Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/122 E. 2023/568 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2022/122 Esas
KARAR NO:2023/568

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/02/2022
KARAR TARİHİ:10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari alım satım ilişkisi olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmaya göre davalı şirketin ilk olarak implantların indirimsiz fiyatı üzerinden fatura düzenleyip, daha sonra müvekkilinin implant anlaşmasının indirimli birim fiyatına göre fatura düzenleyip fiyat farkını davalıdan tahsil ettiğini, müvekkili tarafından davalıdan implant alımı gerçekleştirildiğini davalının sattığı implantlara ilişkin indirim bedeli için fatura düzenlemiş olup indirim bedelinin taraflarına ödenmesi gerekirken ödenmediğini, davalının anlaşmaya aykırı davrandığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ancak davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olup takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında davacının iddia ettiği gibi indirimsiz fiyat ile fatura düzenlenmesi sonra da birim fiyat üzerinden fatura düzenleyerek fiyat farkı ödenmesi şeklinde emtia satış yöntemi olmadığını, davacının bu iddialarını kabul etmediklerini, böyle bir fatura düzenlenmesinin Vergi Usul Yasası’na da aykırı olduğunu, davacının bu iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacının cari hesapta mal bedeli borcunun 106.532,50 Euro iken 19.02.2020 tarihinde 500.000,00TL ödemede bulunduğunu, bu ödemeden dolayı cari hesabından Euro bazında 76.419,88 Euro mahsubu ile bakiye 30.112,62 Euro borcu kaldığını, müvekkilinin davacının mal taleplerini karşılamaya devam etmiş ise de davacının bakiye borcunu ödemediğini, davacının uyarılara rağmen borcunu sadece mal iadesi ile 02.07.2021 tarihine kadar 22.707,52 Euro’ya düşürdüğünü ancak ödeme yapmaması nedeniyle ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ödeme emrinin tebliğ edilmeden davacının müvekkilinin hesabına 06.07.2021 tarihinde 21.828,00 Euro havalı yaptığını, bakiye 879,52 Euro için borçluya muhtıra tebliğ edilmiş ise de borçlunun itirazı üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davası ikame edildiğini, davacının 21.828,00 Euro’yu öderken ayhı tarihte davaya konu 10.273,00 Euro karşılığı 105.678,35TL tutarındaki faturayı düzenlediğini, taraflar arasında fiyat farkı uygulanmasına ilişkin sözleşme olmadığını, davacının dayandığı 105.678,35TL tutarındaki fiyat farkı faturasının dayağının da bulunmadığını, işbu dava ile ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2021/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 10.273,00 EURO üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 04/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 06/09/2021 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce, davacı tarafın yemin deliline dayandığı anlaşıldığında, davalı şirket yetkilisi …’e yemin davetiyesi çıkarıldığı, Mahkememizin 10/07/2023 tarihli duruşmasında şirket yetkilisinin hazır olduğunun anlaşıldığı, Şirket yetkilisi, ‘Taraflar arasındaki ticari ilişkide ilk olarak davalı … tarafından implantların indirimsiz fiyatı üzerinden fatura düzenlendiğine, daha sonra davacının implant anlaşmasının indirimli birim fiyatına göre fatura düzenlediğine ve fiyat farkını davalıdan tahsil ettiğine yönelik anlaşma olmadığına, takibe konu edilen fatura içeriğinin taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olmadığına, bu kapsamda borç bulunmadığına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” beyanında bulunmuştur.
Mali Müşavir bilirkişinin 16/01/2023 tarihli raporunda özetle; Davacının ticari defterlerinde; davaya konu 06/07/2021 tarihli faturanın davalının borcuna kayıtlı olduğu, yine 06/07/2021 tarihinde davalıya yaptığı ödemenin de (224.544,63TL olarak) davalının borcuna kayıtlı olduğu ve bu kayıtlar neticesinde davalının borcunun 318.564,77TL olduğu; sonrasında 31/07/2021 tarihinde davalının bu borcunun 159/ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI hesabından mahsup edilmesine ilişkin kayıt yapılması neticesinde 31/07/2021 tarihi itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesinin (dolayısıyla davalının borcunun) kalmadığı; 31/07/2021 sonrasında da davalının borcuna ya da alacağına herhangi bir kayıt yapılmadığı, dolayısıyla davacının kendi ticari defterlerinde, takip tarihi itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesinin (yani davacının davalıdan olan herhangi bir alacağının) kalmadığı /kayıtlı olmadığı, Davalının ticari defterlerinde de, davaya konu faturanın kayıtlı olmadığı fakat davacının 06/07/2021 tarihinde yaptığı ödemenin (234.364,32TL olarak) kayıtlı olduğu; bu kayıt neticesinde davacının borcunun 987,76TL kaldığı; sonrasında 31/07/2021 tarihinde davacının alacağına 987,76TL kur farkı kaydedilmesi neticesinde, 31/07/2021 tarihi itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesinin kalmadığı; 31/07/2021 sonrasında da davacının borcuna ya da alacağına herhangi bir kayıt yapılmadığı, dolayısıyla davalının ticari defterlerinde de, takip tarihi itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesinin kalmadığı/kayıtlı olmadığı, Netice itibariyle, tarafların ticari defterlerinde gerek 31/07/2021 tarihinde gerekse de 27/08/2021 takip tarihi itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesinin kayıtlı olmadığı tespit edildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki fiyat farkı fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı her en kadar kendi alacağına ilişkin …. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile birleştirme talebinde bulunmuş ise de taraflar arasında yazılı cari hesap ilişkisi bulunmadığı, alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının iki dosya kapsamında farklı olduğu, birinden verilecek kararın diğerini etkilemeyeceği anlaşılmakla birleştirme kararı verilmesine gerek görülmemiştir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde,
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, taraflar arasında ticari alım satım ilişki bulunduğu, Mahkememizin 13/06/2022 tarihli duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, huzurda hazır bulunan taraf vekillerine tefhim edildiği, incelemenin taraf ticari defter ve kayıtları üzerinden yapıldığı, aldırılan bilirkişi raporu ile, davacının ticari defterlerinde; davaya konu 06/07/2021 tarihli faturanın davalının borcuna kayıtlı olduğu, yine 06/07/2021 tarihinde davalıya yaptığı ödemenin de (224.544,63TL olarak) davalının borcuna kayıtlı olduğu ve bu kayıtlar neticesinde davalının borcunun 318.564,77TL olduğu; sonrasında 31/07/2021 tarihinde davalının bu borcunun 159/alınan sipariş avansları hesabından mahsup edilmesine ilişkin kayıt yapılması neticesinde 31/07/2021 tarihi itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesinin kalmadığı; davalının ticari defterlerinde de, davaya konu faturanın kayıtlı olmadığı fakat davacının 06/07/2021 tarihinde yaptığı ödemenin (234.364,32TL olarak) kayıtlı olduğu; bu kayıt neticesinde davacının borcunun 987,76TL kaldığı; sonrasında 31/07/2021 tarihinde davacının alacağına 987,76TL kur farkı kaydedilmesi neticesinde, 31/07/2021 tarihi itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesinin kalmadığı; 31/07/2021 sonrasında da davacının borcuna ya da alacağına herhangi bir kayıt yapılmadığı, tarafların ticari defterlerinde taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesinin kayıtlı olmadığının tespit edildiği, dava konusu borcu içeren faturanın davalı yanca kabul edildiğine dair bir açık veya zımni bir kabulün ya da davacı yararına uygulanacak yasal karinenin bulunmadığı, taraflar arasında mal alım satımına dair ticari ilişki bulunsa da yazılı bir sözleşme kaydının olmadığı, indirimli/indirimsiz fiyata ilişkin farkın ayrıca fatura edileceğine veya davacıya iade edileceğine dair iddianın ispata muhtaç olduğu, takip tarihi itibariyle davalının borçlu bulunduğunun defterlerden tespit edilemediği, bu yönden davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getirmediği, davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı, davalı yanca yeminin iade edilmeyerek usulünce eda edildiği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL maktu harcın 1.291,70-TL peşin harçtan düşümü ile artan 1.021,85-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 16.851,75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.10/07/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza