Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/22 E. 2022/361 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/22 Esas
KARAR NO : 2022/361

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/05/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil davalıdan ticari amaçla 26 adet baz motor parçası satın aldığını, bu sebeple davalının banka hesabına 200.000,00-TL gönderdiğini, taraflar arasında TBK’ye göre satış sözleşmesi kurulduğunu, müvekkil satın aldığı parçaların borcunu davalıya ödemesine rağmen davalı yerine getirmesi gereken edimini ifa edemeyip müvekkile göndermesi gereken parçaları göndermediğini, bu sebeple müvekkil, davalının banka hesabına göndermiş olduğu 200.000,00-TL’nin iadesi için icra takibini başlattığını, davalı taraf icra takibine itirazında müvekkile hiçbir borcu olmadığını dile getirdiğini, davalının müvekkile takip miktarı kadar borcu olduğunu, işbu davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini ve icra takibinin devamına karar verilmesini, davalı tarafından haksız ve kötü niyetle yapılmış itiraz nedeniyle davalı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama masrafları ve yasal vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğundan yetkisizlik kararı verilmesi talep ettiği, davalı gerçek şahıs olup vergi kaydı bulunmamakta ve TTK uyarınca sermaye sınırı nedeni ile tacir vasfı olmadığını, aynı şekilde davacı tarafça 21/01/2022 tarihinde mahkemece oluşturulan tensip zaptı uyarınca sunulan vergi levhası, davacının tacir değil esnaf olduğunu ortaya çıkardığını, huzurdaki davada karşılıklı borç yükleyen bir ilişki bulunmadığını, davacı tarafa 26 adet motor parçası 200.000,00-TL’ye değil 510.000,00-TL’ye satıldığını, davacı taraf ise bu parçaların sadece 200.000,00-TL’sini ödediğini, bakiye kalan miktarı ödemediğini, yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesini, ,incelemeye girilecek ise haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, aksi halde davacıya teslim olunan parçalar yönünden takas ve mahsubun yapılmasını, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… Esnaf ve Sanatkarlar Odası yazı cevabının incelenmesinde; davacı …’nın esnaf ve sanatkarlar Sicil Müdürlüğü’nde kayıt bilgisi bulunduğu görülmüştür.
…Ticaret Sicili Müdürlüğü yazı cevabının incelenmesinde; davacı … adına bir kaydı bulunmadığı bildirilmiştir.
…Vergi Dairesi yazı cevabının incelenmesinde; davacı …’nın 07/01/2022 tarihinden itibaren motorlu kara taşıtlarının genel bakım ve onarım hizmetleri işinde faaliyetinin bulunduğu ve bilanço hesabına göre defter tuttuğu görülmüştür.
…Esnaf Ve Sanatkarlar Odası yazı cevabının incelenmesinde; davalı …’ün esnaf kaydı bulunmadığı bildirilmiştir.
…Ticaret Sicili Müdürlüğü yazı cevabının incelenmesinde; davalı …’ün gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı bildirilmiştir.
…Vergi Dairesi yazı cevabının incelenmesinde; davalı … 08/10/2019-31/08/2021 tarihleri arasında motorlu kara taşıtlarının parçalarının toptan ticareti faaliyetinden dolayı faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir.
Davacı ve davalı vekilinin 16/05/2022 tarihli duruşmadaki beyanlarında; davacı vekili müvekkilinin tacir olduğunu, davalı vekili müvekkilinin esnaf olduğunu beyan etmiştir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki mal satımından kaynaklandığı,bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde davacı ve davalının tacir olduğuna dair bilgi ve belge de bulunmadığı, aksine davalının esnaf kaydının bulunduğu, mahkememizce yazılan müzekkere cevaplarında da davalının tacir olduğuna dair kayıt bulunmadığı, mahkememizce tensiben taraf vekillerini tarafların tacir olduğuna dair delillerini sunmak üzere süre verildiği, taraf vekillerinin de her iki tarafında tacir olduğuna dair herhangi bir delil sunmadığı, bu hali ile TTK 4. maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartının bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığından eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı olarak yukarıda açıklandığı üzere;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- 6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3- 6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi. 16/05/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır