Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/183 E. 2023/15 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/183 Esas
KARAR NO : 2023/15
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2022
KARAR TARİHİ : 16/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kutu-ambalaj sektöründe önde gelen üreticilerden birisi olduğunu, davalı şirket ile müvekkili arasındaki sözleşme gereği davalı tarafça verilen koli siparişlerinin müvekkilince hazırlanarak 2020 yılında davalıya teslim edildiğini, teslim edilen kolilere ilişkin toplam 29.659,18-TL bedelli üç fatura düzenlendiğini, davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin alacağının tahsili için … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yapıldığını ancak davalı tarafça takibe itiraz edilerek takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile takibin devamını,davalı aleyhine icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
… İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasının UYAP üzerinden çıktılarının alındığı, vergi dairelerinden BA/BS formlarının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasında 29,659,18-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 14/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 14/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 19/12/2022 tarihli raporunda özetle; Davacının ibraz olunan ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfında olduğu, Davalının ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olmadığı, Davacının ticari defterlerine göre 02.10.2020 takip tarihi itibariyle davacının 29.659,18TL davalıdan asıl alacağı olduğu, Davalının ticari deftelerine göre ise davalının 25.537,18TL davacıya borçlu olduğu, Davacının takip ve dava konusu alacağının dayanağı olan tüm faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, Davalının ticari defterlerinde, davacının defterlerinden farklı olarak davacı hesabına borç kaydedilen 4.122,00TL tutarlı virman kaydı olduğu, söz konusu kaydın karşı hesabının 320.02.001…. kodlu … A.Ş. Hesabı olduğu, bu nedenle söz konusu davacı aleyhine kaydın açıklamaya muhtaç olduğu ve bu kayda itibar edilemeyeceği, davacının 02.10.2020 takip tarihi itibariyle davacının 29.659,18TL davalıdan asıl alacağı olduğu, Söz konusu alacağın takibe dayanak faturalardan kaynaklandığı, takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 02.10.2020 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %10 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki açık cari hesap kapsamındaki fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Öncelikle davalının yetki itirazı kapsamında;
Taraflar arasında “yazılı” bir sözleşme ilişkisi bulunmasa da esasla birlikte değerlendirildiği üzere sözleşme ilişkisinin bulunduğu, sözleşmenin ifa yeri hususunda açık bir belirleme olmadığı, davacı yönünden alacaklı olduğu para borcuna dair alacaklının yerleşim yerinde takip yapabileceği görülmekle TBK 89 kapsamında icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddi gerekmiştir. Davalı her ne kadar ara karardan rücu talep etse de sunulan emsal ilamların sözleşmenin varlığının ispat olunmadığı durum için, sözgelimi sebepsiz zenginleşmedeki para alacağı gibi, öngörüldüğü, iddia ve bu yöndeki gerekçenin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmakla dava şartı tam olan yargılamaya devam olunmuştur.
Cari hesap TTK 89 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin yazılılık şartı geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir.Taraflar arasında yasal şekilde aranan bir cari hesap ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak yıllara sari olacak şekilde ticari ilişki bulunmaktadır. Bu durumda tarafların incelenen ticari defterlerinden de anlaşıldığı üzere aralarında ticari ilişki bulunduğu ve alacak ile borçları açık cari hesap ile takip ettikleri anlaşılmıştır. Davacının doğrudan TTK 89 ve devamında düzenlenen cari hesap sözleşmesinden yazılı geçerlilik şartına aykırılıktan yaralanamayacağı açık ise de ticari defter kayıtlarından alacağını ispat etmesi mümkün olacaktır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya … aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibin 08/05/2020 tarihli 8.462,84 TL’lik, 13/05/2020 tarihli 15.659,78 TL’lik, 13/07/2020 tarihli 5.536,56 TL’lik olmak üzere toplam 29.659,18 TL alacak için başlatıldığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, Mahkememizin 19/09/2022 tarihli celsesi ara kararı ile taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalıya işbu duruşma tutanağının ihtaratlı olarak tebliğ edildiği, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dava konusu tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla sözleşmenin varlığı, alacağın miktarı hususunda iki taraf kayıtlarının da uyuştuğu, davalının virman kaydı adı altında bir kısım ödeme kaydı bulunsa da dayanak belgesinin izaha muhtaç olduğu, davacıya yapılan bir ödemenin varlığına işaret etmediği, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin muntazam tutulması ve inceleyen 3. kişi tarafından izaha muhtaç olmayacak şekilde anlaşılması gerektiği, bu kaydın kısmi ödemeye işaret etmediği, malların teslim edildiğinin irsaliyeli fatura ile teslim edildiği, irsaliyedeki teslim alan kaydına dair açık bir itiraz bulunmadığı, davalının dava dışı şirketçe yapılan ödemeye dair savunmasının savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, açık muvafakatin bulunmadığı, borcu söndürücü delil mahiyetinde de olmadığı, takibe konu faturalar açısından davacının alacaklı olduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, kısmen kabul edilen miktarın davalı defterlerinden açıkça görüldüğü, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatı 5.931,83-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.026,02-TL karar ve ilam harcından 358,21-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 1.667,81-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 358,21-TL peşin harç olmak üzere toplam 438,91-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 721,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/01/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza