Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/274 E. 2023/808 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/274 Esas
KARAR NO : 2023/808
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya ait … Gemi Tersanesinde 09.09.2009 tarihinden 20.07.2010 tarihine kadar yapılmakta olan … isimli gemi projelerinin teçhiz, donatım, danışmanlık işlerini alıp yürüttüğü, davalı tarafın başlangıçta düzenli ödeme yaparken araya giren krizi bahane ederek ödemelerini aksatmaya başladığını, bu işler yapılırken çalışacak işçileri alt işveren sıfatıyla müvekkili şirketin çalıştırdığı, davalı şirketin işçinin brüt ücretine ek olarak %45 komisyon ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı şirketin Nisan 2010 dönemine kadar olan hakkediş hesaplarını onayladığını, Mayıs, Haziran, Temmuz, aylarına ait hakkedişleri onaylamadığını, bu sebeple Mayıs ayı ve sonrasına ait ödünç işçilik alacaklarını müvekkili şirkete ödemediğini, önceki dönemlerde ise (Eylül 2009 – Nisan 2010) ödemelerin sürekli olması gerekenden düşük hesaplandığını, işçilerin alt işveren sıfatıyla müvekkili şirket tarafından SGK’ye bildirildiğini, kural olarak davalı şirketin sözleşmede yazan şartlarda işçinin ücretini, SGK primlerini ve brüt ücrete dâhil olan diğer ödemelerini verip ayrıca brüt ücret üzerinden %45 komisyon ödediğini, son üç aylık ödünç isçilik alacaklarının tamamının ve önceki aylardaki hakkediş hesaplarında yapılan eksik hesaplamalardan kaynaklanan bakiye alacaklarının da hesaplanarak alacak hükmedilmesini, müvekkilin çalıştırdığı işçi sayısının günlük olarak işverene ait kart okuma cihazıyla tespit edildiğini, ekte bu listeleri sunduklarını, işçilerin net ücret miktarlarının ise ekte sundukları bordro ve ödeme çizelgelerinde belli olduğuıa, hak ediş hesaplarında düzenlenen ve fakat eksik hesaplanan Eylül 2009 ila Nisan 2010 dönemi alacaklarının hesaplanmasında ise şirket hakkediş raporları ile kart okuma sistemi kayıtlarından yararlanılacağıır, buna göre kart okuma kayıtlarından gün gün kaç işçi çalıştırdıklarının görüldüğünü, ücret bordrolarında (ve bazı işçiler için de tarafların imzaladığı ücret çizelgelerinde) her bir isçinin yevmiyesinin tespit edileceği, her bir işçi açısından kart okumada tespit edilen toplam gün sayısı ile yevmiye ücreti çarpıldığında ilgili işçinin bütün projeler kapsamında toplam net ücretinin edileceğini, söz gelimi kart okuyucu kaydına göre … isimli işçi 125 gün işe geldiği, günlük ücretinin de 30 TL olduğu tespit edildiğinde bu işçiye 3750 TL net ücret ödenmiş olacağını, kanuni ek ödemeler dikkate alınarak önce brüt ücretin tespit edileceğini, sonra %45 komisyonlarının eklenecek böylece bir tek işçi için davalıdan alacaklı oldukları bedelin hesaplanacağını, tüm işçiler için bu hesaplama tek tek yapıldıktan sonra hepsinin toplanacağı ve müvekkili şirketin yekûn alacağının ortaya çıkacağını, davalı tarafın da bu borçlarla ilgili yaptığı ödemelerin kaydını tuttuğunu, Mahkemenin ve kendilerinin de kabul edecekleri geçerli makbuz ve banka dekontları sunduğunda hesaplanan alacaklarından yapılan ödemeler düşülmek suretiyle bakiye alacaklarının tespit edileceğini, işbu dava konusu sözleşmelerle ilgili olarak müvekkilinin taahhüt ettiği işleri yaptığına dair …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2010/… esas nolu davası açıldığını, bu davayı müvekkilinin kazandığını, Yargıtay’ca onandığı ve kesinleştiğini beyan ederek davacı müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunun tespitine, ilamsız icraya konu edilen kısım yönünden itirazın iptaline, takibin icra-inkâr tazminatına hükmedilerek devamına; takibi aşan kısmı yönünden ise alacaklarına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından …. İcra Müdürlüğünün 2013/… E. sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine 05.08.2010 tarihli 242349 seri numaralı, 05.08.2010 tarihli … seri numaralı ve yine 05.08.2010 tarihli … seri numaralı faturaları dayanak göstererek takip başlatıldığını, yaptıkları itiraz üzerine de huzurda görülen iş bu itirazın iptali davasının açıldığını, davacının ayrıca itirazın iptali davasına konu edilemeyecek şekilde Eylül 2009 – Nisan 2010 dönemi alacaklarının tespitini de istediğini, davacının davasının tamamen haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğu, takibe konu faturaların müvekkili şirket tarafından kabul edilmeyerek usulüne uygun olarak iade edildiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında, müvekkili şirketin … Gemi Tersanesinde inşa edilen … gemi inşa projelerinin teçhiz donatım ve danışmanlık işlerinin yürütülmesi konusunda sözleşmeler yapıldığını, davacı tarafından 14.07.2010 tarihinden itibaren kendilerine yapılması gereken ödemelerin zamanında yapılmadığı iddia edilerek herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın projeler tamamlanmadan bırakıldığını, müvekkili şirket tarafından da … Noterliği 22.07.2010 tarihli ihtarname ile de taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin feshedildiğini, davacı tarafından; sözleşmelerin feshinin ardından 05.08.2010 tarihinde düzenlenmiş ve herhangi bir hak ediş evrakına dayanmayan takibe dayanak 3 adet faturanın müvekkil şirkete 10.08.2010 tarihinde gönderildiği ve herhangi bir hak edişe dayanmayan işbu faturaların müvekkili şirket tarafından yasal süresi içerisinde kabul edilmeyerek … Noterliği 12.08.2010 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiğini, takibe konu faturalar incelendiğinde her 3 faturanın da herhangi bir dayanağı olmadığı ve bu nedenle de geçerliliklerinin bulunmadığını, zira gerek müvekkili şirkete ait, gerek de davacı yana ait kayıtlar incelendiğinde davacı firma tarafından gerek ödünç işçilik, gerek danışmanlık, gerek de ekipman kirasına ilişkin kayıtlarda yer alan ve müvekkili şirketçe kabul edilen faturaların arkalarında tersane üretimi esnasında hazırlanmış onaylı hak ediş formları bulunduğunun açıkça görüleceğini, takibe konu faturalar incelendiğindeyse herhangi bir hak ediş formuna dayanmadıklarının açıkça görüldüğünü, davacı tarafça daha önce aynı sözleşmelerden kaynaklanan işlerden dolayı alacakları yönünden açtıkları ve kesinleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/… E. 2011/… K. sayılı dosyası ve söz konusu dosyadan verilen karara dayanak bilirkişi raporu incelendiğinde de görüleceği üzere, davacının söz konusu projelere ilişkin daha önce kestiği ve söz konusu kararda ve müvekkili şirket kayıtlarında yer alan faturaların tamamının onaylı hak edişlere dayandığını ve sayın bilirkişiler ve mahkemece de bu nedenle kabul edildiklerinin görüldüğünü, kaldı ki takibe konu her 3 faturanın da aynı tarihte ve davacının işi bırakmasından ve sözleşmelerinin feshedilişinden sonra düzenlenmiş olmasının da davacı tarafın kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu, takibe konu … seri numaralı fatura incelediğinde ise faturanın içeriğinin hiçbir şekilde anlaşılmasının mümkün olmadığı, zira; faturadan görüldüğü kadarıyla davacı tarafından daha önce Ekim 2009- Haziran 2010 yılları arasında kesilen ve müvekkili şirket tarafından da kabul edilen faturalara birtakım farklar eklenerek bu farkların talep edildiğinin görüldüğü, fark işletilen faturaların, davacı tarafından bildirilen hak edişlere dayanarak davacı tarafından bizzat kesilmiş faturalar olduğunu, davacının hak edişlerde herhangi bir yanlış olması durumunda -ki hak ediş evraklarını onay için tersane yönetimine bildiren bizzat kendileri olduğundan bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu davacının bu durumu derhal bildirip hak edişleri kabul etmemesi ve yine aynı şekilde fatura kesmemesi gerekirken sözleşmesinin feshinin ardından söz konusu faturalarda fark alacağı olduğu iddiasının tamamen kötü niyetli olduğu gibi; basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü de bulunduğundan kabulünün mümkün olmadığı, alacak tespiti yönünden ise Alacak tespiti davasının itirazın iptali davasına konu edilemeyeceği, bu nedenle söz konusu davanın tefriki gerektiği, itirazın iptali davasının, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine itiraz etmiş olan takip borçlusunda karşı, borçlunun yapmış olduğu itirazın iptali için açıldığı, söz konusu davanın yalnızca itiraz edilen borca ilişkin olduğu, davacı tarafın söz konusu davada başka herhangi bir talepte bulunamayacağını, bu nedenle, davacı tarafça itirazın iptali davası içerisinde ayrıca Eylül 2009- Nisan 2010 tarihleri arasında eksik hesaplamadan doğan alacağı bulunduğu iddiasıyla açılan tespit davasının işbu dava içinde açılmasının mümkün olmadığı, her halükarda söz konusu alacak tespitinin davaya konu icra takibine dayanak … seri numaralı faturada talep edildiğinden derdestlik söz konusu olduğu, davacı tarafça, ödünç işçilik alacaklarına ilişkin Mayıs, Haziran, Temmuz hakedişlerinin kabul edilmediği, Eylül 2009- Nisan 2010 arasındaki hak edişlerinin de yanlış hesaplandığı iddia edilerek alacak tespiti talep edildiği, takibe konu … seri numaralı fatura incelendiğinde görüleceği üzere söz konusu faturanın davacının tam da bu iddiasına göre düzenlendiği ve davacı tarafça kendince o dönemde kesilen faturalara kendince bir hesaplama yöntemi ile birtakım farklar eklendiği, bu nedenle; söz konusu alacak iddiasının hem itirazın iptali davasına konu takibe dayanak faturalardan birinde istenmesi, hem de bu şekilde alacak tespitine konu yapılmasının hukuken mümkün olmayacağı; taraflar ve alacakları aynı olan söz konusu taleplerin derdestlik nedeniyle reddi gerekeceği, söz konusu durumun davacının kötü niyetini de açıkça ortaya koyduğu, zira; davacının zaten takibe konu faturalardan biri ile istediği alacağı çifte tahsilata yol açacak şekilde yeniden talep ettiği, davacı tarafça sözleşmeler kapsamında yaptığı işlere ilişkin olarak ay sonunda yevmiyelerin kendisi tarafından bildirildiği, hak edişlerin kendisi tarafından hazırlanıp tersane yönetiminin onayına sunulduğu, bu nedenle basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davacının, kendi düzenlediği hak edişlere dayanarak, kendi kestiği faturalarda sözleşmenin feshinden sonra eksik hesaplama yapıldığı iddiasında bulunmasının hukuken mümkün olmadığını beyan ederek fazlaya ilişkin her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydı ile davacının itirazın iptali taleplerine ilişkin, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli davasının reddine ve …. İcra Müdürlüğü 2013/… E. sayılı icra takibinin iptaline, davacının %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davacının alacak tespit taleplerine ilişkin: davacının itirazın iptali davasına konu yapılması mümkün olmayan Eylül 2009- Nisan 2010 tarihleri arasında eksik hak edişten doğan alacaklarının tespitine ilişkin davanın tefrik edilmesine, her halükarda, aynı dava içinde görülmeye devam edilmesi halinde de, davacının davasının haksız, mesnetsiz ve derdest taleplerinin reddine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacının ödünç işçilik bedeli kaynaklı fatura alacakların tahsili için açılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2014/… Esas 2018/… Karar sayılı dosyası ile davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup … BAM …. Hukuk Dairesinin 2020/… Esas 2022/… Karar sayılı kararı ile kaldırılarak Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
… BAM … Hukuk Dairesinin 2020/… Esas 2022/… Karar sayılı kaldırma gerekçesinde “Takibe dayanak yapılan, 05.08.2010 tarihli … seri numaralı 76.104,26 TL ve 05.08.2010 tarihli … seri numaralık 49.575,21 TL tutarlı faturalar ; sözleşmeye konu … gemilerin 2010 Haziran ve Temmuz aylarına ait ödünç işçilik bedeline ilişkindir. Yukarıda ifade edildiği gibi 2010 Haziran ve Temmuz aylarına ait ödünç işçilik bedeline ilişkin düzenlenmiş hakediş bulunmamaktadır. Her ne kadar talimat mahkemesi ile alınan bilirkişi raporunda işçilerin giriş çıkış kayıtlarına göre bütün gemiler için toplam gün sayısı üzerinden tüm ödünç işçilik bedeli hesaplanmış ise de dava konusu, Haziran 2010 ve Temmuz 2010 dönemi ait ödünç işçilik bedeline ilişkindir. Taraflar arasında tanzim edilen ödünç işçilik sözleşmesinin 3.2 maddesinin, “Geçici iş ilişkisi kurulan işçiler için yapılacak her ödemeden önce ödünç veren (yani davacı) söz konusu işçiler ile ilgili olarak, işçilerin vergi, SGK primlerini, işçi ücretlerini ve diğer işçi alacaklarını eda ettiğine ilişkin belgeler, SGK’dan ilişkisizlik ibraz edileceği, ödemeler bahse konu belgelerin ibraz edilmesine müteakip yapılacağı, eksik ödeme var ise bu miktarın re’sen ödünç veren davacıya yapılacak ödemeden kesileceği, kesilen miktar için ödünç alan davalı tarafından ilgili mercilere veya kişilere ödeneceği ve ödünç verene yapılması gereken ödemelerden mahsup edileceği, ödünç veren davacının her ay ödemelerden önce, bir önceki aya ait aşağıda belirtilen evrakları ödünç alan davalıya tesilm etmek zorunda olduğu, bu belgelerin, personellerin ilgili aya ait ücret ödeme listesi (işçi imzalı), personellerin imzalı ücret bordroları, SGK aylık hizmet listesi fotokopisi, sigortalıların eksik gün bildirim formu, talep halinde EK-1 işçi bildirim listesi (yeni işe alınan işçilerin bildirimi için….” şeklinde düzenlendiği, sözleşmeler ekindeki EK-1 de de Toplam Brüt Maliyet (brüt ücret + SSK işveren payı + toplam yemek gideri) üzerinden ER-24 için %20, ER-06 ve ER-10 için de %45 komisyon ödeneceği kararlaştırılmıştır.
O halde mahkemece, davacının uyuşmazlık konusu faturalara dayanak olarak sunduğu ödünç işçilik icmalleri, bordrolar ve ayrıca işçilerin kapı giriş kayıtları incelenerek gerekirse 2010 yılı Haziran- Temmuz döneminde her bir gemi yönünden ayrı ayrı kapı giriş-çıkış kayıtları getirtilerek dosyadaki mevcut bilirkişilerden alınacak ek rapor yada gemi uzmanı ve mali müşavir bilirkişilerinden oluşacak başka bir bilirkişi heyetinden alınacak rapora göre sözleşmenin 3.2 maddesi kapsamında ve Ek-1 de belirtildiği şekilde toplam brüt maliyet (brüt ücret + SSK işveren payı + toplam yemek gideri) üzerinden … için %20, … için de %45 komisyon eklenerek tespit edilecek hak ediş bedeli üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hatalı ve yetersiz bilirkişi raporu sonucuna göre karar verilmesi hatalı olmuştur.
Kabule göre de davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü 2013/… E. sayılı dosyası ile 312.284,07 asıl alacak, 159.900,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 472.184,21 TL miktar üzerinden takip başlatılmış ise de dava değeri asıl alacak miktarı olan 312.284,07 TL gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harçlandırılmış, ancak talep sonucunda itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep etmiştir. Hakimin aydınlatma ödevi (HMK.’nun 31) çerçevesinde davacıya dava konusu miktarın açıklattırılarak davanın, dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde belirtilen asıl alacak ve işlemiş faizin tamamına veya takip konusunun bir kısmına ilişkin bir talebi olup olmadığı yönünde beyanına başvurularak ve dava konusu miktarın icra takip dosyasında belirtilen asıl alacak ve işlemiş faizin tamamına yönelik olduğunun belirlenmesi halinde 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca eksik harç tamamlatılarak yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava değeri tam olarak tespit edilmeden, varsa eksik harç ikmal edilmeden eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına” şeklinde karar verilmiştir.
Kaldırma üzerine Mahkememizce yeniden oturum günü tayin edilmiş, taraflara tebliğ edilmiş, yargılamaya devamla esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
BAM kararında 2010 yılı haziran – temmuz aylarına ilişkin olarak her bir gemi yönünden ayrı ayrı kapı giriş çıkış kaydının da incelenmesinin gerektiği belirtilmişse de davalı tarafça dosyaya sunulan bila tarihli “Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı ile 26.04.2022 tarihli tensip zaptının 2 nolu ara kararına beyanlarımızın arzıdır” konulu dilekçede aynen; “… söz konusu ara karara istinaden tarafımızca gerekli araştırma yapılmış ise de her bir gemi yönünden ayrı ayrı kapı giriş çıkış kaydı tutulmadığı tespit edilmiş olup genel kapı giriş-çikiş kayıtları ise 10 yılı aşkın süre geçmiş olması sebebiyle kayıtlarda bulunmadığından tespit edilememiştir…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
…. İcra Müdürlüğü 2013/… E. sayılı dosyası ile 312.284,07 asıl alacak, 159.900,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 472.184,21 TL miktar üzerinden takip başlatılmış ise de dava değeri asıl alacak miktarı olan 312.284,07 TL gösterilmiş ve bu miktar üzerinden 2.989,25 TL ile harçlandırılmış, ancak talep sonucunda itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve 1.000 TL kısmi alacak talep etmiştir. Davacıya dava konusu miktarı açıklaması için 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen davacı beyanda bulunmamıştır. Buna göre davanın kısmi alacak davası açısından 1.000 TL için açıldığı, itirazın iptali davası açısından ise icraya yatırılan ve bu nedenle itirazın iptali davasının peşin harcından mahsubu gereken 2.360,90 TL’lik nispi harcın 138.246,23 TL esas alacağa tekabül ettiği ; 1.000 TL kısmi alacak davasının nispi peşin harcının 17,02 TL olduğu; iş bu dosyada yatırılan 2.989,25 TL’den 17,02 TL çıkartıldığında bulunana 2.972,23 TL’ye göre 174.043,62 esas alacağa tekabül ettiği, sonuçta mahkememize ve icra dairesine yatırılan nispi peşin harçlara göre davanın 1.000 TL kısmi alacak davası ve 312.289,85 TL itirazın iptali talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Kaldırma sonrası Mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesi ilamı doğrultusunda alınan Mali bilirkişinin 21/08/2023 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle; BAM Kararında, takip dayanağı olarak gösterileh faturalardan 05.08.2023 tarih ve … seri nolu 186.604.60.- TL bedelli fatura yönünden alacak talebinde bulunulmasının haklı olmadığı, takip dayanağı:diğer iki fatura olan 05.08.2023 tarih ve … seri nolu 76.104,26.- TL ve 05.08.2023 tarih ve … seri nolu 49.575,21.- TL faturalar yönünden ödünç işçilik alacağının olup olmadığı yönünde hesaplama yapılmasının gerektiğinin belirtildiği, BAM kararında 2010 yılı haziran – temmuz aylarına ilişkin olarak her bir gemi yönünden ayrı ayrı kapı giriş çıkış kaydının da incelenmesinin gerektiği belirtilmişse de davalı tarafça dosyaya sunulan bila tarihli “Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı ile 26.04.2022 tarihli tensip zaptının 2 nolu ara kararına beyanlarımızın arzıdır” konulu dilekçede aynen; “… söz konusu ara karara istinaden tarafımızca gerekli araştırma yapılmış ise de her bir gemi yönünden ayrı ayrı kapı giriş çıkış kaydı tutulmadığı tespit edilmiş olup genel kapı giriş-çikiş kayıtları ise 10 yılı aşkın süre geçmiş olması sebebiyle kayıtlarda bulunmadığından tespit edilememiştir…” hususlarına yer verildiği, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden bu yönde bir inceleme yapılamadığı, Davacının uyuşmazlık konusu faturalara dayanak olarak sunduğu ödünç işçilik icmalleri ve bordrolar incelenerek sözleşmenin 3.2 maddesi kapsamında ve Ek-1 de belirtildiği şekilde toplam brüt maliyet (brüt ücret + SSK işveren payı + toplam yemek gideri) üzerinden … için %20, … komisyon eklenerek tespit edilecek hak ediş bedeli üzerinden BAM kaldırma kararı doğrultusunda hesaplama yapıldığında davacınım davalıdan; 2010 yılı haziran ayı ödünç işçilik alacak tutarı olarak 70.840,19-TL ve 2010 yılı temmuz ayı ödünç işçilik alacağı olarak 46.349,19-TL olmak üzere toplamda talep edebileceği ödünç işçilik alacak tutarının 70.840,19 + 46.349,19 = 117.189,38- TL olarak hesaplandığı” belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının, itirazın iptali davasına konu 3 adet fatura dışındaki söz konusu projelere ilişkin daha önce düzenlenen tüm faturaların tamamı davalı tarafça da kabul edilmiş onaylı hak edişlere dayanmaktadır. Davacının icra takibine konu 186.604,60 TL fark faturasına konu eski tarihli faturalar, davacı tarafından bildirilen hak edişlere dayanılarak bizzat davacı tarafından tanzim edildiği, söz konusu davacı tarafından tanzim edilen faturalar ekinde yer alan ve davacı şirket tarafından da kaşelenip imzalanan ödünç alınan personel aylık ödeme tablolarında komisyonları değişen oranlarda (Kasım 2009 – Mart 2010 dönemlerinde %0 ila % 220 oranlarında) farklı uygulandığı ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/… E. sayılı dosyasına konu edilen 2010 Nisan ve Mayıs ayına ilişkin düzenlenen fatura ekinde yer alan ödeme tablolarında ise % 0 ila %45 oranlarında uygulandığı görülmüştür. Davacı taraf her ne kadar, sözleşmede kararlaştırılan komisyon oranlarının uygulanmadığını, hak ediş bedellerinin eksik hesaplandığını iddia etmiş ise de eski tarihli faturaların davacı tarafından bildirilen hak edişlere dayanılarak bizzat davacı tarafından tanzim edilmiş, davacının sözleşmede kararlaştırılan oranlar dışında bizzat kendi iradesi ile belirlediği komisyon oranları üzerinden hak edişleri düzenlemiştir. Davacı tacir olup, sözleşmede hak edişlerin nasıl düzenleneceği, komisyon oranları açıkça gösterilmiş olmasına rağmen sözleşme dışına çıkarak kendi iradesi ile belirlediği komisyon oranı üzerinden düzenlenen hak edişlere dayanarak alacak talebinde bulunarak fatura düzenledikten sonra basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne ve iyiniyet kurallarına aykırı şekilde faturalarda yanlışlık yapıldığından bahisle fark faturası düzenleyerek alacak talebinde bulunması haklı görülmemiştir.
Takibe dayanak yapılan, 05.08.2010 tarihli … seri numaralı 76.104,26 TL ve 05.08.2010 tarihli … seri numaralık 49.575,21 TL tutarlı faturalar açısından ise; sözleşmeye konu … gemilerin 2010 Haziran ve Temmuz aylarına ait ödünç işçilik bedeline ilişkindir. 2010 Haziran ve Temmuz aylarına ait ödünç işçilik bedeline ilişkin düzenlenmiş hakediş bulunmamaktadır. Her ne kadar talimat mahkemesi ile alınan bilirkişi raporunda işçilerin giriş çıkış kayıtlarına göre bütün gemiler için toplam gün sayısı üzerinden tüm ödünç işçilik bedeli hesaplanmış ise de dava konusu, Haziran 2010 ve Temmuz 2010 dönemi ait ödünç işçilik bedeline ilişkindir. Taraflar arasında tanzim edilen ödünç işçilik sözleşmesinin 3.2 maddesinin, “Geçici iş ilişkisi kurulan işçiler için yapılacak her ödemeden önce ödünç veren (yani davacı) söz konusu işçiler ile ilgili olarak, işçilerin vergi, SGK primlerini, işçi ücretlerini ve diğer işçi alacaklarını eda ettiğine ilişkin belgeler, SGK’dan ilişkisizlik ibraz edileceği, ödemeler bahse konu belgelerin ibraz edilmesine müteakip yapılacağı, eksik ödeme var ise bu miktarın re’sen ödünç veren davacıya yapılacak ödemeden kesileceği, kesilen miktar için ödünç alan davalı tarafından ilgili mercilere veya kişilere ödeneceği ve ödünç verene yapılması gereken ödemelerden mahsup edileceği, ödünç veren davacının her ay ödemelerden önce, bir önceki aya ait aşağıda belirtilen evrakları ödünç alan davalıya tesilm etmek zorunda olduğu, bu belgelerin, personellerin ilgili aya ait ücret ödeme listesi (işçi imzalı), personellerin imzalı ücret bordroları, SGK aylık hizmet listesi fotokopisi, sigortalıların eksik gün bildirim formu, talep halinde EK-1 işçi bildirim listesi (yeni işe alınan işçilerin bildirimi için….” şeklinde düzenlendiği, sözleşmeler ekindeki EK-1 de de Toplam Brüt Maliyet (brüt ücret + SSK işveren payı + toplam yemek gideri) üzerinden … için %20, … için de %45 komisyon ödeneceği kararlaştırılmıştır.
BAM kaldırma kararı üzerine 2010 yılı Haziran- Temmuz döneminde her bir gemi yönünden ayrı ayrı kapı giriş-çıkış kayıtları celp edilmek istenmiş ise de; yukarıda açıklandığı üzere bu mümkün olmamıştır.
Mahkememizce, davacının uyuşmazlık konusu faturalara dayanak olarak sunduğu ödünç işçilik icmalleri, bordrolar ve ayrıca işçilerin kapı giriş kayıtları incelenerek mevcut bilirkişidenek rapor aldırılmıştır.
Teknik hesap detayları 18.08.2023 tarihli bilirkişi ek rapornuda açıklandığı üzere sözleşmenin 3.2 maddesi kapsamında ve Ek-1 de belirtildiği şekilde toplam brüt maliyet (brüt ücret + SSK işveren payı + toplam yemek gideri) üzerinden … için %20, … için de %45 komisyon eklenerek tespit edilecek hak ediş bedeli üzerinden yapılan hesaplamalara göre davacınım davalıdan; 2010 yılı haziran ayı ödünç işçilik alacak tutarı olarak 70.840,19.- TL ve 2010 yılı temmuz ayı ödünç işçilik alacağı olarak 46.349,19.- TL olmak üzere toplamda talep edebileceği ödünç işçilik alacak tutarının 70.840,19 + 46.349,19 = 117.189,38.- TL olduğu, davalının takip tarihine kadar temerrüde düşürüldüğüne ilişkin delil olmamakla işlemiş temerrüt faizi talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, kısmen yapılan ödemenin icra dosyasından açıkça görüldüğü, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır.
Öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu hâlde, icra takibine girişen alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilmektedir.
Anılan yasa hükmünde düzenlenen ve ‘kötü niyet tazminatı’ olarak adlandırılan tazminat, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.
Hemen belirtilmelidir ki, alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.06.1980 tarihli ve 1979/9-82 E., 1980/2073 K.; 10.04.2002 tarihli ve 2002/19-282 E., 2002/299 K.; 27.04.2005 tarihli ve 2005/19-286 E., 2005/268 K., 21.10.2015 tarihli ve 2013/19-2415 E., 2015/2335 K., 01.03.2017 tarihli ve 2015/1048 E., 2017/380 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Başka bir ifadeyle; İİK’nın 67/2. maddesi hükmüne göre, itirazın iptali davasının davalı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması hâlinde, istem varsa, davalı (borçlu) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Burada takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davalı(borçlu)’nun üzerindedir.
Kötü niyet kavramının, somut olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerekmesi itibariyle, açıklanan bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının ….İcra Müdürlüğü’nün 2013/… takip sayılı dosyasındaki vaki itirazın kısmen iptaliyle takibin 117.189,38 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren alacağa avans faizi yürütülmesine,
– Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminat talebinin kabulüyle hükmolunan alacağın %20’si olan 23.437,87 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım açısından ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.005,20-TL ilam harcından peşin alınan 2.989,25-TL peşin harç ve 2.740,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.729,25-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.275,95-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 25,20-TL başvuru harcı, 2.989,25-TL peşin harç ve 2.740,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.754,45-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 18.750,30-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 31.376,08-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 5.774,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 2.159,83-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 1.091,75-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 683,37-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”