Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/11 E. 2023/11 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/11 Esas
KARAR NO : 2023/11
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibinin dayanağının 41.767,00 USD tutarlı bononun bir teminat bonosu olduğunu, müvekkili ile alacaklı arasında imzalanan 02/06/2017 tarihli sözleşmeye göre müvekkilinin alacaklıya 78.767,00 USD borcu bulunduğunu, müvekkilinin bu borcun 37.000,00 USD’lik kısmını nakit olarak ödediğini, kalan borcun taksitler halinde ödenmesi için davalı ile sözleşme yapıldığını, alacaklının 41.767,00 USD tutarındaki bonoyu dayanak yaparak kötü niyetli şekilde 31/07/2017 tarihinde icra takibi başlattığını, halbuki sözleşme uyarınca ilk taksit ödemesinin 25/08/2017 tarihinde yapılacak iken alacaklının taksit tarihini beklemeden teminat bonosunu haksız şekilde icra takibine koyduğunu, müvekkili yapmış olduğu ödemelere ilişkin belgelerin icra dosyasına beyan edilerek alacaklıya muhtıra çıkarılması talep edildiğini ancak icra müdürlüğü tarafından bu talebin reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin haciz baskısını kaldırmak için borcun tamamını ödediğini, müvekkilinin icra dosyasına fazladan 125.300,00-TL ödeme yaptığını, müvekkiline iade edilmesi gereken meblağlar ile ilgili olarak arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile icra dosyasına fazladan ödenen 125.300,00-TL’nin davalıdan istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline olan borçlarını ödememesi ile senedin vade ve ödeme tarihinin gelmesine rağmen ödeme yapılmaması ve iletişim kurulmaması sebepleriyle ilgili senedin …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, toplam 148.506,60-TL üzerinden takip başlatıldığını, icra dosyası kapsamında davacının 24/08/2017 tarihinde taahhütname verdiğini ve taahhüt tutanağı düzenlendiğini ve toplam tutar olan 171.608,59-TL’nin sekiz eşit taksite bölündüğünü, taahhütnamede belirtilen tarihlerde müvekkiline ödeme yapılmadığını, bu nedenle taahhüdün bozulduğunu ve borçlular hakkında icra işlemlerine devam edildiğini, dosyaya konu borca ilişkin davalı tarafça haricen hiçbir ödeme yapılmadığını, ödemeye ilişkin ispat yükümlülüğünün davacıda olduğunu fakat buna ilişkin hiçbir delil sunmadığını, davacının müvekkiline … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına konu edilen 1.190.151,34-TL takip çıkışlı borcunun da bulunduğunu, buna ilişkin takibin hala derdest olduğunu, davacının kendisine tebliğ edilen ödeme emrinden ödeme yapması gereken icra dosyasının bilgisine sahip olduğunu ve buna rağmen haricen ödeme yapmasının ticari teamülün tersine olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyasının ve … Banka kayıtlarının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. takip dosyasında kambiyo senedinden kaynaklanan 41.767,00 USD asıl alacak ve 312,39 USD (03.07.2021 – 30.07.2017 arası %9,75) işlemiş faiz olmak üzere 148.506,60-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 04/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 23/12/2022 tarihli raporunda özetle; ”Netice itibariyle; davacının sunduğu 02/06/2017 tarihli sözleşmede, 41.767 USD’lik borç için teminat bonosu olarak verildiği kararlaştırılmış olduğu; ancak davacının davalıya aynı tutarda 2 ayrı bono verdiği; bu bonolardan birinin (davacının teminat bonosu olduğunu iddia ettiği huzurdaki davaya konu bononun) sözleşme tarihinde; diğerinin de (davalının teminat bonosu olduğunu kabul ettiği 2. bononun) 05/12/2017 tarihinde tanzim edildiği; ancak, yukarıda huzurdaki davaya konu bononun incelenmesinde de belirtildiği üzere, işbu bononun vade tarihinin (03/07/2021), 02/06/2017 tarihli sözleşmede belirtilen ilk taksit tarihinden (yani 25/08/2017’den) önce olmasının nedeninin anlaşılamadığı; davalının teminat bonosu olarak sunduğu bononun vade tarihinin ise, 02/06/2017 tarihli sözleşmedeki son taksit tarihinden (26/03/2018) bir gün sonrasına ait olduğu; bu haliyle de 41.767 USD tutarındaki borca ilişkin taksitli ödemelerin teminatı olarak verilen bir bononun, vade tarihinin taksit ödemelerinden önce olmaması/taksit ödemelerinden sonra olması gerektiğinin Sayın Mahkemenizce kabul edilmesi halinde; huzurdaki davaya konu bononun teminat bonosu olamayacağı; vade tarihi, sözleşmedeki son taksit tarihinden bir gün sonrası olan, davalının sunduğu bononun, teminat bonosu olabileceği hususlarının değerlendirmesi ve takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, Sayın mahkemenizce davalının sunduğu bononun teminat bonosu olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının yaptığı ödemelerin de davacının sunduğu sözleşme ve işbu bono kapsamında yapıldığının kabul edileceği, hususunun da değerlendirmesi ve takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ile ilgili olarak; Davacının ticari defterlerinin yerinde incelenmesi ile ilgili olarak, davacı vekili Av. … ile telefon görüşmesi yapılmış olup; davacının ilgili dönemde ticari defter yükümlüsü olmadığı beyan edildiği, VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64’e göre tutulması gereken davalı şirketin 2017-2018 yılları ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı; 6102 sayılı TTK m.64’e göre kapanış tasdikine tabi olan ilgili yıllar yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin de yasal süresinde yaptırıldığı, Davalının ise ticari defterlerinde, davalı ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı, Sayın Mahkemenizce, huzurdaki davaya konu bononun mu yoksa davalının sunduğu 2. Bononun mu teminat bonosu olduğuna karar verilmesi neticesinde, herhangi bir hesaplama yapılması gerektiğinin kabul edilmesi halinde de, işbu hesaplamanın ek rapor ile yapılabileceği” görüşü bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, teminat bonosu olduğu iddia edilen ve haciz baskısı altında ikinci kez ödeme yapıldığı belirtilen senet bedelinin fazladan ödendiği belirtilen dava değeri itibariyle istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı …. İcra Dairesinin 2017/…E. sayılı takip dosyasına konu edilen 03/07/2017 tarihli, 41.767 USD bedelli senedin 02/06/2017 tarihli sözleşme ile teminat bonosu olmasına, taksitlendirilerek vade belirlenmesine ve banka havalesi, çek suretiyle ödenerek teminat vasfı da kalmamasına rağmen haciz baskısıyla yapılan mükerrer ödemenin istirdatını talep etmektedir.
Davalı ise takibe konulan senedin teminat senedi olmadığını, ticari ilişki kapsamında alındığını, icra taahhüdü ile taksitlendirildiğini, davacının başka borçlarının da bulunduğunu, bu kapsamda devam eden icra dosyalarının olduğunu, dava konusu senede dair ödeme yapıldıysa dahi senede atıf yapılmadığını, bu senet kapsamında bir ödeme olmadığını, davacının hangi icra dosyasına ödeme yapması gerektiğini bildiği, harici ödemeye ilişkin beyanların çelişkili olduğunu, nihai olarak harici ödemelerin mükerrer mahsubunun amaçlandığını belirterek davanın reddini dilemektedir.
02/06/2017 tarihli sözleşme ile taraflar arasında 78.767 usd davalı alacağı için 37.000 usd nakit 41.767 dolar da senet davacıdan alınmış, senedin 8 eşit taksit halinde ödenmesi kararlaştırılmış, taksitler 25/08/2017-26/03/2017 (2018 iken maddi hata yapılarak) tarihleri arasında belirlenmiş, senedin tarihine ve diğer unsurlarına dair ibareler belirlenmemiştir.
Davacı, takip konusu senedin bu teminat senedi olduğunu, banka havalesi, çek ödemesi ve icraya yapılan ödeme ile borcun kapandığını belirterek mükerrer ödenen kısmın iadesini istemektedir. Bu kapsamda;
03/12/2018 tarihinde … imzalı belgede 41767 Usd’lık senede atıf yapılarak 5.500 USD 13/04/2019 vadeli çekin elden verildiği,
21/12/2017 tarihinde … imzalı (… yetkilisi) 41767 Usd’lık senedin 3. ve 4. taksidine atıf yapılarak 25/01/2018 tarihli 38.000,00 TL bedelli çek (ödemesi bankadan tahsil edilmiş),
02/10/2017 tarihli banka havalesi ile 4.891,63 Usd’lık 41767 Usd’lık borcun ikinci taksidi açıklaması ile davalıya havale, yine 06/09/2017 tarihli aynı şekilde yapılan 4.991,33 Usd’lık 1. taksit açıklamalı havale yapıldığı görülmektedir.
Davalı vekiline ileri sürdüğü farklı ticari ilişkiye dair savunmalarının delillerinin bildirilmesi 16/05/2022 tarihli duruşmada istenmiş ve davalının harici ödeme ve farklı ticari ilişki kapsamında yapılan ödemelere dair 30/05/2022 tarihli beyan dilekçesinde 27/03/2018 vade, 41.767 Usd bedel, 05/12/2017 düzenleme tarihli ayrı bir bononun varlığından bahsederek bu bononun takibe konulan bonodan farkı olduğunu, 02/06/2017 tarihli sözleşme kapsamında alınan teminat senedinin bu senet olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı tacir olmayıp, ticari defterlerini sunmamış, davalının ticari defterlerinde ise davacı ile ilgili kayıt olmadığı bilirkişi incelemesi ile görülmüştür.
Somut olayda, dava konusu 02/06/2017 düzenleme, 03/07/2017 vade tarihli, 41.767 Usd bedelli kambiyo vasfındaki bononun teminat niteliğinde olduğunu ispat yükü davacı üzerindedir. Senet üzerinde böyle bir kayıt bulunmamaktadır. Davacı her ne kadar 02/06/2017 tarihli sözleşme kapsamında atıf yapılan bir teminat senedinin varlığını aşama itibariyle ispat etmiş ise de davalı, dava konusu senet kapsamında ödeme bulunmadığını, dava konusu senedin teminat senedi olmadığını, taraflar arasında başka ticari ilişkilerin ve borçların varlığını ileri sürmüştür. Davalının cevap dilekçesi ile dava konusu senedin teminat senedi olmadığına dair inkar içeren beyanı davaya ilişkin maddi vakıa kapsamında yeterli bir savunma olup doğrudan ispat yükünü davalı üzerinde bırakmasa da başka bir ticari ilişkinin ve senet varlığını bildirmeye dair savunmasının ispatı kapsamında ispat yükü davalı üzerinde olacaktır. Çünkü asıl dava konusu maddi vakıalar ve hukuki ilişkiler zincirine dahil olmayan bu husus davalı yanca ileri sürülmüştür. Bu nedenle başka ticari ilişkinin varlığı ve dava konusu olup icra kanalıyla tahsil edilen senedin, 02/06/2017 tarihli sözleşme ile atıf yapılan teminat senedi olmadığına dair ispat yükü davalı üzerindedir. Yeni bir maddi vakıaya, hukuki ilişkiye dayanan davalıya verilen kesin süre içerisinde bu ilişki dahilindeki ayrı delil sunulmasına imkan tanımak gerekmiştir.
Davalı, süresinde sunduğu 30/05/2022 tarihli dilekçesi ile davacıdan aldığı 27/03/2018 tarihli senedin de bulunduğunu, bu senedin de 41.767 Usd bedelli olduğunu, 05/12/2017 düzenleme tarihli olduğunu, takibe konulmadığını, takibe konulan senedin ileri sürülen sözleşmeye ilişkin olmadığını beyan etmiş, davacı ise bu senet yönünden herhangi bir itirazda bulunmamış, sonradan sunulan delili kabul etmediğini beyan etmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi başka ticari ilişkiye dair savunmanın ispatı kapsamında ileri sürülen ve imzası davacı yanca inkar edilmeyen senet için davacının muvafakati aranmamıştır. Dolayısıyla davalının savunması bu suretle ispat olunduğundan, davacının, icra dosyasına konu edilen senedin teminat olarak verildiğine, davalının bildirdiğinin aksine başka senet bulunmadığına, başka senet için ödeme yapılmadığına, ödemelerin icra dosyasındaki senet için yapıldığına dair ispat yükünün devam ettiği anlaşılmıştır.
Davalının ileri sürdüğü ve teminata asıl konu edilen senet olarak belirttiği bononun icra takibine konu edilen senetle aynı bedelli olması, davacının kısmi ödemelerinin icra dosyasına, 02/06/2017 tarihli sözleşmeye ve ayrı vade tarihleri bulunan senetlerin hangisine ödeme yaptığına dair atıfta bulunmaması, bu sözleşme kapsamındaki taksit tarihleri ile kısmi ödeme tarihlerinin uyuşmadığı, kısmi ödemelerde atıf yapılan söz konusu taksit tarihlerin tarafların kabulünde olan diğer icra taahhütleri kapsamında da olabileceği, senet ile verilen teminat mantığı ile yapılan ödeme tarihlerinin olağan akışa uygun olmadığı, ortada aynı bedelli iki senet varken hangisine ödeme yapıldığına dair ispat yükünü yemin deliline de dayanmayıp yerine getirmeyen davacının davasının reddi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu harcın 2.139,82-TL peşin harçtan düşümü ile artan 1.959,92-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 19.795,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
7-…. İcra Dairesi 2017/ … E. sayılı takip dosyasından celp edilen senet aslının iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.16/01/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza