Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/755 E. 2023/807 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/755 Esas
KARAR NO : 2023/807
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin sigorta alanında danışmanlık hizmeti veren bir şirket olduğunu, Davalıların ana faaliyet alanı olarak elektrik enerjisi üretimi sektöründe faaliyet gösterdiğini, 02/05/2019 tarihinde davalıların … HES (Hidro Elektrik Santrali) isimli projesinde bir hasar meydana geldiğini, … projesi için liderinin … Sigorta Şirketi olduğu … sayılı birleşik sigorta poliçesiyle Maddi Hasar ve Kar Kaybı sigorta teminatı verildiğini, söz konusu sigorta poliçesinde adı yazılı sigortalı … A.Ş. daha sonra şirket birleşmesi neticesinde ticari faaliyetine 2 nolu davalı … A.Ş. olarak devam ettiğini, davalı … A.Ş. ise … A.Ş.’nin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, 02/05/2019 tarihinde meydana gelen riziko/hasar nedeniyle (dava dışı) sigortacılar ve (davalı) sigortalı arasında kar kaybı için ödenecek sigorta tazminatında dikkate alınacak gün sayısı ve dolayısıyla ödenecek sigorta tazminatının miktarı hususunda uyuşmazlık çıktığını, davalı … Holding A.Ş., sigortalı davalı … Yenilenebilir Enerji A.Ş. ile dava dışı sigortacılar arasında çıkan bahsi geçen uyuşmazlığın çözümünde teknik danışmanlık hizmeti almak için davacı şirket ile 25.12.2020 günü anlaşma yaptığını, taraflar arasındaki anlaşmada danışmanlık hizmeti ve ücret alacağının hesaplamasının: sigorta ekspertiz firmasının tespit ettiği 53 günlük kar kaybı süresine 7 güne kadar ilave yapılırsa 53 günü aşan kısım için sigorta tazminatının %3’ü + KDV’si ve eğer 53 günlük kar kaybı süresine 7 günden daha fazla süre ilave yapılırsa 53 günü aşan kısım için sigorta tazminatının %5’i + KDV’si oranında ücretin davacı şirkete ödeneceği kararlaştırıldığını, bu ücrete avukatlık ve/veya hukuki danışmanlık ücretlerinin dahil olmadığı açıkça ve özellikle belirtildiğini,
Davacı müvekkili kendisine tevdi edilen belgeleri incelemiş, vakıaları değerlendirmiş, davalı temsilcileriyle yaptığı müteaddit sözlü ve yazılı görüşmelerde teknik görüşlerini sunmuş, nihayet davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin ve sigortacı tarafından atanmış sigorta eksperinin katıldığı çevrim içi toplantıya iştirak ederek davalıya teknik destek vermiş ve neticeten sigorta ekspertiz firması olan … Ltd.Şti tarafından düzenlenen 31.12.2020 tarihli … sayılı Kesin Ekspertiz Raporu’nda riziko/hasar nedeniyle oluşan kar kaybı süresinin 65,5 gün olduğu kabul edilerek tazminat hesaplaması yapılmış ve davalı da dava dışı sigortacıdan 65,5 güne isabet edecek şekilde kar kaybı için sigorta tazminatı tahsil ettiğini, buna göre, kar kaybı süresi 53 günden 65,5 güne çıkmış olmakla, kar kaybı süresindeki artış 12,5 gün olmuş yani kar kaybı süresine 7 günden daha fazla süre ilave yapıldığını, buna göre, davacının ücret alacağının; anlaşmaya göre ana para 88.870,00 ABD Doları ve %18 KDV’si 15.996,60 ABD Doları = 104.866,60 ABD Doları toplam alacak mevcut olduğunu,
ücret alacağının tahsili için davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatmış ancak davalıların ödeme emirlerine haksız itirazı sebebiyle takip durdurulduğunu, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı her ne kadar davasını diğer davalı ile birlikte müvekkili şirkete yönlendirmişse de müvekkili şirketin iş bu davada taraf sıfatı bulunmadığını, Davacı ile diğer davalı arasında yapılan görüşmeler … A.Ş. yi temsilen yapılmış olduğundan davacı ile diğer davalı arasında yapılan anlaşma … A.Ş. ile akdedildiğini, öte yandan dava dilekçesinde müvekkili şirketin diğer davalı şirketin ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğu belirtilmişse de bu beyan gerçeğe aykırı olduğunu, ekli Hazirun Cetvelinde de görüleceği üzere, müvekkili şirket, diğer davalının ortağı olmayıp sadece yönetim kurulu üyesi olduğunu, dolayısıyla bu durumda müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsetmek usul ve yasaya uygun olmayacağını, müvekkil şirket ile davacı hukuki yahut ticari bir herhangi ilişki mevcut olmadığı gibi müvekkil şirketin, davacı ile de bir bağlantısı bulunmadığını, nitekim, müvekkili şirketin sorumluluğuna dair herhangi bir belge dosyaya sunulmadığını,
dava ile ilgisi bulunmayan müvekkili şirket yönünden davanın husumetten reddine, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın esastan reddine,
yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın, davalı müvekkil şirketin yerleşim yeri olmayan başka bir mahkemede açılması nedeniyle İstanbul Mahkemelerinin yetkisizliğine ve müvekkil Şirket merkezinin bulunduğu Denizli Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini, davacı, iddia ettiği şekilde müvekkil şirket yararına bir hizmet ve destek sağlayamamış olup, anlaşma kapsamında davaya konu edilen alacak hakkı doğmadığını, … de 02.05.2019 tarihinde beklenmeyen olaylar nedeniyle santral üniteleri devre dışı kalmış ünitelerin stop durumuna geçmesiyle yükleme havuzundaki su seviyesi aniden yükselerek dolusavak kanalına taşmaya başladığını, Dolusavak kanalında biriken su, dolusavak tahliye borusundan tahliye olamamış, Dolusavak tahliye tamamen dolmuş ve dolusavak yan duvarının yıkılması suretiyle santralin çalışmamasına bağlı olarak müvekkili şirket gelir kaybı yaşadığını, davacı ile anlaşma yapılmadan çok öncesinde, meydana gelen zararın tazmini için dava dışı sigorta şirketi ve/veya eksperi ile müvekkili şirket arasında görüşmeler yapılmış olup, sigorta tazminatı hesaplamasına esas bilgi ve belgeler, dava dışı sigorta şirketi ve/veya eksper ile paylaşıldığını, Müvekkil Şirkete ait santralde meydana gelen riziko nedeniyle, teminat altına alınan zararın tazmini için dava dışı sigorta şirketi ile yapılan görüşmelerde teknik danışmanlık hizmeti alınması amacıyla Davacı ile 25.12.2020 tarihinde anlaşma sağlandığını,
müvekkili şirket ile dava dışı sigorta şirketi ve/veya eksper ile yapılan tüm bu yazışmalar, görüşmeler ve paylaşımlar sonrasında santraldeki duruş süresinin 53 gün olduğu dava dışı sigorta şirketi ve/veya eksper tarafından 24 Aralık 2020 tarihli mail ile kabul edildiğini, burada duruş süresinin yazılı olarak da 53 gün olarak kabul edildiği 24 Aralık 2020 tarihinde henüz davacı ile müvekkil şirket arasında herhangi bir anlaşma yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından gönderilen bilgi ve belgeler çerçevesinde dava dışı sigorta şirketi ve/veya eksper tarafından Kesin Ekspertiz Raporunu düzenlenmiş olup, bu raporun ilk sayfasında ilk ekspertiz tarihinin 02.12.2020 olduğu, sonraki ekspertizin 09-10.12.2020 tarihlerinde yapıldığı, Denizli’de toplanıldığı ve 7 kez online toplantı düzenlenerek görüşmelerin tamamlandığı belirtildiğini, Davacının katıldığı ancak hiçbir katkı sağlamadığı 28 Aralık 2020 tarihindeki toplantı haricindeki hiçbir toplantıya Davacı katılmamış olup, yaşanan sürece hiçbir katkısı olmadığını, buna ek olarak Davacı’nın 25 Aralık 2020 tarihinde yapılan toplantı sonrasında sadece 3 günlük bir sürede dava dilekçesinde iddia ettiği miktarda müvekkil şirket lehine bir katma değer sağlaması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle, davacının teminat altına alınan zararın tazmini için dava dışı sigorta şirketi ile yapılan görüşmelerde teknik danışmanlık hizmeti vermediği açık olduğundan davacının müvekkili şirketten alacaklı olduğu iddiasıyla başlattığı icra takibinde ve buna bağlı olarak açtığı işbu davasında haklı olmadığını, davacı tarafından düzenlenen herhangi bir fatura bulunmuyorken müvekkil şirket aleyhine kdv ve ana alacak istemiyle başlatışlan takip usul ve yasaya aykırıdır.
davaya konu icra takinde tahsili talep edilen bedel, likit alacak olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, cevap ve itirazların kabulü ile haksız ve dayanaksız olarak açılmış olan işbu davanın reddine ve asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2021/… esas sayılı takip dosyasında teknik danışmanlık ücretinden kaynaklanan 15.996,60-USD KDV, 88.870,00-USD asıl alacak olmak üzere toplam 104.866,60-USD-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin … Holding’e 04.08.2021, … Yenilenebilir’e 08/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde 03/08/2021 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İnşaat Mühendisi, Akademisyen konu uzmanı ve sektör bilirkişi heyetinin 16/01/2023 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; Kar Kaybı ve İş durması Sigortalarında Tazminat Süresinin Hasarın meydana geldiği andan, ticari faaliyetind urma veya aksamasının tamamen giderildiği ana kadar geçecek süre olarak tanımlanmış olduğu, Sigorta Kesin Ekspertiz Raporunda; yeniden Inşa süreci (57,5 gün) + test üretimi süresi (8 gün) olmak üzere, Gelir Kaybına esas tam duruş süreşinin, toplam 65,5 gün olarak hesaplandığı (sigortalı yan, bugünden sonra üretimine devam ederek gelir elde etmeye başlamıştır) anlaşılmakla birlikte, teknik bilirkişisi tarafından irdelendiği üzere; 8 günlük test üretim süreci bakımından, Davacının; DSİ nezdinde herhangi bir girişiminin söz konusu olamayacağı gibi, anıları test sürecine; olumlu veya olumsuz herhangi bir müdahale veya katkısının da olamayacağı, dolayısıyla onun çabasıyla kar kaybı süresine ilave ettirilen bir süre olmadığı; oysa taraflar arasındakl anlaşmada davacının ekspertiz raporunda tespit ettirilen süre ilave ettirdiği süre üzerinden ücretin hesaplanacağının kararlaştırıldığı değerlendirilmekle, anlaşma kapsamında Davacı – Destek Risk tarafından talep edilebilecek Danışmanlık Hizmet Bedelinin ise 826.011,81 $ x 0.03 – 24.780,35 $ + KDV veya KDV dahil 29.240,81 $ ( – 24.780,35 $ x 1.18 ) olabileceği, davalı … Holding A.Ş.’nin sözleşmeye taraf olmaması nedeniyle borçlu sıfatını haiz olmadığı, uyuşmazlık konusu danışmanlık hizmet sözleşmesinin varlığında bir anlaşmazlık olmadığı, Davaya konu danışmanlık hizmet sözleşmesinin esaslı edimini oluşturan danışmanlık hizmetinin Davacı Destek Risk Sigorta Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi tarafından ifa edildiği belirtilmiştir.
İnşaat Mühendisi, Akademisyen konu uzmanı ve sektör bilirkişi heyetinin 22/08/2023 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle;
Süre ve Hesaplama Yöntemine ilişkin itirazlar bakımından yapılan incelemede : Öncelikle, Davacı taraf olmak üzere, tarafların Kök Rapora itirazları bakımından yeniden yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, Kök Raporda; herhangi bir değerlendirme veya hesaplama hatası tespit edilemediğinden, takdiri mahkeme ye ait olmak üzere; Kök Raporda değişiklik gerektirebilecek her hangi bir husus bulunmadığı,
Ancak Mahkemede 8 günlük test ( sekonder frekans kontrolü ) sürecinin de hesaplamalara dahil edilmesi gerektiği yönünde kanaat hasıl olduğu taktirde; (2 ) nolu Davalı – Sigortalı” ya ödenen Tazminat Tutarı 5.047.850 $ belirlenmiş olup, taraflar arasındaki 25.12.2020 tarihli Anlaşma kapsamında, arttırılan tam duruş süresi, 12.5 gün (=8 gün+4,5 gün) olarak hesaplandığını, anılan süre için kararlaştırılan komisyon oranı ise %5 olarak kararlaştırıldığını, bu durumda takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; Davacı – Destek Risk tarafından talep edilebilecek Danışmanlık Hizmet Bedelinin, KDV dahil 104.867,31 $ |- 5.047.850 $ 4 ( 65.5 gün – 30 gün )x 12.5 gün x%5 x1.18 KDV) olabileceği,
(1) nolu Davalı-… Holding’in sorumlulukları bakımından yeniden yapılan incelemede iki şirket arasında organik bağ bulunması, her iki şirketin de aynı kök unvana sahip olması yahut taraflar arasındaki yazışmaların bazılarının Holding çalışanı ile yapılmış olmasının davalı Holding’in diğer davalı ile birlikte davacıya karşı müteselsil sorumluğunun doğması için yeterli hukuki dayanak teşkil etmediği belirtilmiştir.
Dava, sigorta kapsamında gün sayısı ve tazminat miktarı konusunda verilen teknik danışmanlık hizmeti alacağının tazmini istemine ilişkindir.
Somut olaya gelindiğinde; davalı … A.Ş. ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında … … no.lu … sigorta poliçesi tahtında çıkan uyuşmazlığın çözümüne ilişkin yapılan sigorta tazminatı görüşmelerinde teknik danışmanlık hizmeti verilmesi konusunda davalılar ile davacı arasında anlaşma yapıldığı iddiasına dayalı olarak, bu anlaşmada belirtilen danışmanlık hizmeti ve ücret alacağının hesaplanma biçimi ile tutarına ilişkin hususlarda anlaşma sağlanamadığını, bunun üzerine alacağın tahsili için açılan icra takibine yapılan itiraz ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. (Hukuk Genel Kurulu 2017/657 E. , 2021/491 K.)
Davalı … Holding pasif husumet ehliyeti itirazında bulunmuştur. Dava konusu ihtilafa ilişkin ıslak imzalı bir sözleşme bulunmamaktadır. Sözleşme ilişkisi … Müdürü ile mail yazışmaları ile kurulmuştur. Davalı … Holding sözleşmenin tarafı olmadığı itirazını ileri sürerken davalı … Yenilebilir husumeti kabul etmektedir.
İşin uzmanı olan birimi olan – ki olayımızda risk grup müdürlüğü- ana şirketin bağlı-yavru-alt alt şirket adına görüşme yapılabilmesi ticari hayatın olağan akışına uygundur. Kaldı ki … Enerjinin yönetim kurulu başkanlığı, … Holding adına İdris Küpeli tarafından yürütülmektedir. Bağlı şirket olan … de kurulan sözleşmedeki husumeti kabul etmektedir. Sözleşmede üstlenen iş de, …’nin işidir. Tüm bu hususlara göre … Holding’in temsilci sıfatıyla sözleşmenin kurulmasını sağladığı ortadadır. Aksi durumun kabulü halinde ise zaten sözleşme konusu işin …’ye ait olması dışında …’yi sözleşmenin tarafı olmasını doğuracak bir neden bulunmamaktadır ki bu da …’yi sözleşmenin tarafı kılmaya yeterli olmayacaktır. Bu nedenlerle … Holding’in açısından pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
… icra dairesinin yetkine itiraz etmiştir. Takip arkadaşı … Holding’in adresi İstanbul ise de, … Holding takibe itiraz etmiş olup, takip arkadaşlığı nedeniyle İstanbul İcra Dairelerinin yetkisi bu nedenle doğamamaktadır. Davalı …nin adresi Denizli’dir. Davaya konu borç, götürülecek borç ise de davacı alacaklının adresi itibariye yetkili icra dairesi İstanbul … olacaktır. Ancak, sözleşmenin yapıldığı yer de yetkili icra dairesi olup, e-mail ile kurulan sözleşme ilişkisinde temsilci … Holding’in adresi Şişli/İstanbul olup, sözleşmenin Şişli’de kurulduğunun kabulü gerektiği, buna göre de icra dairesinin yetkisine itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuçta davacı ile davalı … arasında çözümü gereken son ihtilaf santralin yeniden faaliyete geçtiği 23.07.2019 tarihi ile …’nin santralin işletmeye alınmasına yazılı onay verdiği 31.07.2019 tarihleri arasındaki, tutulamayan sekonder frekans kontrolü nedeniyle devam eden gelir kaybında yapılan 8 günlük test süresi ilavesinin davacının prim alacağı hesabında dikkate alınıp alınmayacağı, sözleşmenin kurulmasına ilişkin maillerde geçen “ekspertiz firması tarafından tespit edilen 53 günlük kar kaybı süresi” ibaresinin “Alesta raporunda kabul gören 46 gün ile … onay süresi (test süresi) 7 gün (aslında 8 gün olan) toplamı” mıdır yoksa ” 7 günlük onay sürecinin, işin başında projelerin … tarafından incelendiği ve onaylandığı süre” mi olduğudur.
Bilirkişi kurulunun da beyan ettiği üzere bu 8 günlük test süresi açısından davacının her hangi bir müdahalesi veya katkısı olamayacağından komisyon alacağının hesabında bu sürenin dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça ibraz edilen uzman görüşünde ‘Alesta Ekpertiz raporunda tespit edilen 46 gün duruş süresine “test üretim süresi” (23.7.2019-30.07.2019) dahil değildir ve ekper tarafından bu 7 günlük süre için gelir kaybı tazminatı kabul edilmemiştir. …25.12.2020 tarihli ücret sözleşmesinde bahsi geçen 53 gün, Alesta raporunda kabul gören 46 gün ile DSİ onay süresi (test süresi) 7 gün toplamıdır’ görüşü beyan edilmiş ise de; bu sürenin test mi onay mı olduğu hususlarını da açıklayan ek rapordaki şu görüşe itibar edilmiştir :”Son olarak, Davacı tarafın itiraz dilekçesinde 8 günlük test süresinin, 53 günlük süreye dahil edildiği ve Uzman Görüşü Raporunda ise muğlak ve çelişkili bir şekilde 7 günlük test / onay inin 53 günlük süreye dahil edildiği belirtilmiş ise de test sürecinin farklı, onay sürecinin ise farklı aşamalar olduğu; 7 günlük onay sürecinin, işin başında projelerin … tarafından incelendiği ve onaylandığı süreyi temsil ettiği; test sürecinin ise iş bitiminde ve santraldeki üretimin enterkonnekte sisteme aktarılmadan önceki 8 günlük sekonder frekans kontrolü sürecini temsil başka bir deyişle 7 günlük proje onay sürecinin, 53 günlük ( – 46 gün * 7 gün ) süreye dahil edildiği, ancak 8 günlük test ( sekonder frekans kontrolü ) sürecinin ise 53 günlük süre içerisinde bulunmadığı değerlendirilmiştir.”
Buna göre davacının danışmanlık hizmet bedeli alacağının 826.011,81 $ x 0.03 – 24.780,35 $ * KDV veya KDV dahil 29.240,81 $ ( – 24.780,35 $ x 1.18 ) olduğu anlaşılmıştır.
Davalı …, davacı tarafın verilmesi gereken hizmetin doğru ve uygun şekilde davacı tarafından verilmediğini iddia etse de bilirkişi kurulunun da beyan ettiği gibi mailleşmelerde ifanın gereği gibi yapılmadığına ilişkin sübut bulunmadığı anlaşılmıştır.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötü niyet sabit olmadığından kısmen reddedilen miktarlar açısından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … Holding açısından pasif husumet nedeniyle REDDİNE
2- a-Davanın davalı … açısından davanın KISMEN KABULÜ ile davalı …’nin … İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı takip dosyasında
Yetkiye itirazın ve,
24.780,35 USD asıl alacak
4.460,46 USD % 18 KDV olmak üzere
toplamda 29.240,81 USD ve işleyecek faiz oranına itirazın iptaline, bunların dışında takibin ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
b- 212.436,98-TL ‘nin % 20’si olan 42.487,39-TL tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
c- Kötü niyet sabit olmadığından davalı tarafın bu talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 14.511,57-TL karar ve ilam harcının (11.010,68 TL peşin harç, 7.140,00 TL ıslah harcı toplamı olan) 18.150,68-TL harçtan düşümü ile artan 3.639,11-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 11.010,68 TL peşin harç, 7.140,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 18.209,98 TL harçtan, davacıya geri verilmesine karar verilen 3.639,11 TL harcın düşümü ile hesaplanan bakiye 14.570,87 TL’nin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 33.865,55-TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan … yönünden 103.892,38-TL nisbi, … Holding yönünden 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar tarafına verilmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 316,91-TL’nin davalı …’den, 1.043,09-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 10.043,75-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 2.340,40-TL’nin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”