Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/72 E. 2021/959 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO2021/72 Esas
KARAR NO:2021/959

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/02/2021
KARAR TARİHİ:08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında 2 adet Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının ise sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, davalı şirket ile akdedilen söz konusu sözleşmeden doğan mükellefiyete dâhil ödemelerin aksaması üzerine, hesapları kat edilmek suretiyle davalılara … 13. Noterliği’nin 11.10.2019 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini ve muaccel hale gelen borcun ödenmesinin talep edildiğini ancak ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, bu nedenle borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, davalılar tarafından icra takibine itiraz edildiğini, davalıların borca, faizine ve ferilerine yönelik itirazının yerinde olmadığını, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalılar davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Sözleşmeler, ihtarname, ihtarname tebliğ evrakı
3-Banka kayıtları
4-Davalı şirketin ortaklarını gösterir … kaydı
5-Davalının nüfus kayıt örneği
6-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmelerin, 12. maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” …..Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
Tüm bu açıklamalarla birlikte mahkemece yapılması gereken; alanında uzman bankacı bilirkişiden hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenip, bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp, kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacak bulunmasını ve bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve faizin gider vergisi işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarı ödemeler varsa tenkis edilerek saptanarak takip tarihindeki alacağın tespitini talep etmektir.
İstanbul Ticaret Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalının asıl borçlu şirketin ortağı olduğu görülmüştür.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmelerin 15.01.2016 ve 21.11.2016 tarihlerinde davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalı …’ın 15.01.2016 tarihli sözleşme için 100.000,00-TL, 21/11/2016 tarihli sözleşme için 500.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, 15.01.2016 tarihli sözleşme limitinin 500.000,00-TL’ye, 21.11.2016 tarihli sözleşme limitinin 2.000.000,00-TL’ye yükseltildiği, güncellenen sözleşme limitleri tutarında da kefalet imzasının bulunduğu görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından … 13. Noterliğinin 11.10.2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 14/09/2019 tarihinde iade edildiği, 23/10/2019 tarihinde “… mah … cad No:1 D.11 … …” adresine tebliğ edildiği, diğer davalı kefilin sözleşmedeki adresine 23/10/2019 tarihinde iade edildiği, 17/10/2019 tarihinde “… mah … cad No:1 D.11 … …” adresine tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere 7 gün süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren 7 eklenmek suretiyle 01.11.2019 olduğu görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan 107.176,51-TL asıl alacak 18.864,58-TL işlemiş faiz, 943,23-TL BSMV, 1.508,33-TL masraf olmak üzere toplam 128.492,65-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin kefile 22.02.2020, asıl borçluya 16.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde 02/03/2020 ve 21.10.2020 tarihlerinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.

Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişinin 06/08/2021 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı … Bankası A.Ş. ile davalı … Paz. İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. arasında; 15.01.2016 tarihinde 100.000,00 TL tutarlı Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve 10.02.2016 tarihinde 100.000,00 TL, 25.05.2016 tarihinde 100.000,00 TL ve 05.09.2016 tarihinde 200.000,00 TL, limit artırımı yapılarak sözleşme tutarının 500.000,00 TL’ye yükseltildiğini, 21.11.2016 tarihinde 500.000,00 TL tutarlı Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı ve taraflar arasında aynı tarihte 200.000,00 TL, 04.05.2017 tarihinde 550.000,00 TL ve 17.04.2018 tarihinde 750.000,00 TL limit artırımı yapılarak sözleşme tutarının 2.000.000,00 TL’ye yükseltildiğini, Davalı kefil …’ın 15.01.2016 tarihli sözleşmede 500.000,00 TL ve 21.11.2016 tarihli sözleşmede ise 2.000.000,00 TL tutarında kefalet imzasının olduğunu, sözleşmelerin Kefalet Beyanı bölümlerinin, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 583. Maddesinde belirtilen şartlara göre düzenlendiğini, söz konusu sözleşmelere istinaden davalı asıl borçlu şirkete, … no.lu taksitli ticari kredinin kullandırıldığını, davalı asıl borçluya ait mevduat hesap hareketleri ile krediye ilişkin davacı banka kayıtları incelendiğinde, … no.lu kredinin en son 12.06.2019 tarihli taksitinin ödendiği, sonrasındaki taksitlerin ise ödenmediğini ve davacı banka tarafından kredi hesabının kat edildiğini, davacı … Bankası A.Ş. Tarafından ihtarname keşide edilerek, kredi borcunun 10.10.2019 tarihi itibariyle kat edildiği ve kat tarihi itibariyle aşağıda detaylandırılan toplam 107.772,24 TL borcun 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin 23.10.2019 tarihinde Kavaklı Mahalle Muhtarlığı’na tebliğ edildiği ve 2 no.lu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığını, Davalı kefil …’a ait tebliğ evrakının ise muhatabın eşine 17.10.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, bu durumda ihtarnamede verilen 7 günlük sürenin dolmasıyla davalıların 01.11.2019 tarihinde temerrüde düştükleri kanaatine ulaşıldığını, kat tarihi itibariyle 107.735,36 TL asıl alacak tutarı hesaplandığını, neticeten dava konusu alacak tutarının, davacı … Bankası A.Ş. ile davalı asıl borçlu … İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmelerine istinaden kullandırılan … no.lu Taksitli Ticari Kredi borcundan kaynaklandığını, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 10.5. Maddesi uyarınca, davacı banka tarafından, T.C. Merkez Bankası’na yapılan bildirimdeki 9b 24,00 faiz oranı esas alınarak, yıllık %48,00 faiz oranı üzerinden temerrüt faizi talep edildiğini ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02.05.2019 Tarih, 2017/1650 E., 2019/507 K. sayılı emsal kararında bankalarca T.C. Merkez Bankası’na bildirilen ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınamayacağı ve sözleşmede temerrüt faiz oranı da belirlenmemişse, krediye fiilen uygulanan akdi faiz oranı esas alınarak temerrüt faiz oranının tespit edilmesi gerektiği görüşünde olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede temerrüt faiz oranının net olarak belirlenmediğini, kullandırılan taksitli kredi için düzenlenen ve taraflarca imza altına alınan ödeme planında da temerrüt faiz oranının kararlaştırılmadığını, bu durumda, dava konusu krediye uygulanan akdi faiz oranı yıllık %16,92 olduğundan, sözleşmenin 10.5. maddesi uyarınca %33,84 (=%16,92X2) faiz oranı üzerinden temerrüt faizi talep edilebileceğini, temerrüt faiz oranı ile ilgili olarak %33,84 faiz oranı üzerinden temerrüt faizi talep edilebileceği görüşünde olmakla birlikte Mahkemeye takdir imkanı sunmak üzere terditli yapılan hesaplama sonucunda, 19.02.2020 takip tarihi itibariyle; temerrüt faiz oranının %33,84 olarak esas alınması halinde, davacının Taksitli Ticari Kredi nedeniyle toplam 121.416,05 TL alacak tutarının bulunduğu, Temerrüt faiz oranının % 48,00 olarak esas alınması halinde, davacının Taksitli Ticari Kredi nedeniyle toplam 126.285,08 TL alacak tutarının bulunduğunu, takip talebinde ise 128.492,65 TL talep edildiğini, tespitleri aşan fazla talebin yerinde olmadığını, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerinde toplam 2.500.000,00 TL’lık geçerli kefaleti bulunan davalı …, davalı asıl borçlu ile birlikte 01.11.2019 tarihinde temerrüde düştüğünden, dava dışı asıl borçlu bakımından takip tarihi itibariyle hesaplanan temerrüt faiz oranının %33,84 olarak esas alınması halinde, 121.416,05 TL borç tutarından, temerrüt faiz oranının %48,00 olarak esas alınması halinde ise, 126.285,08 TL borç tutarından davalı kefil …’ın sorumlu tutulabileceğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme de davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefillerin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefiller şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edilmekle birlikte asıl şirkete yapılan tebligat her ne kadar iade dönmüş ise de sözleşmedeki adrese gönderildiğinin görüldüğü, bu hali ile tebliğ edilmiş sayılacağı, iade edilen asıl borçlunun sözleşmede yer almayan başka bir adresine de 23.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, kefillere başvurulabileceği, temerrüdün oluştuğu, temmerüt faizinin Yargıtay HGK’nun 2017/19-1650 Esas 2019/507 Karar nolu ilamı esas alınmak üzere davacının davalının kullandığı krediye uyguladığı akdi faiz oranın sözleşmenin 10/5 maddesi hükmü gereğince 2 katı esas alınnmak suretiyle (akdi faiz %16,92) temerrüt faizinin %33,84 olacağı, takip talebinde her ne kadar masraf talebi olsa da masrafa ilişkin delil sunmadığı, bu talebin ispatlanmadığından reddi gerektiği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun Yargıtay HGK kararı doğrultusunda faiz hesaplamasının yapıldığı birinci seçeneğinin hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek ;
İcra İnkar Tazminatı yönünden; Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline; takibin 107.176,51-TL asıl alacak, 12.124,96-TL işlemiş faiz, 606,25-TL BSMV olmak üzere toplam 119.907,72-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33,84 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 23.981,54- TL icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 8.190,90-TL harçtan, peşin alınan 1.552,70-TL harç mahsup edilerek kalan 6.638,20-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.552,70-TL peşin harç, 59,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.612,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.341,23-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 873,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 814,67-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.231,81-TL’nin davalıdan, 88,19-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır