Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/135 E. 2023/818 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/135 Esas
KARAR NO : 2023/818 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2017
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 18.04.2017 tarihli dilekçesinde özetle; “müvekkil tarafından bugüne kadar ödenmeyen 6.129,87-TL asıl alacak ve 198,58 -TL işlenmiş faizin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 28.11.2016 tarihinde borçlu tarafından tebellüğ edilmiş, yasal süresi içinde borçlu tarafından itiraz üzerine takip icra dairesince durdurulduğunu, davalı için düzenlenen 05/08/2016 tarihli cari hesap ekstresine müvekkilinin davalı borçludan 6.129,87 TL asıl alacağının mevcut olduğunu, borçlunun bakiye borcu 04.04.2016 tarihli ve … nolu 2.742,61 TL bedelli fatura ile de ayrıca davalıya bildirilmiş olmasına rağmen davalı tarafın müvekkili şirkete borcunu ödemediğini, müvekkili ile davalı borçlu arasında ticari ilişki olduğunu, davalının takibe itiraz ederek takibin durduğunu beyan etmiş sonuç olarak, itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen Cevap Dilekçesi bulunmakla birlikte, Mahkemenin 02/11/2017 tarihli ara kararı ile “dosyada vekaletnamesi bulunmayan vekile yapılan tebligatların geçersiz olduğu nazara alınarak vekilin kaydının silinmesine, dava dilekçesi ve eklerinin davalı asile tebliğine ” karar verilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 6.129,87 -Tl asıl alacağa birikmiş avans faizi 198,58-TL ile birlikte toplam 6.328,45-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin 28.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 28.11.2016 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Bilirkişinin düzenlediği 04.10.2018 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin, ticari defter ve kayıtlarına göre, 04/04/2016 tarihi itibariyle Davalı … (… Makine)’dan 6.129,87-TL tutarında kayden alacaklı olduğu ve uyuşmazlık konusu alacakla ilgili defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, 6.129,87-TL asıl alacak için 16/11/2016 tarihli takip tarihinden 18/04/2017 tarihli dava tarihine kadar TCMB avans faiz oranı üzerinden hesaplanan 256,19 TL faiz ile birlikte dava tarihi itibariyle toplam alacak tutarının 6.386,06 -TL olduğu, Davalı …’nun 31/08/2018 tarihinde ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle, Davalının defter ve kayıtlarının incelenemediği, Fatura içeriği kauçuklar hakkındaki ayıp ihbarı konusunda tevsik edici bir belgeye (e-posta mesaj çıktısına veya başka bir belgeye), katlanılan zarar konusunda beyan dışında herhangi bir belgeye, ayıplı kauçuklar konusunda herhangi bir analiz raporuna veya başka bir belgeye ya da kauçuk emsaline dosyada rastlanmadığı, fatura konusu malların Davalıya teslim edildiği konusunda bir tereddüt bulunmadığı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; ” Asıl davanın kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin talep gibi 6.328,45-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan 6.129,79-TL ‘ye avans faizi uygulanmasına ” karar verilmiştir.
Bu karar davalı tarafça süresi içerisinde istinaf edilmiştir.
… Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin 2019/… E, 2022/… K sayılı tarihli ilamı ile kaldırılmıştır. Kaldırma ilamında özetle ; “dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir. HMK’nın 27’nci maddesine göre davanın taraflarının hukuki dinlenme hakkı bulunmaktadır. Bu hak ile davanın taraflarına, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkı tanınmıştır. Davalının hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek biçimde taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esastan karara bağlanması doğru görülmemiş davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne hükmün kaldırılmasına davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vererek, mahkememiz hükmünü kaldırmıştır.
Mahkememizce kaldırma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir. Dava dilekçesi usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmiş davalı delillerini dosyaya ibraz etmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 28/10/2022 tarihli 2 sayfadan ibaret raporunda özetle; Kauçukların ayıplı olmadığı yönünde (Kauçuk ürünlerinin ayıplı olup olmadığının tespiti için uzmanından alacağı raporla ) karar buyurması halinde davacı yanın davalı yandan 04/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda yapılan incelemeler sonucunda takip tarihi olan 16/11/2016 tarihi itibariyle 6.129,87 TL alacaklı olduğu, takipten önce davalının ihtarla veya sözleşmeyle temerrüde düşürülmediğinden, ayrıca faizin ödeneceği tarihin belli olmadığından faiz isteminin yerinde olmayacağı, 2. sonuç olarak sayın mahkemenizin kauçukları ayıplı olduğu yönünden (kauçuk ürünlerini ayıplı olup olmadığının tespiti için uzamanından alacağı raporla) karar buyurması halinde davacı yanın davalı yandan alacaklı olmayacağı görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Kimya Mühendisi bilirkişisinin düzenlediği 01/03/2023 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davaya konu olan olayda; davalı tarafından davacının gönderdiği hammaddenin vaat edilen vasıflara aykırı olduğu, ayıbın ortaya çıkmasıyla bu hususun davacıya bildirildiği, davalının otomotiv sektöründe kullanılan ve belli bir vasfın üzerinde olması gereken “kauçuk” ile boru üretimi yaptığını ve bunları pazarladığını, davacının göndermiş olduğu hammaddenin vasıflarının teknik raporlara uygun olduğunun kaşesi/onayı ile yine davacı tarafından gönderildiği, bu doğrultuda analizleri yapılarak gönderildiği belirtilen hammaddenin kullanıldığı ve alıcıya (Otokar) satıldığını, alıcının (Otokar) belli bir süre sonunda malzemenin vasfına uygun olmaması ve gizli olan bu ayıp ile hortumlarda meydana gelen bozulma üzerine davalıya dönüp bildirdiğini, yapılan analizde vaat edilen vasıflarda olmadığını, gizli ayıp bulunduğu iddia edilmiştir. Kauçuktan hortum imalatı çok aşamalı bir prosestir. Prosesin herhangi bir aşamasında meydana gelen aksaklık sonucu nihai üründe istenilen kaliteye ulaşılamaya bilinir. Kauçuk hortum üretiminde kauçuk ana hammadde olmakla birlikte bunun yanı sıra kord bezi, çelik ve/veya bakır teller, ip gibi hammaddelerde kullanılmaktadır. Nihai ürünün istenilen kalitede olmamasını, kauçuk hamuru dışında diğer hammaddelerinde standartlara uygun olup olmadığı, bu ham maddelerin doğru kullanılmaması ve üretim aşamalarında yapılan işlemlerdeki hatalarda etkili olabilir. Dolayısıyla nihai ürünün kalitesinde ki bozukluk tek bir hammaddenin ayıplı olmasından kaynaklanıyor şeklinde açıklamak mümkün değildir. Üretim prosesindeki herhangi bir aksama bu sonucu doğurabilir. Kaldı ki davaya konu olayda davalının iddia ettiği gibi davacıdan alınan hammaddenin uygun olmadığına ilişkin herhangi bir analiz raporu da yoktur. Analiz raporu olmadan davacıdan alınan hammaddenin uygun olmadığını söyleyebilmekte mümkün değildir. Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından davalı …’ya ( … Makine ) satılan kauçuk hammaddesinin ayıplı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Kimya Mühendisi bilirkişisinin düzenlediği 21/06/2023 tarihli 2 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı … San. ve Tic.Ltd Şti. tarafından, davalı …’ya (… Makine) satılan EPDM hamurunda nitelik eksikliğini gösterir herhangi bir bilgi, belge ( e- posta iletisi, analiz raporu veya söz konusu kauçuk örneği) bulunmadığı, dolayısıyla EPDM hamurunda nitelik eksikliğinin varlığından söz edilebilmesi için yeterli somut veriye rastlanılmadığı, görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde taraflar arasında kauçuk hammaddesi alım satımına ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 6.129,87 TL alacağının bulunduğu, bu alacağa ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin bulunduğu, faturaya ilişkin ürünlerin davalıya teslim edildiği, her ne kadar davalı tarafından ürünlerin ayıplı olduğu iddia edilmiş ise de yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporu ile nihai ürünün istenilen kalitede olmamasının, kauçuk hamuru dışında diğer hammaddelerinde standartlara uygun olup olmadığı, bu ham maddelerin doğru kullanılmaması ve üretim aşamalarında yapılan işlemlerdeki hataların etkili olabileceği, kaldı ki davaya konu olayda davalının iddia ettiği gibi davacıdan alınan hammaddenin uygun olmadığına ilişkin herhangi bir analiz raporu olmadığı anlaşılmakla davanın asıl alacak yönünden kabulüne, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 6.129,87 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan 1.225,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar ve ilam harcı 418,73-TL nin peşin alınan 108,08-TL den düşümü ile kalan 310,65-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 139,48-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.066,45-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.033,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 6.129,87 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 198.,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 2.000,00-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 627,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, parasal miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır