Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/94 E. 2021/854 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/973 ESAS
KARAR NO:2021/885

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ:18/10/2018
KARAR TARİHİ:14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 12/10/2017 tarihinde emanet mal sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye binaen müvekkilinin “…”, “…” ve “… …” isimli tabloların satılmak amacıyla davalı şirkete teslim edildiğini, imzalanan sözleşmenin 8. maddesinde satış bedelinin belirtilen tarihte veya en geç müzayededen sonraki 45 gün içerisinde elden veya havale yolu ile ödenecektir ibaresi bulunduğu, 19/11/2017 tarihinde düzenlenen müzayedede tabloların toplam 1.255,75 TL’ye satıldığını, bu bedelden gümrük için ödenen masraflardan 11.315,98 TL’nin düşüldüğünü, ödenmesi gereken miktarın 1.243.759,02 TL olduğunu, davalının müvekkiline şu ana kadar 925.000,00 TL ödeme yaptığını, kalan 318.759,02 TL’nin ödenmemesi üzerine davalıya … 7. Noterliği’nin 28/08/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini ancak yine ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, fakat davalının takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile icra takibinin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yabancı uyruklu olması sebebiyle mahkemeye teminat göstermesinin şart olduğunu, davacının dayanak olarak gösterdiği Mal Teslim Sözleşmesinin dosyaya sunulan suretinde müvekkili şirkete ayrılan kısımda imza bulunup bulunmadığının belli olmadığını, bundan dolayı davacının sözleşme ilişkisini ve sözleşmeye dayandırdığı iddialarını kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının aktardığı gibi her durumda 45 gün içinde ödeme yükümlülüğü bulunmadığının da aşikar olduğunu, davacının ihtarnamede ve dava dilekçesinde talep ettiği tutarlarda açık bir çelişki mevcut olduğunu, müvekkili şirket aleyhine başlatılan takibin kötü niyetli olup davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının davaya konu talebi bakımından müvekkili şirkete usulüne uygun talepte bulunmadığını, ihtarname göndermediğini, temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden faize ilişkin talebin hukuka aykırı olduğunu, davacının delil olarak sunduğu Whatsapp mesajlarının delil olarak sunulmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, davacının tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 27/06/2019 tarihli celsesi, 5 ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 06/01/2020 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ:
1.Davalı yanın ticari defterlerini sunmaması hakkında takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
2.Dosyada bulunan ve içeriğine itiraz edilmeyen e-posta yazışmasında; dava dışı …’nın, davacıya komisyonlardan sonra 3 tablo ile ilgili ödenecek bedelin 1.255.075.00, TL, gümrüğe ödenen masrafın ise 11.315,98 TL olacağını, davacı …’a e-posta tarihine kadar 925.000,00 TL ödenmiş olduğunu belirtiği, bahse konu içeriğine itiraz edilmeyen e-posta yazışmasındaki bedellerin doğrulunun kabulü halinde; davacının alacağının (1.255.075,00 – 11.315,98 – 925.000,00)= 318.759.02 TL olacağı, dolayısı ile çıkan farkın davacının talebi ile bire bir örtüştüğü,
3. Özetle, davacının bakiye alacağına dayanak olan ve davalının davacı yana 925.000,00 TL ödeme yaptığı hususunda dosyada “tevsik edici bir ödeme belgesinin” olmadığı, davacı iddialarının kalanı farkın hesaplanması için ödeme belgeleri yönünden izaha ve ispata muhtaç olduğu, şayet davalı tarafından davacı yana iddia edilen 925.000,00 TL bir bedel ödenmiş ise bu ödemeye ilişkin tevsik edici belgelerin (banka dekontu veya tediye makbuzu) olması gerektiği, olası ödeme makbuzlarının aynı zamanda olası satış ve ödeme termini hakkında da kanaat oluşmasına neden olacağı görüşüne varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 08/10/2020 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 06/03/2021 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ:
Sayın Mahkemenizce incelenmesi istenen hususlarda yapılan inceleme tespit ve değerlendirmeler sonucunda, kök rapordaki görüşlerimizi koruyarak, aşağıdaki görüş ve kanaatler oluşmuştur.
1.Davalı yanın ticari defterlerini sunmaması hakkında takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
2.Davacı yan tarafından işbu raporumuzda sunulan ödeme belgelerine göre, davalının yaptığı ödeme toplamının 238.954,51 USD tutarında olduğu, tarafların işbu ödemenin varlığına ve miktarına itirazının olmadığı,
3.Dolayısı ile, Sayın Mahkemenizce dosyada mübrez e-posta yazışmalarındaki bedellerin doğrulunun kabulü halinde; davacının bakiye alacağının 318.759,02 TL olacağı, ancak davalı yanın tacir olması ve ticari defterleri incelenmeden salt sunulan vesika ile hesaplama yapılması hususundaki hukuki yorum ve takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 18/03/2021 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 03/06/2021 tarihli 2. ek raporunda özetle;
”SONUÇ:
Sayın Mahkemenizce incelenmesi istenen hususlarda yapılan inceleme tespit ve değerlendirmeler sonucunda, kök ve önceki ek rapordaki görüşlerimizi koruyarak, aşağıdaki görüş ve kanaatler oluşmuştur.
1.Davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davalı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu,
2.İncelenen ve elektronik ortamda sunulan davalı ticari defterlerinde davalı yanın davacı yana kök ve ek rapordaki olası bakiye borcunu ödediğine ilişkin bir kayıt veya tevsik edici belgeye rastlanmadığı, davalı tarafından dosyaya sunulmuş ödeme dekontunun da görülmediği,
3.Tarafların dosyaya sunduğu itirazların görüşlerimizi değiştirecek yeni bir unsur içermediği,
4.Diğer raporlarımızda da belirtildiği üzere; dosyadaki yazışmaların doğruluğunun kabulü halinde davacının olası alacağının 318.759,02 TL olacağı ve dosyada mübrez vesikalar ve davalı ticari defterlerinde bu bedelin ödendiğine dair herhangi bir vesikanın/kaydın görülmediği, bu hususun hukuki yorum ve takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, yönünde oluşan kanaatimi son takdir ve karar Sayın Mahkemenize ait olmak üzere arz ederim.” denilmiştir.
Dava komisyonculuk sözleşmesine dayalı alacak iddiasıyla yapılan takibe itirazın iptalidir.
Borçlar Kanunu 532-545 maddelerince düzenlenen komisyon sözleşmelerinden doğan davalara bakma görevinin TTK 4/1-c maddesi gereğince Ticaret Mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından yargılama devam edilerek nihai karar verilmiştir.
Davacının teminat alınması talebinin Kanada, Türkiye ile İngiltere arasındaki 28/06/l932 tarih ve 2045 sayılı Kanunla onaylanan ve 05/07/l932 gün ve 2l42 (Düstur no. III. Tertip, l3. Cilt (l089) 856,S.) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1931 tarihli “Mün’akit Müzahereti Adliye Mukavelenamesi”ne ilişkin sözleşme gereğince reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça ibraz edilen emanet sözleşmesi, mailler ve … mesajlaşmalarının kendilerine ait olup olmadığı soruları sorulmak üzere -belirlenen gün ve saatte hazır bulunması gerektiği , geçerli bir özrü olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulara cevap vermediği takdirde, isticvap konusu belgelerin kendilerinden çıktığını ikrar etmiş sayılacağı ihtarını içeren – isticvap davetiyesi davalı şirket yetkilisi …’in şirket adresine göre celbi için isticvap davetiyesi çıkartılmış, davalı şirket yetkilisi isticvaba katılmamış olmakla bu kanıtların kendilerinden çıktığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Emanet sözleşmesi, mailler ve … mesajlaşmaları hep birlikte değerlendirildiğinde “…”, “…” ve ” … …” isimli tabloların müzayede satılması ile 1.255.075 TL davacının alacaklı hale geldiği, 11.315,98 TL gümrüğe ödenen masraf ve geçici ithalat ve kesin ithalat masrafı ile 925.000 TL ödeme düşüldükten sonra davacının 318.759,02 halen alacaklı halde olduğu, bu miktarın ödeniğine ilişkin delil biraz edilmediği anlaşılmıştır.
İhtarnamenin tebliğ şerhi ibraz edilmemiş olup, kesin vadede bulunmadığından davalının takip ile temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Temerrüt faizi açısından ise TTK 1530/7 ticari işletmeler arasındaki alım satımlarda geçerli olduğundan, işleyecek faiz oranına itirazın avans faizi üzerinden iptaline karar verilmiştir.
Mahkememizce bu sonuca varılır iken davacının düzenlemiş olduğu ihtarname ile davalı yetkilisinin gönderdiği hesaplamaya ilişkin mailler arasında toplam borç miktarı ve ödenen miktar açısından çelişkili olması hususun tartışılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar bu belgeler arasında davacı kendi aleyhine olacak şekilde çelişki yaratmış ise de; ihtarnamediki toplam alacak miktarı olan 950.000 TL ile yine aynı belgedeki toplam ödeme miktarı olan 631.000 TL çıkartıldığında 319.000 TL sonuç alacak miktarı, davalı tarafın belgelerindeki 318.759,02 TL asıl alacak ile neredeyse aynı olup, davacı vekilinin 5. Celsedeki ihtarnamedeki bu farklılığın sehven yapıldığı beyanı hep birlikte değerlendirildiğinde sonuçta bakiye alacak miktarına bu hususun etki etmediği ve davalı tarafın belgelerindeki gibi olduğu anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
318.759,02 TL asıl alacak,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “3095 S.K.nun 2/f-2. maddesi hükmüne göre ise yukarıda belirtilen değişiklik tarihinden itibaren ticari işlerde Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faizi ile” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
2-318.759,02 TL’nin % 20’si olan 63.751,80TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Kötü niyet ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 21.774,43-TL karar ve ilam harcından 3.870,88-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 17.903,55-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

6-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 3.870,88-TL peşin harç olmak üzere toplam 3.906,78-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 30.763,13-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.955,75-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.945,11-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.14/10/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”