Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/234 E. 2022/260 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/234 ESAS
KARAR NO :2022/260

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/10/2015
KARAR TARİHİ:07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilleri aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, takibin yasaya aykırı olduğunu, borca dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesine göre müvekkillerin ipotekle temin edilen bir borcu bulunmadığını, davalı bankaya karşı sorumlunun dava dışı … Gıda … Ltd. Şti. olduğunu, ipoteklerle takibe konu edilen teminat mektuplarından doğan risk arasında bir bağ bulunmadığını, vekil eden … Gıda ile davalı arasında 2008 yılında sözleşme imzalanıp bu sözleşmeye göre kullandırılacak kredilere teminat olarak 5 adet taşınmaz ipoteği ile finansman senetleri ve çeklerinin verildiğini, vekil eden … Gıdanın ipotekle temin edilmiş davalı banka nezdinde herhangi bir riskinin kalmadığını, vekil edenlerin asaleten ve kefaleten bankaya hiçbir borçlarının kalmadığını, verilen ipoteklerin … Gıdanın kredilerinin teminatı için verilmiş olduğunu, … Gıda ile hiçbir bağlantısının olmadığını, icra takibine esasa alınan kredi sözleşmelerinin, ipotek tarihinden önce yapıldığını, müvekkili … Gıda ile … Gıda takibe konu GKS’den sonra grup ortaklığına son verildiği için eski GKS’nin sonlandırıldığını, müvekkili … Gıda ile yeni bir kredi ilişkisi kurulduğunu ve bu kredi sözleşmelerine de … Gıdanın ve diğer 3. şahısların taşınmazları ipotek verildiğinin beyanla …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında talep edilen alacak yönünden takibin durdurulmasını, müvekillerinin gayrimenkulleri üzerindeki ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı kredi borçlusu/lehtarı … Gıda İht. Mad. İth. Ve Paz. Ltd. Şti. arasında 2 adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeleri davacı … Gıda … Ltd. Şti’de müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davaya konu 2 adet toplam 300.000-TL’lik mektubun, sözleşmelerin geçerli olduğu dönemde kullandırıldığını, davacı … Gıda’nın bu mektupların tazmininden doğan borçtan müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, davacı … Gıdanın müvekkili bankaya olan tüm kredi borçlarının teminatı olarak verilen ipoteklerin maliklerinin de bu borç tutarı kadar sorumlu bulunduğunu, bu hususun ipotek akit tablolarında açıkça belirtildiğini, dava dışı … firmasının bu kredi sözleşmeleri dönemine ait olmayan 2009 yılı sonrası imzalanmış kredi sözleşmelerinden doğan borçlarına ilişkin …. İcra Müdürlüğünün … Esas ve …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları ile takip yapıldığını, bu takiplere konu tazmin olan mektuplar ya da kredilerden davacı … Gıda’nın müvekkili bankaya kefaleten rücu ihtarnamesi keşide etmemiş olmasına rağmen sorumlu tutulmadığını, davacı …’nun taşınmazı devir almasından bahisle ipoteğin fekki talebinde bulunamayacağını, üzerindeki ayni hak ve yükümlülüklerle devir alınan bir taşınmazın malikinin devre dayanarak ipoteğin fekkini talep edemeyeceğini, davacıların mektup bedellerinin depo edildiğine ilişkin herhangi bir makbuz/dekont sunmadıkları gibi kefalet imzalarına itiraz olmadığını, buna göre tazmin bedellerinden sorumlu olduklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili UYAP üzerinden göndermiş olduğu, 14/01/2022 tarihli dilekçesiyle, açmış oldukları menfi tespit davasından HMK’nın 307. maddesi gereğince davasından feragat ettiğini, davalı vekilince sunulan 24/01/2022 tarihli dilekçe ile feragate itirazlarının olmadığını ve taraflardan mahkeme masrafı ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmişlerdir.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 6.724,68-TL’den mahsubu ile arta kalan 6.643,98‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı beyan edilmekle, bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı karar kesinleştiğinde resen tarafara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07/04/2022

Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …