Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/137 E. 2023/492 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/137 Esas
KARAR NO :2023/492

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/03/2022
KARAR TARİHİ:14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 07.02.2019 tarihli Sağlık Kuruluşu Bünyesinde Fizik Tedavi İşletme Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme gereğince davalının bünyesinde fizik tedavi hizmetleri ve tedavilerini üstlendiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, sözleşmenin 12.maddesi ile sözleşmenin 01.02.2019 tarihinde itibaren 5 yıl geçerli olarak süresinin belirlendiğini ancak davalının belirlenen süreye karşın sözleşmeye aykırı olarak, tek taraflı ve haklı bir gerekçe sunulmadan fesh edildiği, sözleşmenin 14.maddesi ile fesih koşulları ve cezai durum gerektiren hallerin düzenlendiğini, ceza koşulu başlığı altında cezai şartın TBK.nun 179-182.maddelerinde düzenlendiğini, bu düzenlemeler gereğince, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumunda alacaklırın hiçbir zarara uğramamış olsa dahi kararlaştırıları cezanın ifasını isteyebileceğini, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedilmesi neticesinde müvekkilinin büyük bir maddi kayba da uğradığını, davalının sözleşmeyi haksız fesh etmesi nedeniyle davalıya … 1.Noterliği’nin 07.12.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtamamesinin çekildiğini ancak cevap verilmediğini, davalının dava şartı arabuluculuk görüşmesine de mazeret bildirmeksizin katılmadığını, davalının fesihte haksız olduğundan davacının zararını hem TBK 96.madde hem de sözleşme hükümleri gereğince gidermekle yükümlü olduğunu, bu zararın da akdin ifası sonucu elde edilecek olumlu zararın kaybına dair olan yoksun kalının kar alacağı olduğunu, müspet zararın sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarar olduğundan kar mahrumiyetini de içine aldığını, davalı şirket tarafından sözleşmenin tek taraflı ve haksız feshi nedeniyle müvekkilinin mahrum kaldığı müsbet zararının da hesaplanarak ödenmesi gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle 400.000,00-TL (yürürlükteki kur üzerinden) cezai şartın fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile yoksun kalman kar kaybı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyta şimdilik 500,00.-TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin Arnavutköy İlçesinde faaliyet gösteren yerel bir hastane olduğunu, fizik tedavi uzmanı davacının 07.02.2019 tarihli sözleşme ile müvekkilinin hastanesinde fizik tedavi verme hususunda anlaştığını, sözleşmenin müvekkilince feshinin söz konusu olmadığını, davacının sözleşmenin nasıl ne şekilde sona erdiğine dair somut hiçbir delile dayanmadığını, sözleşmenin hali hazırda halen yürürlükte olduğunu, davacıya ihtarname gönderilerek iş yerine davet edildiği, ancak davacının ihtarnameye cevap vermediğini, davacının görev yaparken sağlık hizmeti almayan hastaları sanki bu hizmeti almış gibi müvekkiline ve/veya SGK’ya fatura etmeye çalıştığını, davacıya iyi niyetle şifaen bu durumun bildirilmesi üzerine davacının tekrarının olmayacağını bildirmesi üzerine müvekkilince sözleşmenin devam ettirildiğini, yazılı bir fesih olmadıkça sözleşmenin yürürlükte kalacağını, davacının yaklaşık bir yıldır iş yerine gelip görevini yapmadığı gibi sorumlu olduğu personel maaşlarını da ödemediğini, davacının sözleşmeyi ihlal ettiğini, davacının sözleşmeye aykırı davranışlarının belgeler ve SGK denetimleriyle sabit olduğunu, davacının sözleşmenin 11.3.maddesi gereğince üstlendiği kendi çalışanı Dr….’ın maaşını bir yıldan fazladır ödemediğini, bu nedenlerle davacıya ….Notertiği’ninin 11.02.2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtamamesinin gönderildiğini, sözleşmenin müvekkili tarafından fesh edilmediğini, arabuluculuk davet mektubunun müvekkili şirkete usulüne uygun tebliğ editlmediğinden arabuluculuk toplantısından sonradan haberdar olunduğunu, dolayısıyla mazeretsiz otarak arabuluculuk toplantısına katılmama durumunun söz konusu olmadığını, bu nedenlerle karşı dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-07/02/2019 tarihinde Sağlık Kuruluşu Bünyesinde Fizik Tedavi İşletme Sözleşmesi
2-… Birinci Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi
3-….Notertiği’ninin 11.02.2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtamamesi
4-Tanık
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 20/03/2023 tarihli Nihai raporda özetle; Yanlar arasındaki 07.02.2019 tarihli sürekli edimli karma akit niteliğindeki “Sağlık Kuruluşu Bünyesindeki Fizik Tedavi Kliniği İşletme Sözleşmesi”nin halen ayakta yürürlükte olduğunu, davacının haksız fesih iddiasına dayalı olarak cezaj şart ve kâr kaybı talebinde bulunması nedeniyle işbu taleplerinin değerlendirilemediğini hesaplanamadığını, davacı yanca talep ve dava edilen cezai şart ve kâr kaybı bakımından talep edilebilirlik halinin söz konusu olması halinde ise Mahkemenin ceza miktarını tayinde takdir hakkını kullanabilmesine esas alabilecek ve kâr kaybının hesap edilebilirliğine ilişkin yanlar arasındaki sözleşme konusu iş/işlem (hasta) sayısı, karşılıklı faturaları da içerir biçimde yanların ticari defter ve kayıtları üzerinden kazançların tespitine esas alınabilecek mali müşavir bilirkişi incelemesi neticesine göre bir hesaplama yapılabilmesinin mümkün olabileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizin 25/01/2023 tarihli celsesinde tanıklar dinlenmiş olup;
Tanık … : “Ben davalı şirketin işlettiği hastanede idari işler mdürlüğü yapıyorum davalı şirketle davacı şirket fizik tedavi işletmesi konusunda anlaşmşlardı fizik tedavi hastalarının hastanenin fizik tedavi bölümünde davalı şirket yetkilileir tedavi edecekti personelleride kendileri çalıştıracaktı ancak 2 sene normal çalıştıktan sonra davacı şirketin çalışanlarının ödemeleri gecikti bununla ilgili hastane yönetimine şikayet gelkdi hastalarında tedavileri yerine getirilmediği halde getirilmiş olarak gösterildiğinden hastalardan şikayet geldi, bunun üzerine taraflar karşılıklı sözleşmeyi sonra erdirdi diye biliyorum, şahitlik ücreti istemiyorum” dedi.
Tanık … :” Ben daha öncesinde davalı şirketin işlettiği hastaneden fizik tedavi doktoru olarak çalışıyordum, hastane yönetimi fizik tedavi ünitesini davacı şirkete devir etti, daha sonra davacı şirket bünyesinde çalışmaya başladım, belli bir süre sonra davacı şlirket benim aylık ücretimi ödeyemez hale geldi ve ödemelerimi geciktirdi bende bu durumu hastane yönetimine bildirdim, ayrıca medical muhasebe bölümünden yetkililer beni arayarak kayıtlarda problem olduğunu söylediler şöyle ki ben fizik tedavide çalışan tek doktorum ancak benim tedavi etmediğim ve bana gelmeyen kişiler adına kayıt tutulmuş bunu öğrendim sahte kayıt tutulduğundan ödemeler SGK’dan alınıyor benim bildiklerim bunlar ancak sözleşmenin kim tarafından sonlandırıldığını bilmiyorum şuanda … Hastanesinde çalışıyorum, şahitlik ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Uyuşmazlığın, taraflar arasında davalının işletmiş olduğu hastane bünyesinde davalının davacıya tahsis ettiği alanda fizik tedavi işletme hususunda akdedilen fizik tedavi işletme sözleşmesi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin devam edip etmediği, davalının haksız fesih yapıp yapmadığı, tarafların sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, ve davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranmış olması halinde cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı hususunda toplandığı anlaşıldı.
Somut Olaya da; taraflar arasındaki sözleşmenin ve karşılıklı ihtarnamelerin dosyaya sunulmuş olduğu ve tanıkların mahkemece dinlendiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilip edilmediği, fesih koşulları ve feshin geçerlilik şartları gerçekleşip gerçekleşmediği, feshin haklı olup olmadığı ve cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti için dosya hukukçu bilirkişiye devdi edilmiş bilirkişinin sunmuş olduğu raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu görülmüşütür.
Davacı taraf her ne kadar davalı hastane ile aralarında kurulan fizik tedavi kliniği işletme sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürmüş ise de, dosyaya delil olarak davalı tarafından kendisine ulaşılan her hangi bir fesih ihbarnamesi sunamadığı gibi aksine davalı hastane davacıya vermiş olduğu ihtarname cevabında sözlemeyi ayakta tutmak istediğini belirttiği görülmüş, dinlenen tanıklarda feshe ilişkin açık bir beyanda bulunmamışlardır. Diğer taraftan davalı cevabi ihtarnamesinde ve cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmedeki edimlerinin uzun bir süre yerine getirilememesinde davacının personel maaşlarının ödenmemesi ve bakılmayan hastaların usulsüz işlemlerle bakılmış gibi SGK bildirilmesinin olduğunu ileri sürmüş söz konusu savunmalarını dinlenen tanıklarda teyit etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; davacı tarafın, davalı hastane işleticisi şirket ile kurdukları sözleşmenin, davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ispat edemediği ayrıca tacirler arasında ki feshin yazılı geçerlilik koşuluna tabi olması nedeni ile yazılı olarak gerçekleşmesi gerektiği eylemli bir şekilde haksız bir feshinde tanıklar tarafından doğrulanmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulumuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-179,90-TL karar harcının peşin alınan 6.839,54-TL den düşümü ile kalan 6.659,64-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 59.070,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı asil, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı yapılan inceleme sonucunda, esas kararla birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır