Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/85 E. 2023/182 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/85 Esas
KARAR NO : 2023/182 Karar
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 08.02.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Karayolları Genel Müdürlüğü nezdinde düzenlenen ihaleyle, yapımı davalı Adi Ortaklık tarafından üstlenilen … Projesi kapsamında, projenin … etabında … işleri davalı tarafından davacı müvekkili şirkete 24.04.2017 tarih, … numaralı sözleşmeyle taşere edildiğini, müvekkili şirketin, Anılan sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak geçen süre boyunca müvekkili şirkete fiilen görülen iş ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri eksik yapılmış olup, cari hesap kaynaklı alacağının ödenmediğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… E. sayılı dosyası kapsamında verilen kesin mühlet sonucunda şirketin önce iflasına karar verilmiş, ancak sonrasında istinaf incelemesi sonucunda verilen iflas kararı bozularak, şirketin faaliyetine devam etmesine karar verildiğini, müvekkili şirketin anılan sözleşme kapsamında yüklendiği işi tamamladığını ve davalıya teslim etti ancak, geçen süre zarfında kesinti yapılan ve el ödenen hakediş tutarlarını alamadığını/tahsil edemediğini, davalarının, ileride tespit edilecek nihai tutara artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, haklı davalarının kabulü ile davalı tarafından müvekkili şirkete ödenmemiş şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki hakedişin taraflarına dava tarihi itibariyle işletilecek olan faizi ile birlikte ödemeye mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 19/04/2023 tarihli cevap dilekçesini özetle; Davacı dava şartı olana ticari uyuşmazlıklarda başvurması zorunlu olana arabuluculuk yoluna başvurmadan davayı arz ve ikame ettiğini, müvekkil şirketin akdi bağ ve münasebet bulunmadığını, davanın esasına girilmeksizin davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davacının dava dışı ticari işletmeden herhangi bir hak ve alacağı kalmadığın, olup, bu husus taraflar arasında tanzim edilen protokol ile de hüküm altına alınmış ve davacı ibra etmiş olduğundan haksız ve iyi niyetten yoksun davanın esastan reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 12/02/2022 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle;
Mali İnceleme Neticesinde; Davacı yanın huzurdaki davayı, … İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi adına … A.Ş. üzerinden açmış olup, 06/05/2021 tarihli dilekçesi ile … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesinin de davalı olarak eklenmesini talep ettiği, davacı ile … İnşaatı Adi Ortaklığı arasında 24/04/2017 tarihinde akdedilmiş … Projesi Kınalı Odayeri (Bağlantı Yolları Dahil) Projesi Taşeron Sözleşmesi” nin akdedilmiş olduğu, davacının dava tarihi itibariyle kendi defterlerinde … İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesinden 1.006.896,22-TL alacaklı durumda olduğu, … İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesinin dava tarihi itibariyle kendi defterlerinde davacıya 10,37-TL borçlu durumda olduğu, taraflar arasındaki farkın (1.006.896,22TL – 10,37TL= 1.006.885,85TL ) olduğu, bu farkın davacının ticari defterlerinde kayıtlı, … İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi ticari defterlerinde kayıtlı olmayan, 2.996.520,49-TL lik alacak kaydı ile rapor içinde listesi verilen … İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi ticari defterlerinde kayıtlı, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 4.003.603,45.-TL lik borç kaydından kaynaklandığı, davacının huzurdaki davaya konu edilen … Projesi Kınalı Odayeri Projesi kapsamında taşere edilen iş ve buna bağlı olarak meydana gelen tüm hak ediş alacaklarına ilişkin taleplerinin aşağıda teknik inceleme kısmında değerlendirileceği, tarafımızca yukarıda rapor içinde iki tabloda, davalıda mevcut olup da davalıda olmayan 4.003.603,45 TL lik kayıtlar ile davacıda mevcut olup da davalıda mevcut olmayan 2.996.520,49.-TLJlik kayıtlar listelenmiş olmakla birlikte, bu iki tablodaki eşleşen kayıtları bulup, netleştirme yapılmasının mümkün olmadığı, bu yapılabilseydi, yani ( 4.003.603,45 -2.996.520,49 = ) 1.007.082,96TL olarak ortaya çıkan bu farkı oluşturan açıklama ve kayıtlar netleşseydi, teknik olarak bunların talep edilebilir olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle kolayca sonuca gidilebileceği,
Teknik Yönden Yapılan İnceleme ve Değerlendirme Sonrasında: Yukarıda detaylı izaha çalışıldığı üzere, Davacı/… Tic. Ltd. Şti. yetkilisi tarafından, Kesin Hakediş Raporu’nun gerek iç sayfalarının ve gerekse Kesin Hakediş Arka Kapağının itirazı kayıtsız kaşelenerek imzalanmış olup, davacı tarafça teminat adı altında haksız kesintiler yapılarak ödemelerin yapılmadığı beyan etmişlerse de, kesin Hesap Arka Kapağında bu kesintilere itiraz edilmeden Kesin Hesap Raporu imzalanmış olduğundan, davacı Taşeron Şirketin, Davalı Şirketten gerek imalat kalemlerinden ve gerekse kesintilerden herhangi bir alacağının olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerini itirazları değerlendirmek üzere bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 19/12/2022 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle;
Mali Yönden Değerlendirme Sonrasında: Rapor içinde açıklandığı üzere, kök rapordaki mali kanaatimizde herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir.
Teknik Yönden Değerlendirme Sonrasında: Kesin Hesap Raporu; İdarenin yükleniciye, yüklenicinin de idareye borçlu olup olmadığının ortaya konulması olup, yüklenici ile olan hesabın nihai anlamda kesilmesi niteliğinde olduğunu, Kesin Hakediş Raporunun gerek iç sayfaları ve gerekse hakediş arka kapağı; Davacı/… Tic. Ltd. Şti. yetkilisi tarafından ihtirazı kayıtsız olarak kaşelenerek imzalanmış olduğundan, kesin hakediş raporunu içeriği ile birlikte kabul edilmiş olup, dolaysıyla, Davacı – taşeron şirketin, davalı şirketten gerek imalat kalemlerinden ve gerekse kesintilerden herhangi bir alacağının olmadığı kanaatine varılmıştır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Davanın, davacı tarafından hak ediş alacağının tahsili istemli ticari nitelikte dava olduğu ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, dava dilekçesinin ekinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin bulunmadığı; davacı tarafça arabulucuya başvurmadan eldeki davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurulmuş olmasının dahi sonucu değiştirmeyeceği anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
(Aynı yönde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.hukuk Dairesi, 2019/2087 Esas, 2019/1476 Karar.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, 2022/1035 Esas, 2022/1599 Karar.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2022/962 Esas, 2022/1184 Karar.)
Her ne kadar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/3187 E, 2021/762 K sayılı ilamında, “somut olayda davacı vekili tarafından 28.05.2019 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış, yargılama devam ederken 12.07.2019 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ve tarafların uzlaşmadığına dair 06.08.2019 tarihinde tutanak düzenlenmiştir. … Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/… Esas sayılı dosyasında ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. … Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/… Esas sayılı dosyasında 13.02.2020 tarihinde tensip düzenlemiştir. Elde ki dosyada istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından Mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan arabuluculuk Yasası gereklerini “anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek Yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği, somut olayda HMK’nin 115/3. Maddesinde gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de; somut olayda her hangi bir görev sorunu olmayıp dava açıldıktan sonra arabuluculuğa başvurulduğu, Yargıtay 17 Hukuk Dairesi ilamında işaret olunan istisnai hususun somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- 6102 sayılı yasanın 5/A maddesi ile 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi delaletiyle 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-179,90-TL karar harcının peşin alınan 85,39-TL den düşümü ile kalan 94,51-TL nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, parasal miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır