Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/193 E. 2023/519 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2022/193 Esas
KARAR NO:2023/519

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/03/2022
KARAR TARİHİ:19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında faturaya dayalı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin faturalar karşılığında davalıya gerekli malların/ürünlerin teslimini gerçekleştirdiğini ancak ödeme hususunda whatsapp yazışmaları ile borcun kabul edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, faturaların e-fatura olduğunu ve davalı tarafa da iletildiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahküm edilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 10.497,60-TL, 12.636,00-TL, 6.517,80-TL, 502,20-TL, 912,60-TL ve 2.284,20-TL olmak üzere toplam 33.350,40-TL olmak üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 10/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 14/02/2022 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan Mali Müşavir bilirkişinin 19/12/2022 tarihli raporunda özetle; Davacının ibraz olunan ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, Davacının ticari defterlerine göre 10.02.2022 takip tarihi itibariyle davacının 33.350,40TL davalıdan asıl alacağı olduğu, Söz konusu alacağın takibe dayanak faturalardan kaynaklandığı, takibe dayanak faturalar e-fatura olup, e-fatura mükellefi olup faturalardan haberdar olduğu ve yasal süresi içinde faturalara itiraz etmediği bu nedenle takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, Davalının ticari defter ibrazında bulunmadığı, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 10.02.2022 takip tarihi itibari ile yasal faiz oranının %9 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda kademeli olarak yasal faiz yürütülebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, talimat mahkemesince aldırılan Mali Müşavir bilirkişinin 08/02/2023 tarihli raporunda özetle; Davalı şirketin 2021 yılı (yevmiye, kebir) defterlerinin açılış ve 2021 yılı (yevmiye) defterinin kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, Davalının defterlerinin yasal süre içerisinde ve usulüne uygun tutulduğu, Davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen ve icra takibine konu olan e faturalar davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen ve icra takibine konu olan e faturaların davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça faturaların iade edilmediği, davalı tarafından, davacı şirkete ödeme yapıldığına dair herhangi bir belge sunulmadığı, davalı tarafından 26.03.2021 tarih 912,60TL bedelli faturanın nakit ödendiğine dair defterlerine kayıt yapılmış olduğu ödeme belgesi olmadığı, Davacı şirketin defterlerini inceleyen bilirkişi tarafından rapor düzenlenmiş olup bu rapora göre, davacının, davalıdan 33.350,40TL alacaklı gözüktüğü, Sonuç olarak; Davacı şirketin, davalı şirketten 33.350,40TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Uyuşmazlığın taraflar arasındaki fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, mahkememizce ön inceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, dosyanın davacı ticari defterlerinin incelenmesi için mahkememizce seçilen mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, davalı ticari defterlerinin incelenmesi için talimat mahkemesinden talimat yoluyla seçilen mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, taraflara usulüne uygun ihtaratların yapıldığı, incelemenin tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden yapıldığı, taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile, davacının ticari defterlerine göre 10.02.2022 takip tarihi itibariyle davacının 33.350,40TL davalıdan asıl alacağı olduğu, söz konusu alacağın takibe dayanak faturalardan kaynaklandığı, takibe dayanak faturalar e-fatura olup, davalının faturalardan haberdar olduğu ve yasal süresi içinde faturalara itiraz etmediği bu nedenle takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğunun tespit edildiği, Talimat mahkemesince aldırılan bilirkişi raporu ile, Davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen ve icra takibine konu olan e faturaların davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça faturaların iade edilmediği, akdi ilişkinin bu suretle kabul edildiği, davalı tarafından, davacı şirkete ödeme yapıldığına dair herhangi bir belge sunulmadığı, davalı tarafından 26.03.2021 tarih 912,60TL bedelli faturanın nakit ödendiğine dair defterlerine kayıt yapılmış olsa da ödeme veya sair dayanak belgesi bulunmadığı, davalı defterinin bu yönüyle tam kayıt içermediği, şeffaf ve hesap verebilir bir kayıt olmadığı, davacı defterlerinde de bu yönde kayıt olmadığı, netice olarak her iki defter kaydının dava ve takip değeri itibariyle birbiri ile uyumlu olduğunun bilirkişiler tarafından tespit edildiği, davacının, davalıdan 33.350,40TL alacaklı olduğu, aldırılan bilirkişi raporlarının hükme ve denetime elverişli olduğu, takibe dayanak olan e-faturanın dijital olarak davalıya gönderildiği, takibe dayanak faturaya veya muhteviyatı hizmete davalı tarafından itiraz edildiğine ilişkin dosyada mevcut herhangi bir belgeye rastlanılmadığının tespit edildiği, bu faturaya itiraz olmadığı gibi iade de edilmediği, davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edilmiş ise de, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayıldığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, davacının takipte yasal faiz isteminde bulunduğu, bu yönden taleple bağlı kalınması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu edilen asıl alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, aynı miktar itibariyle davalının da defterinde borç kaydının bulunduğu, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin ödeme emrindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatı 6.670,08-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.278,17-TL karar ve ilam harcından 402,80-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 1.875,37-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 402,80-TL peşin harç olmak üzere toplam 483,50-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.118,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.560,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.19/06/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza