Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/762 E. 2022/215 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/762 Esas
KARAR NO : 2022/215
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; … Ltd. Şti. tarafından davalı tarafa AR-GE Programı proje yazımı ve başvuru hizmetleri açısından danışmanlık hizmeti verildiğini, bu kapsamda taraflar arasında 21/07/2020 tarihinde sözleşme imzalanmış olup davacı tarafından verilen hizmete istinaden davalı tarafın 5.900,00-TL ana para borcu bulunduğunu, borçlunun söz konusu borcunu ödememesi üzerine müvekkili şirket tarafından ödeme yapılması hususu davalıya bildirilmekle bu doğrultuda taraflar 31/08/2020 tarihinde cari hesap mutabakatı yaptığını, ancak davalı taraf gerek yazılı gerekse de sözlü ihtarlara rağmen borcunu ödemekten kaçındığını, müvekkilin alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine 01/09/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazının iptali ile takibin 5.900,00 TL asıl alacak ve 920,20 TL işlemiş faiz alacağı bakımından devamını, davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde, 31.08.2020 tarihli Cari Hesap Mutabakat metni uyarınca müvekkil şirketin borcu kabul ettiği yönünde bir ifade yer alıyor olsa da mutabakat metni üzerindeki imza müvekkil şirket yetkililerine ait bulunmadığını, müvekkil şirket bir anonim şirket olup şirketin temsiline dair hususlar esas sözleşme ve iç yönergelerde belirlenmiş ve tüm basiretli tacir ve kamunun erişebileceği Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, bu nedenle hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte yetkisiz çalışan tarafından imzalanmış olduğu düşünülen cari hesap mutabakat metnine dayanarak müvekkil şirketin borcu kabul ettiği iddiası hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacının herhangi bir yükümlülüğü yürürlüğe girmemiş olup davacı nezdinde işbu sözleşmeden kaynaklı doğrudan veya dolaylı bir zarar meydana gelmediğini, bu bahisle müvekkil şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi hukuka aykırılık teşkil edecek olup adalet duygusunu zedeleyecek bir sonuca yol açacağını, davanın ve kötü niyet tazminatı talebinin reddini, yasal vekalet ücreti ve tüm yargılama masraflarının davacı üzerine tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki cari hesap alacağına ilişkin yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 313.maddesi gereğince sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olduğu, aynı yasanın 313/4. maddesine göre sulhun şarta bağlı olarak da yapılabileceği düzenlenmiştir.
Yine 6100 sayılı HMK’nun 315/1.maddesi “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK 331.maddesi uyarınca davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği belirtilmiştir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesinde, davadan feragat ya da davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınacaktır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraf vekillerinin 24.03.2022 tarihli dilekçeleri ile tarafların sulh olduklarını beyan ettikleri, bu doğrultuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istediklerini belirttikleri, davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davacı vekilinin sulh olmaya yetkili olduğu, davacı ve davalının vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığı, taraflar arasında sulhun mahkememizin ilk celsesi vuku bulduktan sonra gerçekleştiği saptanmaktadır. Bu nedenlerle davanın sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olması nedeniyle Karar Verilmesine Yer Olmadığına,
2-492 sayılı Yasanın 22.maddesine göre hesaplanan 2/3 oranındaki harç 53,80-TL’nin peşin alınan 82,38-TL harçtan mahsubu ile kalan 28,58-TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.25/03/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır