Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/235 E. 2022/648 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/235 Esas
KARAR NO : 2022/648 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 07/04/2022 tarihli dava dilekçesini özetle: Müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı haksız ve kötüniyetli olarak icra takibimize itiraz ederek müvekkilinine herhangi bir borcu olmadığını iddia ettiğini, Müvekkilinin, 20-24 Eylül 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmesi kararlaştırılan … – …. Fuarı’na katılmak üzere davalıya 8.624,21 -USD ödeme yaptığını, davalı tarafından fuarın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, … tarihinde fuar’ın … ye ertelendiği müvekkilime bildirdiğini, davalı tarafından … tarihlerinde düzenlenen gıda fuarı ile … tarihleri arasında düzenlenen … by … fuarı ve yine zamanında … gibi normal sürelerinde düzenlenen sektörel fuarlar, davalının erteleme gerekçeleri ve pandemi nedeni ile ileri sürdüğü gerekçelerinin dayanaktan yoksun olduğunu, fuarların pandemi nedeniyle ertelenmesinde karar mercii olan T.O.B.B’nin de bu yönde bir kararı veya tavsiyesi söz konusu olmadığını, fuar kapsamında sergilenmesi için yüksek bütçeli koleksiyonlar ve fuar stantları hazırlandığını, müvekkil şirketin maddi zarar ve kar kaybı meydana geldiğini, davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptali ile takibin devamını, itiraz kötü niyetle yapıldığından ve alacağımız likit olduğundan dolayı alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 26/04/2022 tarihli cevap dilekçesini özetle; Müvekkil şirketin … bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirketi olduğunu, davalı şirket ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 21-25 Nisan 2020 tarihleri arasında düzenlenecek … (…) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuar, ileri bir tarihe ertelendiğini, yapılan erteleme ile, katılımcıların hakları aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da kararlaştırıldığını, haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün 2022/… Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 8.624,21-USD Fiili Ödeme Tarihi Yapılmayan Fuar İçin Ödenen Ücret (İstenen: Yıllak Libor) 119.08-USD Fiili Ödeme Tarihi İşlemiş Faiz 11/11/2021 – 03/02/2022 arası 84 Gün %6,00 ile birlikte 8.743,29-USD için takip yapıldığı, ödeme emrinin e tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar, yapmış oldukları yetki sözleşmesiyle, aralarındaki somut, yani kategorik olarak tanımlanmış hukukî ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili açılacak davalar bağlamında, kanunen yetkili konumda bulunan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesi kaydıyla, kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini yetkili hâle getiriyorlar; yani, alternatif bir yetki kuralı yaratıyorlarsa, olumlu yetki sözleşmesinden söz edilir. Bu tür bir yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, davanın, mutlaka yetki sözleşmesinde tâyin edilmiş olan yer mahkemesinde, açılması zorunluluğu yoktur. Dava, kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkeme veya mahkemelerin herhangi birisinde açılabilir. Ancak, dava, yetki sözleşmesiyle yaratılmış olan alternatif yetki kuralında belirtilmiş olan yer mahkemesinde açılmışsa; bu mahkeme de, davaya bakmak zorundadır; davalı da, anılan durumda, yetkisizlik iddiasında bulunamaz. Olumlu yetki sözleşmesi yapılmak isteniyorsa, buna ilişkin iradenin, anılan sözleşmede, açıkça ortaya konulması, yani kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkeme veya mahkemelerin yetkisinin devam edeceği hususunun, kesin ve tereddütsüz bir biçimde vurgulanması gerekir. Bu bağlamda, herhangi bir belirlemede bulunulmamışsa, yapılan yetki sözleşmesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. Maddesinin son derece açık metni uyarınca, “olumsuz yetki sözleşmesi” olarak nitelendirilir; yani, dava, sadece yetki sözleşmesinde tâyin edilmiş olan yer mahkemesinde açılabilir; kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkemelerin yetkisi tümüyle ortadan kalkar. Olumsuz yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, somut bir biçimde, kategorik olarak tanımlanmış hukukî ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili davalar bağlamında, kanunen yetkili olmayan bir yargı yeri, tek yetkili yargı yeri hâline getirilmekte; yani, somut hukukî ilişki tipinden doğan uyuşmazlıkları konu alan davalarla sınırlı olarak işlerlik kazanabilecek, kesin bir yetki kuralı yaratılmaktadır. Burada da, yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinin yetkisinin kesinliği, yine, bizâtihi kanundan kaynaklanmaktadır. Kategorik olarak tanımlanmış hukukî uyuşmazlıklarla ilgili davalar bağlamında, yetkili mahkemenin tâyininin, tarafların müşterek iradesine bırakılmış olması, yetki sözleşmesinde öngörülen yer mahkemesinin yetkisinin kesinliğinin, kanundan kaynaklanmadığı anlamına asla gelmez. Kanun koyucu, yetkinin kesin olmadığı hâllerde, taraflara, somut hukukî ilişki tipi ile sınırlı bir biçimde işlerlik kazanacak kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini, anlaşmak suretiyle yetkili hâle getirme olanağı tanımış ve aksine bir vurgu da yapılmamışsa, kararlaştırılan yargı yerini, tek yetkili yargı yeri statüsüne kavuşturmuştur. Bu çerçevede, tarafların iradelerine itibar edilmesi, yetkinin kesinlik niteliğinin, kanundan kaynaklanmadığı şeklinde, yorumlanıp değerlendirilemez. Yapılan bu tespitler çerçevesinde, olumsuz yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, davanın, somut hukukî ilişki tipinden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili davalar bağlamında, kesin bir yetki kuralının ihdası nedeniyle, sadece yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinde açılması gerekir; kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkeme ile özel yetkili mahkemelerin yetkisi ise tümüyle ortadan kalkar. Dolayısıyla, dava, yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesi dışında, bir başka yer mahkemesinde açılmışsa, mahkemenin, yetkisizliğini re’sen gözetip; yetkisizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü, kesin yetki, mahkemeye ilişki dava şartları arasında yer alır (HMK m. 114, I/ç) ve bu sebeple, davanın her aşamasında, mahkemece re’sen gözetilir; taraf da, davanın her aşamasında, yetki itirazında bulunabilir. (Prof. Dr. Süha TANRIVER; Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 459-468 (Basım Yılı: 2015) Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ’e Armağan)
HMK 17. Maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü amirdir.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayın incelenmesinde taraflar arasında düzenlenen fuar katılım sözleşmesinin 32. maddesinde Bakırköy Mahkemelerinin yetkili kılındığı, taraflar arasındaki yetki şartını düzenleyen fuar katılım sözleşmesinin 32. maddesinde müstakil olarak Bakırköy Mahkemelerinin yetkili kılındığı, HMK 17. Maddesi gereği davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılması gerektiği, kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkeme ile özel yetkili mahkemelerin yetkisinin ortadan kalkacağı, davanın yetki şartında belirlenen kesin yetkili Bakırköy Mahkemelerinde açılması gerektiği, kesin yetkinin dava şartı olduğu taraflarca ileri sürülmese dahi resen gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine dosyanın kesin yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-ç maddesi ve 115/2. maddesi gereğince davanın kesin yetkili mahkemede açılmaması nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın kesin yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya bakmakta yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzene karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır