Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1 E. 2022/694 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1 Esas
KARAR NO : 2022/694

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.07.2021 Cuma günü, şoför mahallinde müvekkili şirketin çalışanı …, … plakalı çekici ve … plakalı … ile Erzincan-İstanbul Karayolu üzerinde; Erzincan ilinden İstanbul iline hareket etmekteyken, … İli Gölova yol ayrımı mevkiinden 1 km sonra meydana gelen kazada aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve şarampole yuvarlandığını, kaza neticesinde müvekkili şirketin aracı yan yatıp kullanılamaz hale gelmiş pert olduğunu, söz konusu araç halihazırda yetkili servis olan Ankara ilinde bulunan …A.Ş. Yetkili Servisi’nin…, … No:.., … /Yenimahalle/Ankara Adresinde bulunduğunu, … marka…Seri (…) 2020 model çekici 27.05.2021 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli ve … poliçe nolu kasko Sigorta Poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından kasko poliçesi kapsamında sigortalandığını, davacı şirketin yetkilisi… defalarca kez davalı şirkete yazıp zararının karşılanmasını istemişse de davalı şirket tarafından 5 ay boyunca oyalanmış ve dikkate alınmadığını, yoğun ısrarlar neticesinde davalı kasko şirketinde hasar dosyası oluşturulmuş olup müvekkilin aracına ilişkin olarak rayiç değerinin çok altında bir fiyat teklif edilerek iş sürüncemede bırakıldığını, aracın pert olması dolayısı ile davacının ticari faaliyetleri aksamış ve büyük zarar doğduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davalı … Sigorta yönünden; Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında kusur aranmaksızın talep miktarını aldırılacak bilirkişi raporları sonrası arttırabilmek kaydıyla, ilk etapta 5.000,00 TL (belirsiz alacak) maddi tazminatın, müvekkilin aracında oluşan hasar giderim bedeli, araçta meydana gelen değer kaybı,aracı kullanamamaktan kaynaklanan maddi zararların ve aynı nitelikte emsal yeni bir aracın ticari kullanımı sonucu doğacak mahrumiyet için gerekli süre kaydı gözetilerek araçtan mahrumiyet bedelinin, pert durumunda tam bedelinin,tespit masraflarının, aracı kullanamamaktan kaynaklanan maddi zararların ve aynı nitelikte emsal yeni bir aracın ticari kullanımı sonucu doğacak mahrumiyet için gerekli süre kaydı gözetilerek araçtan mahrumiyet bedelinin tazmini ile sigorta şirketine kazanın ihbarından 8 gün sonrasından işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte tazmini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davaya konu talepler 09.07.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının aracında meydana gelen zararlara ilişkin olup oluşan zararın dava öncesi davacı tarafından tespiti mümkün olduğunu, bu haliyle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/1 Maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açılması için aranan koşullar gerçekleşmemiş olduğundan işbu davanın usulden reddini, HMK md. 119/2 hükmü uyarınca talep sonucunun açıkça gösterilmesi unsurunun eksikliği nedeniyle davanın usulden reddini, davaya konu kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde 30.04.2021-30.04.2022 tarihleri arasında Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, Davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacı kaza sonrası müvekkili şirkete başvuruda bulunmuş; müvekkil şirketçe görevlendirilen eksperler tarafından araç üzerinde yapılan incelemeler sonucunda araç için 970.000-TL rayiç bedel belirlenmiş; davacıya bu bedelin ödeneceğinin ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulabileceğinin bilgisi verildiğini ancak, davacı bu bedeli almayı kabul etmeyerek huzurdaki davayı ikame ettiğini, uyuşmazlığın dava yoluna taşınmış olması nedeniyle müvekkil şirket fahiş yargılama gideri ve faiz ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kaldığını, davacı, ön ekspertiz ile tespit edilecek hasar miktarının en az %50’sinin avans olarak ödenmesini talep ettiğini ancak kendisine yapılan teklifi kabul etmemiş olduğundan yargılama aşamasındaki avans taleplerinin kabulü mümkün olmadığını, değer kaybı talepleri Kasko poliçesi teminatı kapsamı dışında kaldığından davacının taleplerinin reddini, kasko poliçesi ile sigortalı araçta meydana gelen doğrudan zararlar teminat altına alınmış olup değer kaybı, gelir kaybı, araç mahrumiyeti vb. dolaylı zararlar poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını, davanın reddini talep etmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişinin 02/08/2022 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunda özetle; dava konusu 2021 Model, … Plakalı, …(Arktik) renkli, …şase numaralı, M… (Çekici) marka araçta meydana geldiği iddia edilen 09/07/2021 tarihindeki kazanın tek taraflı olarak meydana geldiği, dava konusu araçta oluşan toplam hasar miktarının 494.806.42-TL olduğu, dava konusu araçta oluşan hasar bedeli, aracın kilometresinin düşük olması, yukarıda yapılan hesaplamalar doğrultusunda aracın güncel mevcut piyasa değeri de göz önünde bulundurulduğunda dava konusu aracın onarılmasının ekonomik olacağı, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle ikinci el rayiç bedelinin 1.267.426TL olduğu, Yargıtay nisbi metod yöntemine göre yapılan hesaplamalarda aracın kaza tarihindeki hasardan dolayı değer kaybının kaza tarihi itibari ile 197.426.00TL olduğu, ancak davalı vekilinin cevap dilekçesindeki iddia ve beyanına göre davacı tarafın değer kaybı taleplerinin kasko poliçesi teminatı kapsamı dışında kaldığı belirtildiği, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle araç mahrumiyet bedelinin, kaza tarihi itibari ile 27.500TL olduğu, mahkemenin takdirinde olmak üzere davalı vekilinin cevap dilekçesindeki iddia ve beyanına göre aracın kullanılamamasından kaynaklanan maddi zararlar ve araç mahrumiyet bedelinin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığı belirtmiştir.
Islah; davacı vekili 23/09/2022 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 494.806,42-TL hasar miktarı, 27.500,00-TL araç mahrumiyet bedeli, olmak üzere toplamda 522.306,42-TL’ye artırdığını bildirmiş, dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 1421. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409. maddesinde sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükünün sigortacıya ait olduğu,
6102 sayılı TTK’nın “Rizikonun gerekleşmesinde kusur” başlıklı 1429. maddesinde
Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlü olduğu, sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermeyeceği, aynı yasanın 1448. maddesinde de sigortalının zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğü bulunduğu,
TTK. nun 1299/1. maddesi hükmü uyarınca mal sigortalarında sigorta bedelini ödeme borcu, rizikonun gerçekleştiğini sigortacıya ihbar borcunun aynı Yasa’nın 1292. maddesine göre doğduğu tarihte muaccel olur. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın B.3.1’nci maddesine göre sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 “Teminat dışında kalan zararlar” başlıklı 5.6.maddesinde, Araca, sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararlar,
Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.”Tazminat hakkının eksilmesi ve düşmesi” başlıklı 3.3.maddesinde; Sigortalı ve/veya sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi halinde yükümlülüklerini yerine getirmez ve bunun sonucu zarar miktarında bir artış olursa, sigortacının ödeyeceği tazminattan sigortalı ve/veya sigorta ettirenin kusurunun ağırlığına göre indirim yapılacağı, Sigorta ettiren ve/veya sigortalı rizikonun gerçekleşmesine kasten sebebiyet verir veya zarar miktarını kasten arttırıcı eylemlerde bulunurlarsa, sigortalının bu poliçeden doğan haklarının düşeceği düzenlenmiştir.
Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının “Sigortanın konusu” başlıklı A.1. maddesinde; “Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır.
a)Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması,
b)Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar,
c)Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar,
d)Aracın yanması,
e)Aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi……” hükümleri yer almaktadır.
Dava, tek taraflı trafik kazası sonucunda davacının aracında hasar bedeli, değer kaybı, araç mahrumiyet bedeli, aracın kullanılmaması nedeniyle meydana gelen maddi zararın davalı sigorta şirketinin kasko sigortası kapsamında sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Davacı vekili verilen ihtarat sonrasında 15/01/2022 tarihli dilekçesi ile aracın pert olup olmaması ihtimaline göre terditli olarak talep sonucunu ayrıştırmıştır.
Davacı yana ait aracın davalı sigorta şirketi nezdinde kasko poliçesi bulunduğu, poliçe tarihlerini kapsar şekilde araçta 09/07/2021 tarihinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, araçta hasar oluştuğu, davalı sigorta şirketine hasarın ihbar edildiği, sigorta şirketi tarafından araç için 970.000,00-TL rayiç bedel belirlendiği, davacının sigorta firmasınca belirlenen bedeli kabul etmediği, dava konusu aracın rayiç değerinin düşük belirlendiği iddiası ile ilk etapta hasar bedeli, değer kaybı, araç mahrumiyet gideri, maddi zarar; aracın pert olması halinde ise araç bedeli, maddi zarar ve araç mahrumiyeti bedeli talep edildiği görülmüştür.
Kasko sigortası, sigorta ettirenin ödeyeceği sigorta primi karşılığında aracın maruz kalacağı kasko rizikolarının sigortacı tarafından teminat altına alınmasını öngören bir sigorta sözleşmesidir. Bu tür sigortada sigortacı, aracın kasko rizikolarına karşı sigorta himayesi sağlamakla, sigorta edilen rizikonun gerçekleşmesi sonucu sigorta ettirenin malvarlığının aktifinde ortaya çıkacak olan zararları üzerine almaktadır. Sigortacı bu zararı karşılayacağına göre kasko sigortası bir zarar sigortasıdır. Zarar sigortalarında sigortacıların ödeyeceği bedel sigorta kapsamı edilir. Zarar sigortalarında amaç sadece sigorta edilen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zararın sigortacı tarafından tazminidir. Kasko sigortasında sigorta teminatını doğuran riziko gerçekleştiğinde sigortacı kasko sigorta sözleşmesinin karşı tarafı olan sigorta ettirene sigorta ettirdiği menfaatin riziko gerçekleştiği andaki gerçek ve somut zarar miktarı kadar sigorta tazminatı ödemekle yükümlüdür. Kasko sigortasında sigorta ettirenin rizikonun gerçekleşmesinde kusurlu olmasının ödenecek tazminat bedeli hesaplanmasında bir etkisi yoktur. Sigorta şirketi rizikonun gerçekleşmesi halinde araç sigortalı tarafından tamir ettirilsin ya da ettirilmesin ya da bir başkasına satılmış olsun meydana gelen gerçek zarar miktarından sorumludur. Önemli olan rizikonun ve hasarın meydana gelmiş olmasıdır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu aracın rayiç bedelinin 2.410.857,00-TL, kaza tarihi itibariyle 2. el rayiç bedelinin 1.267.426,00 TL, kaza tarihi itibariyle ve onarılmış haliyle 2. el rayiç bedelinin 1.070.000,00 TL, değer kaybına ilişkin fark bedelin 197.426,00 TL, 25 günlük tamir süresine göre gündeliği 1.100,00 TL’den araç mahrumiyet bedeli 27.500,00 TL, hasar bedelinin 494.806,42 TL olduğu mütalaa edilerek aracın sovtaj karşılaştırması sonucu pert addedilmesinin aracın durumuna uygun ve ekonomik olmadığı tespit edilmiştir. Gerçekten de aracın kaza tarihindeki piyasa rayiçleri itibariyle belirlenen kazalı değerine göre onarımının tespit edilen bedel karşısında daha uygun ve ekonomik olduğuna kanaat edilmiştir.
Bilirkişi tarafından tespit edilen hasar bedeli ile davalı şirketçe tespit edilen hasar bedelinin aynı olduğu, raporun bu yönüyle hükme ve denetime elverişli olduğu, davacının bu alacak kalemi yönünden bedel artırım talebi gözetilerek 494.806,42 TL’lik hasar bedeline ilişkin talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı her ne kadar dava açmazdan evvel davalı sigorta şirketine başvurmuş ise de sigorta şirketinin davacının tazminat talebini araç piyasa rayicine göre kabul ettiği ve fiyat teklifinde bulunarak trafikten çekme belgesinin teslimi halinde ödeneceğini belirtmiştir. Davacının bu teklifi kabul etmediğine dair ayrı bir ihtaratı bulunmadığından, davalı sigorta şirketi talebi açıkça reddetmediğinden davalının temerrüde düşmediği anlaşılmakla davacı yanca talep edilen faiz yönünden dava tarihinden itibaren hüküm kurmak gerekmiştir. İki tarafın da ticari işi kapsamında davacının talebini aşmamak kaydıyla avans faizine hükmedilmiştir. Yine aynı gerekçeyle davalı sigortacının ödeme teklifi gözetildiğinde hasar bedeline dair tazminat talebi kapsamında kendi kusuruyla yaşanan bir gecikme bulunmadığından TTK 1427 maddesi kapsamında şartları oluşmayan davacının ön ödeme talebine itibar edilmemiştir.
Davalı sigortacı tarafından sigortalı araçta kaza sebebiyle meydana gelen değer kaybı zararı, aracın kullanılamamasından doğan maddi zarar ve araç mahrumiyet bedeli kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmamaktadır. Poliçe kapsamında ikame araç teminatı bulunmayıp davacının da bu yönde iddiası bulunmamakla beraber ikame araç talebine veya talebin karşılanmadığına dair de iddia bulunmamaktadır.
Açıklanan gerekçelerle davacının kasko sigortası kapsamındaki doğrudan zararı olan hasar bedeline dair talebi sigortacının da tespit ettiği bedel itibariyle kabul edilmiş, sair maddi zarar, araç mahrumiyeti ve değer kaybı gibi dolaylı zararlardan davalı sigortanın sorumluluğu bulunmadığı kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; 494.806,42 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren, ticari reeskont faizini geçmemek kaydıyla, işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin araç mahrumiyet bedeli, maddi zarar bedeli, araç değer kaybı bedeli istemlerinin Reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 33.800,23-TL ilam harcından 85,39-TL peşin harç, 8.886,00-TL ıslah harcı toplamı 8.971,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 24.828,84-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 85,39 TL peşin harç, 8.886,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 9.052,09-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 72.272,90-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davanın kabul-red oranına göre 1.254,00-TL’nin davalıdan, 66,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, talimat, tebligat ücreti toplamı 1.107,80-TL ve 571,90-TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.679,70-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul (%95) durumuna göre 1.595,71-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 01/12/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”