Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/701 E. 2023/202 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/701 Esas
KARAR NO : 2023/202
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 08.08.2012 tarihli Otobil Müşteri Sözleşmesi tanzim ve imza olunduğu, davalı/borçluya … seri numaralı, 30.09.2018 tarihli fatura gereğince 08.10.2018 tarihi itibariyle muaccel olmuş vade farkı hariç KDV dahil 10.852,96-TL’lik anapara borcunun müvekkili şirket hesabına ödenmesi, aksi halde münakit sözleşmenin feshedileceği, borçlu aleyhine icra takip işlemlerine başlanacağı ve alacak davası ile tazminat davaları olmak üzere hukuki yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine 30.09.2018 tarihli 10.582,96TL bedelli faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun ödeme emrinde yer alan alacak konusu ile ilgili herhangi bir borcunun olmadığını iddia ederek yetkiye, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, vaki itiraz nedeniyle icra takibinin durduğunu, davalı/borçlunun haksız itirazı nedeniyle, müvekkili şirketin her geçen gün alacağından mahrum kaldığını, bu nedenle İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalının takibe, borca, faize, faiz oranına, işlemiş faize, ferilerine ve yetkiye yapmış yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamını, davalının kötü niyetli olarak yapmış olduğu itiraz neticesinde icra takibinin durmasına sebep olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde yer alan 22.142,42-TL tutarındaki borç için tebliğ edilen ödeme emrine karşı sundukları itirazlarından birinin de borca itiraz olduğunu, müvekkilinin takip talebinde bahsedildiği gibi bir borcu olmadığını, ayrıca yapılan faiz hesaplaması da hatalı olduğu için tutarın bu kadar yüksek çıktığını, müvekkili firmaya tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin itirazlarını sunmaları üzerine huzurdaki ‘itirazın iptali’ davasının mahkemenizde görüldüğünü, müvekkilinin ödeme emrinde belirtildiği gibi bir borcu olmadığını, buna rağmen yapılan faiz hesaplamasının da açıkça hatalı olduğunu, ödeme emrinde de görüleceği üzere işletilen faiz oranının %42 olarak uygulandığını, müvekkili firmayla davacı karşı taraf arasında imzalanan Otobil sözleşmesinde faiz konusunun aylık %2 gecikme faizi +KDV olarak kararlaştırıldığını, ancak müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrinde asıl alacak olan 10.852,96TL için 3095 sayılı Yasa uyarınca T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı yıllık %42 oranında faiz uygulandığı ve toplam alacağın 22.142,42-TL olduğu, yapılan hesaplamanın yanlış olması ve yanlış faiz oranı uygulanması nedeniyle müvekkilinin haklı olarak takibe itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 10.852,96-TL asıl alacak 11.289,42-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.142,42-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 10/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 13/04/2021 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 20/09/2022 tarihli raporunda özetle; VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64’e göre tutulması gereken davacı şirketin 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, 6102 sayılı TTK m.64’e göre kapanış tasdikine tabi olan ilgili yıllara ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin de yasal süresinde yaptırıldığı, davalı şirketin 2018 yılına ait yevmiye defteri ile defter-i kebir suretleri ve işbu defterlerin açılış-kapanış beratları flash bellek ile dosyaya sunulmuş olup (envanter defteri tasdikine ilişkin belge sunulmamıştır); VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64’e göre tutulması gereken davacı şirketin 2018 yılına ait olarak sunduğu ticari defterlerinin ( yevmiye defteri ile defter-i kebir) 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığı; 6102 sayılı TTK m.64’e göre kapanış tasdikine tabi olan 2018 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin de yasal süresinde yaptırıldığı, davacı şirketin ticari defterlerinde, takip konusu faturanın kayıtlı olmadığı; takip tarihinden önceki taraflar arasındaki son işlem tarihi (12/02/2020) itibariyle davalı şirketin davacıya 186,01-TL borcunun kayıtlı olduğu; davalının bu borç tutarı içerisinde takip konusu fatura bedelinin yer almadığı, takip konusu faturanın da kayıtlara alınmış olması halinde ise 12/02/2020 tarihinden itibaren dolayısıyla da takip tarihi itibariyle davalının borcunun 10.768,97-TL olarak kayıtlı olması gerektiği, takip konusu faturanın e-fatura niteliğinde tanzim edildiği ve elektronik ortamda davalıya gönderilmiş (tebliğ edilmiş) olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde, takip konusu faturanın 2018 yılı yevmiye defterinin 7255. yevmiye maddesinde davacı şirketin (… hesabının) alacağına kayıtlı olduğu; Davalı şirketin … ana hesabının altında … tali hesabında takip ettiği davacı şirkete 31/12/2018 tarihi itibariyle 1.201.069,87TL borçlu olduğu, ayrıca … ana hesabının altında … tali hesabında takip ettiği davacı şirkete 31/12/2018 tarihi itibariyle 8.041,11 TL borçlu olduğu, davalı/borçlu şirket vekilinin icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde; “… Alacaklı görünen tarafa müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmadığı, takip konusu tutarın müvekkili borçlu tarafından alacaklıya ödendiği,” belirtilmişse de takip konusu fatura bedelinin ve/veya taraflar arasındaki cari hesap kayıtlarından kaynaklı borç tutarının (kendi defterlerinde 31/12/2018 tarihi itibariyle kayıtlı olan bakiye borçlarının tamamının) takipten önce ödendiği yönünde herhangi bir belge veya 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin sunulmadığı; yapılan tespitler neticesinde; takip konusu 30/09/2018 tarihli 10.852,96TL bedelli faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmamakla birlikte davalının defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş olup, söz konusu fatura bedelinin talep edilip edilemeyeceğinin değerlendirmesinin Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu; huzurdaki davaya konu takipte takip öncesi dönem için 11.289,46TL İşlemiş Faiz ve %42 yıllık faiz oranı talep edildiği; taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre temerrüt faizinin aylık %2 dolayısıyla yıllık %24 oranında talep edilebileceği; Sayın Mahkemenizce takip konusu fatura bedelinin talep edilebileceğinin kabul edilmesi halinde, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre tespit edilmiş olan “işbu faturanın muaccel hale geldiği 08/10/2018 tarihinden” takip tarihine (02/04/2021) kadar olan süre için akdi faiz (%24) oranı üzerinden hesaplanan 6.472,53TL tutarındaki işlemiş faizin de talep edilebileceği bildirilmiştir.
Talimat mahkemesince aldırılan Mali Müşavir bilirkişinin 09/12/2022 tarihli raporunda özetle; … Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığının, rapor aldırtmak maksadıyla göndermiş olduğu 2021/… Esas Sayılı dosyasının, … Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığınca 2022/… Talimat Numarasıyla kayda alındıktan sonra tarafıma tevdi edilen dosya muhteviyatı belgeler içerisinde yer alan davalı şirkete ait 2018 Yılı Yevmiye Defterine ilişkin edefter kayıtlarının yer aldığı flaş bellek ile … Vergi Dairesi Müdürlüğünden temin ettiğim 2019-2020 ve 2021 yıtlarına dair Kurumlar Vergisi Beyannamelerini incelemem neticesinde, raporumun “B” bölümünde maddeler ve ayrımlar halinde sıralamış olduğum çıkarımlarımın ışığı altında, davacı şirketin talep ettiği borca ilişkin dayanak olarak gösterilen faturanın 2018 yılı yevmiye kayıtlarında açık hesap kredili olarak işlenmiş olması, 31.12.2018 tarih ve … No.lu Kapanış Maddesinde de 8.041,11-TL’si tutarında borcun olduğu, ancak ilerleyen yıltar itibariyle 320- Satıcılar Hesabında görülen toplam tutardaki azalış nedeniyle söz konusu borcun ödenip ödenmediği tespit edilememiştir. Netice itibariyle, davalı şirketin, davacı şirket tarafından talep edilen alacağı ödediğine dair kabul edilebilir ödeme belgelerini gösterememesi durumunda, davalı … San. Ltd. Şti.’nin, davacı … A.Ş’ne 31.12.2018 tarihi itibariyle 8.041,11-TL’si tutarında borcu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki 08/08/2012 tarihli otobil müşteri sözleşmesine dayalı fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında 08/08/2012 tarihli Otobil Müşteri Sözleşmesi tanzim edildiği, işbu sözleşmeye ilişkin olarak davacı tarafından 2.2.3 madde uyarınca fatura düzenlendiği, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı ve 2018, 2019, 2020 ve 2021 ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunun görüldüğü, davalı şirketin 2018 yılına ait yevmiye defteri ile defter-i kebir suretleri ve işbu defterlerin açılış-kapanış beratları flash bellek ile dosyaya sunulmuş olup, envanter defteri tasdikine ilişkin belge sunulmadığını, yapılan tespitler neticesinde takip konusu 30/09/2018 tarihli 10.852,96-TL bedelli faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmamakla birlikte, davalının defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat mahkemesince bilirkişi raporu aldırıldığı, yapılan tespitler neticesinde, davalı şirketin, davacı şirket tarafından talep edilen alacağı ödediğine dair kabul edilebilir ödeme belgelerini gösterememesi durumunda, davalının, davacıya borcu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacının takibe dayanak faturası davalıya tebliğ edilmiş, davalı defterine fatura kaydedilmiş, ancak karşılığının ödendiği görülmemiştir. Dava konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olması aradaki sözleşme ilişkisi ile mal/hizmet alımının gerçekleştiğine karine olduğundan karşılığı olan davacı ücret talebinin ödendiğini ispat yükü davalı üzerinde olacaktır. Davalının bu yönde bir delili olmamakla birlikte defter kayıtlarından ödediği bir bedel de tespit edilememiştir. Dolayısıyla takibe konu faturanın 10.852,96 TL’lik asıl alacağa dair borçlu itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı asıl alacak için sözleşme hükmü uyarınca aylık %2 oranında işlemiş faiz talebi bulunmaktadır. Taraflar tacir olduğuna göre faiz oranı geçerlidir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.2.3 maddesi uyarınca faturanın düzenlendiği tarihe göre takip eden ayın 8. günü olarak fatura vadesinin 08/10/2018 olarak tespiti gerekmektedir. Bilirkişi tarafından bu tarih doğru olarak tespit edilmiş ise de işlemiş faiz talebi yönünden takip tarihi yanlış belirlenmiştir. 02/04/2021 takip tarihine göre bu husus ek rapor gerektirmeyip resen gözetilebileceğinden;
10.852,96 TL(asıl alacak) X 904 (08/10/2018 vade- 02/04/2021 takip arası gün sayısı) X 24 (aylık %2’den yıllık faiz oranı) /36.500 = 6.451,12 TL olarak hesaplanması gerekecektir. Bu yönüyle takipteki işlemiş faiz miktarı düzeltilmiş, bu yönden fazlaya dair istem reddedilmiştir.
Davacı her ne kadar fatura bedeli için vade farkı talebinde bulunmuş ise de tek taraflı düzenlenen faturaya şerh edilen vade farkı açıklamasının taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmemiş olduğu gözetildiğinde davalıyı bağlamaması gerekecektir. Bu nedenle aylık %1,5 oranı eklenerek alacaklı yanca belirlenen ve itiraza uğrayan %42 faiz oranı düzeltilmekle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, kısmen kabul edilen miktarın davalı defterlerinden açıkça görüldüğü, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabul edilen miktar üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Bu yönde tespit veya ispat bulunmadığından, reddedilen kısım faiz istemine ilişkin olduğundan yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 10.852,96 TL asıl alacak, 6.451,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.304,08 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %24 oranında faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin Reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 3.460,82 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin Reddine,
4-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.182,04-TL karar ve ilam harcından 267,43-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 914,61-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 267,43-TL peşin harç olmak üzere toplam 326,73-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.838,34-TL (red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.889,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.476,63-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.031,57-TL’nin davalıdan, 288,43-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının resen ilgilisine iadesine,
Dair, kabul ve reddedilen miktarlar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/03/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza