Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/781 E. 2022/456 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/781 Esas
KARAR NO : 2022/456
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı … …’nun davalı … Ltd.Şti borcu bulunmadığını, davalının temlik sözleşmesi ile devraldığı ticari sebepsiz zenginleşme alacağı ile ilgili temel borç ilişkisinin ne olduğunu kanıtlaması gerektiğini, davalının müvekkili aleyhine ilamsız takip yoluyla takip başlatmış olup, takibi de usulsüz olarak kesinleştirip, haksız bir kazanç elde amacı içinde olduğunu, somut olayda uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi zorunlu olduğunu, temlik sözleşmesi 25.03.2020 tarihinde temlik eden ” … Ltd.şti’nin fiil ehliyeti ve hukuki varlığı olmadan sözleşme imzalandığını, temlik eden … Sanayi Ticaret Ltd. Şti. kuruluşundan sonra vergi dairesi tarafından yapılan yoklamalarda “gayrifaal ve adresinde bulunamadığından” bu şirketin mükellefiyet kayıtları kapalı ve re’sen terk ve bulunamadığından tüzel kişiliği oluşmadığını, tıpkı ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmadığı gibi tüzel kişiliği sona eren şirketinin de taraf ehliyeti bulunmadığını, neticeten; davacının borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetle açılan takibin iptaline, kötüniyetle hareket ederek müvekkilinin ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, takibi durdurularak ihtiyati tedbire karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; HMK.116 kapsamında işbölümü itirazı öncelikli olarak değerlendirilerek Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevine yönelik karar oluşturulmasını, davacı … …’nun ticari her hangi bir faaliyeti olmayan kendi halinde bir öğrenci olduğunu, davaya konu meblağ halen … Ağır Ceza Mahkemesinde İstinaf aşamasında olan bir dolandırıcılık davasına konu olup Müvekkili firma tarafından dava dışı … Ltd. Şti. hesaplarına yatırılan 783,900,00-TL mertebesindeki mal bedeli olduğunu, bu davada Davacının … tarafından müvekkil şirkete temlik edilen paranın neden kendisine ait olduğunu kanıtlamak zorunda olup şirketler arasında ticari bir faaliyet olsa da olmasa da davacının bir öğrenci olarak bu para üzerinde ne gibi bir hakkı bulunduğunu açıklaması ve kanıtlaması gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davalının temlik sözleşmesi ile devraldığı sebepsiz zenginleşme alacağına dayalı açtığı icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşme alacağından kaynaklandığı,bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde davacının tacir olduğuna dair bilgi ve belge de bulunmadığı, davacının tacir olduğuna dair araştırılacak bir beyanı da bulunmadığı, bu hali ile TTK 4. maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartının bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığından eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın, HMK 114/1-c maddesi gereğince USULDEN REDDİNE
HMK 20 madde gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde iki hafta içerisinde müracaat edildiği taktirde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
HMK 331/2 madde gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan bölümünün mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı 16/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”