Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/683 E. 2023/174 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/683 Esas
KARAR NO : 2023/174
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 06/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından … poliçe numaralı Elektronik Cihaz Sigorta Poliçesi ile dava dışı … A.Ş. adına sigortalı “… Cad. … Kat … /İstanbul” riziko adresinde kain işletmesinin elektronik cihaz risklerini teminat altına aldığını, dava dışı sigortalıya ait riziko adresinde 27.12.2019 günü takip borçlusu şirketin sorumluluğunda bulunan bölgede şehir şebeke elektriğin geriliminde yaşanan aşırı düşme nedeniyle … Marka … model kesintisiz güç kaynağı bozulduğunu, eksper tespiti akabinde mevcut poliçe hükümleri gereği tenzili muafiyet 22.01.2020 tarihinde 585,00 USD sigortalıya ödendiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalının icra takibine vaki haksız itirazlarının iptali ile icra takibindeki miktar üzerinden takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı, ticari faiz, yargılama harç ve masrafları eklenerek takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, iddia olunan hasarın tazmini için mevzuatın öngördüğü şartlar, ihtilaf konusunun olayda mevcut olmadığını, iddia olunan hasarın davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ait elektrik tesisatından kaynaklandığını, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin 15/1-b maddesi, “Dağıtım sistemine bağlı tüketiciler açısından, bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan tesis ve teçhizat tüketicinin mülkiyetindedir.” denildiği, iddia olunan zarar ile davalı müvekkili şirketin dağıtım faaliyeti arasında illiyet bağının bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı yanca sunulan ekspertiz raporunun taraflarınca kabulü ve hükme esas alınması mümkün olmadığını, davacı yanca talep konusu edilen meblağ fahiş olup iş bu meblağın tespitinde hangi kriterlerin esas alındığının açık olmadığını, meydana gelen hasardan dolayı fatura edilen hasar bedelinin davacı sigorta şirketince yeterince titizlikle incelenip araştırılmadan ödendiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı takip dosyasında 585,00 USD alacak, 10,34 USD olmak üzere toplam 595,34 USD üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 12/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 12/11/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Makine Mühendisi ve Elektrik Mühendisi bilirkişilerin 15/08/2022 tarihli heyet raporunda özetle; Davacının sigortalısına ait işyerinde dava konusu … marka, … seri numaralı … cihazının hasar görmesinde davalının sorumluluğunun olmadığı, dava konusu hasarlı cihaza ait 585,00 USD hasar tutarının kadri maruf olduğu, hasarın düşük seviyede enerji verilmesine bağlı düşük voltajdan kaynaklanmadığı, dava konusu UPS cihazında meydana gelen hasarın, davacının sigortalısına ait işyerinin elektrik tesisatından, cihazın hor kullanılmasından, aylık periyodik bakımının yapılmamasından ve süreleri dolan akülerin değişmemesinden kaynaklandığı, bu kapsamda davalıya yüklenebilecek kusurun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Makine Mühendisi ve Elektrik Mühendisi bilirkişilerin 02/02/2023 tarihli ek raporunda özetle; Davacının sigortalısına ait işyerinde dava konusu … marka, … seri numaralı UPS cihazının hasar görmesinde davalının sorumluluğunun olmadığı, dava konusu hasarlı cihaza ait 585,00 USD hasar tutarının kadri maruf olduğu, hasarın düşük seviyede enerji verilmesine bağlı düşük voltajdan kaynaklanmadığı, dava konusu UPS cihazında meydana gelen hasarın, davacının sigortalısına ait işyerinin elektrik tesisatından, cihazın hor kullanılmasından, aylık servis periyodik bakımlarında tespit edilen ve süreleri dolan akülerin değişmemesinden kaynaklandı, bu kapsamda davalıya yüklenebilecek kusurunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, dava dışı sigortalının iş yerinde meydana gelen hasarın davalının sorumluluğu bulunduğu bölgede ani voltaj değişikliği nedeniyle meydana gelip gelmediği, davacının ödediği bedelin rücuen davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı, miktarı ve başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/… E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Mahkememizce deliller toplandıktan sonra dosyanın makine mühendisi ve elektrik mühendisi bilirkişilere tevdi edildiği, hükme esas kök ve ek heyet bilirkişi raporları ile, dava konusu cihazın hasar görmesinde davalının sorumluğunun bulunmadığı, hasarın düşük seviyede enerji verilmesine bağlı düşük voltajdan kaynaklanmadığı, davacının sigortalısının işyerinin elektrik tesisatından cihazın aylık periyodik bakımlarının yapılmamasından, cihazın hor kullanılmasından ve süreleri dolan akülerin değişmemesinden kaynaklandığının tespit edildiği, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu, dolayısıyla davacının sigortalısına ödediği zarar bedeline yönelik eylemin davalının kusurlu eyleminden sadır olduğunun, aralarında illiyet bağı bulunduğunun davacı yanca ispat olunamadığı, aynı bölge veya sigortalı nezdinde ani voltaj değişiminden kaynaklı zarara rastlanmadığı, davalıya yüklenecek kusurun bulunmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu harçtan 71,67-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 108,23-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.649,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının resen ilgilisine iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.06/03/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza