Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/712 E. 2023/234 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/712 Esas
KARAR NO : 2023/234
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşeronu olan davalı şirketten 05.11.2008 tarihli sözleşmeye dayalı olarak temizlik personeli hizmet aldığını, sözleşme kapsamında işyerinde çalıştırılan … tarafından …. İş Mahkemesinde … Esas sayılı dosyada ücret ve tazminat alacaklarının tahsili amacıyla dava açıldığını, davacı işçi lehine 10.968,47-TL kıdem tazminatı, 3.118,03-TL ihbar tazminatı, 14.514,48-TL fazla mesai ücreti ve 296,57-TL yıllık izin ücret alacağına hükmolunduğunu ve yargılama giderlerinin davalılar tarafından müteselsilen ödenmesine karar verildiğini, dava dışı içinin alacakların tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyada icra takibi başlattığını, icra tehdidi ile 09.04.2021 tarihinde 46.739,12TL’nin ödenmek zorunda kalındığını, yapılan ödeme dolayısıyla davalı firmaya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğ edilemediğini, davalıya karşı …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyada icra takibi başlatıldığını, borca itiraz sonucu takibin durduğunu, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinde dava dışı işçinin işçilik alacaklarından yüklenici firmanın sorumlu olduğunun düzenlendiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
…. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası (dava dışı işçinin işçi alacağı) ile ödemeye yönelik … İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı (dava dışı işçinin başlattığı) takip dosyası ve …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı (davamız konusu) dosyalarının UYAP üzerinden celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2021/… Esas sayılı takip dosyasında 46.739,12-TL asıl alacak 400,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 47.139,12-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 25/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 28/05/2021 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı bilirkişinin 01/06/2022 tarihli raporunda özetle; Dava dışı … ‘dan dolayı 09.04.2021 tarihinde ödenmek zorunda kalınan 46.739,12-TL’nin davalı firma sorumluluğunda olduğu, icra inkar tazminatı ve oranına ilişkin hususun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı bilirkişinin 08/11/2022 tarihli ek raporunda özetle; Dava dışı … ‘dan dolayı 09.04.2021 tarihinde ödenmek zorunda kalınan 46.739,12-TL’nin davalı firma sorumluluğunda olduğu, söz konusu tutara 09.04.2021 tarihinden dava tarihine kadar tarafların tacir olması hasebiyle avans faizi işletilmesi gerektiği, Ödenen tutara ödeme tarihinden dava tarihine kadar işletilen avans faizinin 4.356,34TL ve davanın açıldığı tarihteki alacağın anapara + faiz (46.739,12 + 4.356,34) = 51.095,46-TL olduğu, İcra inkar tazminatı ve oranına ilişkin hususun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da, anılan madde hükmü uyarınca davacı ile davalı arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl (üst) işveren, davalı (alt) işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar.
İç ilişkide (alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide) ise, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Nitekim, TBK’nın 167. maddesinde “Aksi karşılaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Yani, müteselsil sorumlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davada ileri sürülen alacak, davacı şirketin dava dışı işçi … için …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında ödemeye ilişkin …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasında davacıdan tahsil edilen alacağın davalı şirketten rücusuna ilişkin başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyasında ödediğini beyan ettiği işçilik haklarından kaynaklanmaktadır. Rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde rücu edilebilecektir.
İşçilik alacağına dair …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen 04/02/2021 tarihli karar ile, davacı işçi yararına 10.968,47-TL kıdem tazminatı, 3.118,03-TL ihbar tazminatı, 10.000,00-TL fazla mesai ücreti ve 296,57-TL yıllık izin ücret alacağına, yargılama nedeniyle 1.249,19 TL harç, 4.080,00 TL vekalet ücreti, 1.138,41 TL yargılama gideri, 680,00 TL arabuluculuk ücretine hükmedilmiştir. Dava dosyamız taraflarına karşı ikame edilmiş olup ilgili Mahkeme bu taraflar arasındaki alt işverenlik ilişkisini kabul etmiş, neticeten işverenler hükmedilen miktarlar nedeniyle müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
Bahsi geçen ilam karşılığı dava dışı işçi tarafından toplam 40.224,10-TL takip çıkışı üzerinden …. İcra Müdürlüğünün Esas sayılı dosyası ile ilamlı takip başlatılmıştır. Dosya borçlusu olarak her iki işveren gösterilmiştir. Her iki işverenin takipteki miktarlara, asıl alacak ve ferilerine yönelik bir şikayeti olmamış, ilamın icrası tehir edilmemiş, davacı asıl işveren borcu kabul ederek 09/04/2021 tarihindeki miktara göre 46.739,12-TL ödeme yaptıktan sonra …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı icra dosyasıyla 46.739,12-TL asıl alacak, 400,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 47.139,12-TL üzerinden ilamsız takip başlatmış, davalının itirazı üzerine takip durmuş ve huzurdaki dava ikame edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Yine işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti açısından da davacının davalıya bu alacağını da rücu edebileceği Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin içtihatları ile bellidir.
Taraflar arasında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmesi incelendiğinde;
davalının sözleşmeyi Mis Servis .. A.Ş. ünvanıyla 05/11/2018 tarihinde imza edildikten sonra ünvanını M Tesis olarak değiştirdiği,
Sözleşmenin 2. maddesinde sözleşmenin konusunun tanımlandığı,
“Müteahhidin-Şirket’in Yasal ve Akdi Sorumlulukları” başlıklı 7. maddesinde; “… İşyeri
kurallarına uymayan veya iş disiplinine aykırı hareket eden Genel Hizmet Müteahhidinin (davalı yüklenici alt işveren) işçileri
Şirket (davacı asıl işveren) yetkililerinin sözlü ve yazılı uyarısı üzerine Genel Hizmet Müteahhidi tarafından cezalandırılır,
gerekirse işyerinden uzaklaştırılır. Bu durum nedeni ile oluşacak kıdem tazminatı yükümlülüğü Genel
Hizmet Müteahhidi tarafından karşılanır.
Genel Hizmet Müteahhidi çalıştırdığı işçilerin ücretlerini ve yasal haklarını kanunlara
uygun olarak eksiksiz tam olarak ve zamanında verecektir. Genel hizmet müteahhidi çalıştırdığı
işçilerin SSK prim ve maaş ödemelerini aylık periyodlarla Şirket’e belgelendirecektir.” şeklinde
düzenlendiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinde işçilik alacaklarından yüklenici konumundaki alt işverenin
sorumlu olduğunun düzenlendiği, dava dışı işçi … ’ın …. İş Mahkemesinde
… E … K sayılı dosyasındaki işçilik alacaklarının sadece davalı firmada geçtiği hizmet
sürelerine ilişkin olduğu, bu yönleri ile tüm işçilik alacaklarından ve bunlardan kaynaklı yargılama
giderlerinden alt işverenin sorumlu olması gerektiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki rücu ilişkisinin, kimin ne miktarda sorumlu olduğunun sözleşme ile belirlendiği, sözleşme özgürlüğü kapsamında sorumluluğunun alt işverene yüklenmesinde yasal düzenlemelere aykırı bir durum bulunmayıp bu yönde itiraz da bulunmadığı, icrası tehir olunmayıp yine icrası için kesinleşmesinin beklenmesi gerekmeyen bir ilamlı icra takibine muhatab olan davacı asıl işverenin borcunun ve dolayısıyla sorumluluğunun artmaması için harekete geçmeyen diğer müteselsil sorumlu davalıyı beklemeksizin yaptığı ödemenin tamamını davalıya rücu edebileceği, davacının işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, sadece icra kanalıyla ödenen asıl alacağın dava konusu edildiği, ödenen miktar yönünden uyuşmazlık doğmadığı, fazladan veya gereksiz ödemeye dair itiraz olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek davalının davacı tarafça başlatılan ilamsız takibe itirazının asıl alacak yönünden iptaline hükmedilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, rücuya tabi ödeme iin başlatılan takipte takip çıkışının her iki borçlu tarafından açıkça öngörülebileceği, sorumluluğun da ilma adayalı olduğu, yapılan ödemenin icra dosyasından açıkça görüldüğü, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın 46.739,12 TL’lik asıl alacak üzerinden iptaline ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatı 9.347,82-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 3.192,75-TL karar ve ilam harcından 562,49-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 2.630,26-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 562,49-TL peşin harç olmak üzere toplam 621,79-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 858,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/03/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza