Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/153 E. 2023/125 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/153 Esas
KARAR NO : 2023/125
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2022
KARAR TARİHİ : 13/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ‘ın davalı … İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi unvanlı şirkete 10.07.2020 tarih 4.354,20-TL ve 20.07.2020 tarih ve 3.207,27-TL bedelli faturalar ile yapılan satışların davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası ile 7.561,44-TL alacak için icra takibi başlatıldığını, 12.03.2021 tarihli dilekçe ile davalı vekili tarafından fatura ve borç tutarına itiraz edildiğini, itiraz sonucu takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile takibin devamını, icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kötü niyetli olması nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı hakkında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; icra takibine itirazın 12.03.2021 tarihinde yapılmış olduğu dikkate alındığında 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle ve müvekkil şirketin kendisine satıldığı iddia edilen mallara “20.07.2020 tarihinde 3.207,24 TL tutarında 1 adet 150×200 … Yatak, Baza ve Başlık seti, 10.07.2020 tarihinde 3.420 TL Tutarında 1 Adet … … Buzdolabı ve 270,00-TL tutarında Panasonic Telsiz Telefon” ilişkin irsaliyelerin kendilerine ibraz edilmediğini, söz konusu malların şirket çalışanı … ‘ın şahsi alımları olduğu, … tarafından ödeme yapılmaması nedeni ile söz konusu tutarların davalı şirketten talep edildiğizş, söz konusu çalışan ile ilgili olarak başkaca sulistimallerinde tespit edildiğini ve iş akdine ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranması nedeni ile son verildiği belirtilerek davanın reddine ve davacı aleyhine en az %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden, ticaret sicil kayıtlarının, vergi kayıtlarının, esnaf ve sanatkarlar odası kayıtlarının, SGK kayıtlarının, savcılık dosyası ve emniyet kayıtları celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının…. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 4.354,20-TL ve 3.207,24-TL olmak üzere toplam 7,561,44-TL üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 09/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 12/03/2021 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 07/01/2023 tarihli raporunda özetle; Davacı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defterlerin muhasebe ilke ve standartlarına uygun olarak tutulduğu, Davalının E-Defter Mükellefi olduğu, defterlerin muhasebe ilke ve standartlarına göre tutulduğu, e-defter beratlarının süresinde alındığı, Davacı … tarafından düzenlenen faturaların Davalı … İnş. Ve Tic. A.Ş. defterlerinde yer aldığı, Davalı … İnş. Ve Tic. A.Ş. tarafından düzenlenen iade faturasının davacı defterlerinde yer aldığı, Davacı tarafından düzenlenen 10.07.2020 tarih ve … nolu faturada hem buzdolabı ve hem de telefonun olduğu, iade faturasına sadece buzdolabının dahil edilmesi dikkate alındığında davacı tarafından düzenlenen faturalardaki ürünlerin davalı şirkete teslim edildiği kanaati hasıl olduğu, Sonuç itibariyle davacı tarafın dava tarihi itibariyle 7.561,44 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki mal alımı iddiası kapsamında fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Uyuşmazlığın taraflar arasındaki mal alımı iddiası kapsamında fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali davası ile inkar tazminatına hükmedilmesi talebi ile fatura dayanağı olan mal teslim tutanaklarında adı geçen dava dışı … …’ın davalı adına hareket edip etmediği hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, taraflara usulüne uygun ihtaratların yapıldığı, mahkememizce aldırılan ve hükme esas olan bilirkişi raporu ile, incelemenin taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yapıldığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelendiğinde; açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defterlerin muhasebe ilke ve standartlarına uygun olarak tutulduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelendiğinde; davalının e-defter mükellefi olduğu, defterlerin muhasebe ilke ve standartlarına göre tutulduğu, e-defter beratlarının süresinde alındığı, davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı ticari defterlerinde yer aldığı, davalı tarafça düzenlenen iade faturasının davacı defterlerinde yer aldığı, davacı tarafından düzenlenen 10.07.2020 tarih ve … nolu faturada hem buzdolabı ve hem de telefonun olduğu, iade faturasına sadece buzdolabının dahil edilmesi dikkate alındığında davacı tarafından düzenlenen faturalardaki ürünlerin davalı şirkete teslim edildiği kanaati hasıl olduğu, taraf defterlerinin incelenmesiden davacı tarafın davalıdan dava tarihi itibariyle 7.561,44-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı yanın temel savunması, alacağa konu edilen mal bedellerinin dava dışı kötüniyetli çalışan … tarafından kendi uhdesinde şahsi alımlar için davacı tarafla işlem yapılarak davalı şirketin zarara uğratıldığı, bu alacaktan şirketi sorumluluğunun bulunmadığı şeklindedir.
TBK Madde 40- “Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar.
Temsilci, hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse, hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur. Ancak, karşı taraf bir temsil ilişkisinin varlığını durumdan çıkarıyor veya çıkarması gerekiyor ya da hukuki işlemi temsilci veya temsil olunandan biri ile yapması farksız ise, hukuki işlemin sonuçları doğrudan doğruya temsil olunana ait olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
TBK Madde 42- “Temsil olunan, hukuki bir işlemden doğan temsil yetkisini her zaman sınırlayabilir veya geri alabilir. Ancak, taraflar arasındaki hizmet, vekâlet veya ortaklık sözleşmeleri gibi hukuki ilişkilerden doğabilecek haklar saklıdır.
Temsil olunan, bu hakkından önceden feragat edemez.
Temsil olunan verdiği yetkiyi üçüncü kişilere açıkça veya dolaylı biçimde bildirmişse, bu yetkiyi tamamen veya kısmen geri aldığını onlara bildirmediği takdirde, yetkinin geri alındığını iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri süremez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava dışı … … adlı şahsın davalı çalışanı olduğu, kolluk tarafından alınan 28/09/2021 tarihli ifadesine göre davalı şirkette idari işler şefi olarak görev ifa ettiği, dava konusu malların şirketin yol yapım şantiyesi ihtiyaçları nedeniyle alındığı, dava konusu alacağın dayanağı malların 07/2020 tarihlerinde dava dışı … imzasına teslim edildiği, davacı yanca tanzim edilen faturaların 07/2020 tarihlerine ait olduğu, …’ın iş akdinin fiilen 04/09/2020 tarihinde, hukuken 13/10/2020 tarihinde sona erdiği, davalı yanca iade faturasının 31/12/2020 tarihinde düzenlendiği, malların iade edildiğine dair bir kayıt veya delil bulunmadığı, dava tarafları arasında 04/2020 tarihinden itibaren ticari ilişkiler bulunduğunun taraf defter kayıtlarından anlaşıldığı görülmüştür.
Dava dışı …’ın şirket adına birçok mal teslimlerinde görev aldığının kendi kolluk ifadesinden ve davalının cezai soruşturma kapsamındaki iddialarından anlaşılmaktadır. Davacı da daha önceden aynı şahısla şirket adına işlem yapıldığı bildirilmiştir. Bu hususlar ve davacının yönetici pozisyonu gözetildiğinde dava dışı …’ın belirli iş ve işlemlerde davalı şirket adına temsilci sıfatıyla hareket ettiği, davacıda bu yönde kanaat oluştuğu, temsil olunan verdiği yetkiyi üçüncü kişilere açıkça veya dolaylı biçimde bildirmişse, bu yetkiyi tamamen veya kısmen geri aldığını onlara bildirmediği takdirde, yetkinin geri alındığını iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinin TBK 42/3 maddesinden anlaşıldığı, dava dışı temsilcinin şahsi alım yaparak kötüniyetli ve yetkisiz şekilde hareket ettiğine dair savunma karşısında davacının iyiniyetine üstünlük tanınması gerektiği, malların ödemesinin yapılmadığının uyuşmazlık konusu olmadığı, takipteki asıl alacağın mal bedellerine dair faturadan kaynaklandığı, ticari işlerde avans faizinin esas olduğu anlaşılmakla davalının itirazlarının iptali yönünde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 1.512,28-TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 516,52-TL karar ve ilam harcından 91,59-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 424,93-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 91,59-TL peşin harç olmak üzere toplam 172,29-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 865,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 7.561,44-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının resen ilgilisine iadesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/02/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza