Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/723 E. 2023/283 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/443 Esas
KARAR NO :2023/281

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/11/2015
KARAR TARİHİ:03/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında reklam hizmetine ilişkin sözleşme düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca reklam hizmetlerini yerine getirdiğini, ancak davalının bu hizmetlere karşılık bakiye 49.801,66-TL borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunduklarını, davanın Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, ayrıca yetki itirazında da bulunduklarını, zira sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, dolayısıyla davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İşbu davanın … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … K. sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydının yapıldığı, mahkemenin 02/03/2017 tarihli yetkisizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevdi edilerek 2017/443 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyası celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında sözleşmeden kaynaklanan 49.801,66-TL asıl alacak 4.745,48-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 54.547,14-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 14.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 15/09/2015 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, itirazın alacaklıya tebliğine dair evraka rastlanmadığı, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Talimat mahkemesince aldırılan Mali Müşavir bilirkişinin 25/10/2018 tarihli raporunda özetle; Davacı vekilinin 14/12/2017 tarihli beyan dilekçesinde yer alan adreste, davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin ibraz edilmemesinden dolayı, davacı ticari defter belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı bildirilmiştir.
Borçlar Hukukçusu ve Sektör bilirkişinin 15/11/2019 tarihli tarihli raporunda özetle; Sözleşmenin başlangıç tarihi olan 02.05.2013 tarihi ile feshedildiği 23.09.2013 tarihi arasındaki dönmede, davacının bu dönem içinde yaptığı yayınlar nedeniyle toplam yayın bedeli olan KDV dahil 99.603,328TL’lik tutarın ne kadarlık bir kısmına hak kazanmış olduğu hususunun hesaplanması kurulumuzun uzmanlığını girmediğinden, bu hususa ilişkin bir hesaplama yapılamamış ve dolayısıyla da davacının davalıdan, peşin olarak tahsil etmiş olduğu 49.801,664 TL’lik tutardan, daha fazla bir tutarı talebe hak kazanıp kazanamadığı hususunda bir kanaate ulaşılamadığı; bu husustaki hesaplamanın yapılması için kurulumuza bir Mali Müşavir bilirkişinin de atanmasının uygun olacağı yönündeki kanaatleri bildirilmiştir.
Borçlar Hukukçusu, Mali Müşavir ve Sektör bilirkişinin 17/09/2020 tarihli tarihli ek raporunda özetle; Davalı … A.Ş’nin sözleşme hükümlerini eksik olarak yerine getiren davacı … Ltd. Şti.’den 4.527,424 TL alacaklı olduğu, Tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeti taleplerinin değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatlerine varılmıştır.
Borçlar Hukukçusu, Mali Müşavir ve Sektör bilirkişinin 03/12/2021 tarihli tarihli ek raporunda özetle; Davacı tarafından talep edilen belgelerde heyetimizin bir önceki raporundaki görüşünü etkileyecek bir sebep bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı … A.Ş.’nin sözleşme hükümlerini eksik olarak yerine getiren davacı … Ltd. Şti’den 4.527,424TL alacaklı olduğu görüşümüzü tekraren tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatlerine ulaşıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, reklam hizmetine ilişkin faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
TBK 112. md.; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklindedir.
MADDE 114. md.; “Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir.” şeklindedir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında PTT şubeleri bünyesinde yer alan 744 adet PTT TV kanalında hafta içi mesai saatleri içerisinde reklam yapılmak üzere 30/04/2013 tarihinde ticari hizmet ilişkisi kurulduğu, davacının yüklenici olduğu, sözleşme bedelinin reklam yayını birim/sn ücreti 0.472 TL üzerinden 99.603,32 TL olarak belirlendiği, bunun %50’sinin başlangıçta avans olarak davalı yanca ödendiği, bakiyesinin uyuşmazlık konusu olduğu, bakiyenin yapılacak kesin hesap üzerine davacının keseceği faturadan 15 gün sonra ödeneceğinin belirlendiği, sözleşmenin 02/05/2013-31/12/2013 tarihleri arasında yaklaşık 8 ay süreyle (176 gün) geçerli olduğu, bu süre zarfında davacının günlük 109 adetten 176 gün için 19.184 adet spot yayın tekrarı yapması, her ay davacı yanca yayınların raporlanması üzerine anlaşıldığı, davalının sözleşmenin 9. maddesine dayanarak davacıya ihtarat çektiği, yayınların eksik yapılması veya bazı şubebelerde hiç yapılmaması nedeniyle davacıdan rapor istenerek sözleşme hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle feshedileceğinin hatırlatıldığı, davalının dava konusu bedeli içeren faturayı yasal sürede iade ettiği görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporu ve PTT kayıtlarına göre davacının 80 gün içinde 42.656 adet yayın yaptığı, bu sayının sözleşme kapsamındaki 19.184 adet yayın sayısını geçtiği ancak bakiye süre için yayın yapılmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın özü sözleşme kapsamındaki yayın sayısının belirlenen süre öncesinde tamamlanmasının sözleşmenin tamamının ifa edilmiş olması sonucunu doğurup doğurmayacağı noktasındadır. Davacı sözleşmenin bu suretle yerine getirildiğinden bahisle bakiye bedel için ilamsız takip başlatmıştır. Eskişehir’de başlanan takibe davalı yanca yapılan … Adliyesine dair yetki itirazı üzerine dosya … İcra Müdürlüğüne gönderilmiş, yeniden ödeme emri çıkarılarak süresinde itiraz edilmiştir. Sözleşmedeki yetki şartı İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiğinden yetkisizlik üzerine gelen dosyada yargılamaya devam olunmuştur.
Sözleşmenin 9. maddesi “İşbu sözleşme taraflarından birisi tarafından “esasa ilişkin nedenler”le ihlal edilmesi halinde diğer taraf ihlal eden tarafa ihlali yazılı olarak bildirmek ve düzeltilmesi için 5 gün süre tanımak zorundadır. İhlalin bu 5 gün içinde düzeltilmemesi halinde , bildirimde bulunan taraf sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerinden kurtulacak ve her iki taraf da yasal çözüm yollarına başvurma hakkına sahip olacaktır” şeklinde düzenlenmiştir. Davalının 23/09/2013 tarihli feshinin bu kapsamda geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi ve bakiye bedel yönünden ödemezlik definin yerinde olup olmadığının tartışılması gerekecektir.
Taraflar arasında davalının PTT ekranlarından reklamının gösterimi hususunda anlaşılmış olup reklam hizmetinin niteliği gereği esas amaç tanıtılan tarafın hedef tüketiciye hatırlatılmasıdır. Davalı, bu hizmetten yararlanmak için davacı ile olan sözleşmeyi imza etmiş ve her gün belli sayıda spot yayınlanarak nihai tüketiciye kendisini hatırlatmak, ürünlerini tanıtmak istemiştir. Sözleşme süresi 176 gün ve günlük spot adeti 109 olarak sözleşme ile belirlenmiş olmasına rağmen davacı üzerine düşen edimi bir an önce bitirmek ve ücretine hak kazanmak için günlük ve nihai olarak sözleşme adetini aşan sayıda 80 gün boyunca görsel yayını yapmış, bir kısım şubelerde tam bir kısmında eksik yayın yaparken bir kısmında ise hiç yapmamıştır. Bu durum taraflar arasındaki mail kayıtları ile de sabittir. Davalının sözleşmeden beklentisi tüm PTT şubelerinde belirli aralıklarla kendisini hedef tüketicisine ulaştırmak iken bu beklentinin daha az sayıda şubede ve daha az sürede gerçekleştirilmesi mümkün olmamıştır. Bu kapsamdaki davalı beklentisi sözleşmenin esaslı unsurunu teşkil etmektedir. Nitekim daha az sürede daha az insana tanıtılmış ve sözleşmedeki menfaati yerine gelmemiştir. Davacının fazladan dahi olsa üzerine düşen edimi kısa zamanda tüketmesi davalının sözleşme ile ulaşmak istediği amaç ve beklentisine uygun değildir. Davacıya ihtarat ile hatırlatılmasına rağmen aylık raporların da sunulmadığı gözetildiğinde davalının esaslı unsur kapsamında sözleşmesinin feshinde haklı nedene dayandığına kanaat edilmiştir. Sözleşmenin ifa süresi, spot yayın tekrarı ve yayın birim ücreti kapsamında bakiye süre yönünden davacının ücrete hak kazanmadığı, ifa ettiği edimin karşılığını başlangıçta avans olarak aldığı, eksik ifaya dayalı olarak davalının ödemezlik definin taraflara arasındaki sözleşmeye, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Takip çıkışı 54.547,14 TL olmasına rağmen davacı dava değerini 49.801,66 TL olarak göstermiş ise de dava dilekçesi talep sonucunda ilamsız takipte itirazın iptalini istediği, bu yönden asıl alacak ve işlemiş faizi ayırmadığı, açık olmayan talebinin yetkisiz Mahkemede somutlaştırılarak işlemiş faiz yönünden de eksik harcın tamamlandığı, dolayısıyla dava değerinin itirazın iptali istenen 54.547,14 TL’lik takip çıkışı kadar olduğu anlaşılmıştır.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Bu yönde tespit veya ispat bulunmadığından yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 179,90-TL maktu harcın 658,82-TL peşin harçtan düşümü ile artan 478,92-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan toplam 439,90-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası aslının iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.03/04/2023

Katip … Hakim ….
e-imza e-imza