalının sözleşme yükümlülüğüne rağmen müvekkiline karşı süresi içerisinde tam ve eksiksiz şekilde herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin davalı şirkete başvurması üzerine, kendisine muaccel ve ödenmemiş olan telif ücretlerine istinaden davalı şirket tarafından 30.000,00-TL miktarlı 13/07/2021 tanzim tarihli, 29/08/2021 vade tarihli bono keşide edilerek müvekkiline teslim edildiğini, söz konusu bono vade tarihi olan 29/08/2021 tarihi itibariyle davalı şirketten tahsil edilemediğini, sözleşmenin madde 6/b hükmü çerçevesinde telif ücretlerinin ödenmemesi sözleşme yükümlülüklerinin ihlali niteliğinde olup bu durum eser sahibine sözleşmeyi haklı fesih imkanı tanıdığını, ayrıca ilgili sözleşmenin 8. maddesinin b bendi ile sözleşmeyi ihlal eden tarafın ihlal sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararlara karşılık olarak karşı tarafa 40.000,00-TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, Bakırköy … Noterliği 08.09.2021 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının alacağının tahsili amacıyla taraflarınca İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali davası açmak zorunluluğu hasıl olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulünü, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazının iptalini ve takibin devamını, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında imzalanan Eser Telif Sözleşmesi uyarınca alacağın borçlu tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın 5846 sayılı Yasa’ya uygun düzenlenen telif hakları sözleşmesi ile bu sözleşmenin konusu eserden kaynaklanan mali hakların ihlaline ve telif alacağına ilişkin olduğu, bu durumda İhtisas Mahkemesi olarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatiyle davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2009/12341 Esas 2009/12155 Karar sayılı emsal ilamı; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3132 Esas 2018/2139 Karar sayılı emsal ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.25/05/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır