Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/681 E. 2023/282 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/71 Esas
KARAR NO : 2023/313
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun süreli araç kiralama işi yaptığını, … plakalı araçların yeni sıfır olarak 29.10.2013 tarihinde davalıya kiralandığını, 28.12.2015 tarihinde saat:10:37’de araçların Protokol ve Araç Teslim Alma Tutanağı ile teslim alındığını, birlikte tespit edilen hasarların tutanakta imza altına alındığını, araçlardaki hasarların onarım bedeli ile araçların davalıda olduğu döneme ait ödenmeyen köprü/otoyol geçiş ücretleri ve trafik cezaları karşılığı davalıya 31.01.2016 tarihli, … numaralı, KDV dahil 11.839,51-TL tutarında fatura düzenlendiğini, davalının faturayı ödenmemesi üzerine … Noterliğinin 01.03.2016 tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, sonuç alınamaması üzerine davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibinin haksız itirazı ile durdurulduğu açıklanarak … İcra Dairesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyası ile 31.01.2016 tarihli, … numaralı, fatura tutarı 11.839,51-TL’nin fatura tarihi itibariyle avans faizi ile tahsili için 20.04.2016 tarihinde başlatılan icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; hasarların fatura edilmeden önce kendileri ile mutabakat yapılması gerektiğini; davacının trafik cezaları konusunda kendilerini zamanında haberdar etmeyerek erken ödeme avantajından yararlanmalarının engellendiği gibi geç bilgilendirerek en yüksek seviyede gecikme cezaları ile karşı karşıya kalmalarına neden olunduğunu, asıl cezayı kabul ettikleri ancak gecikme cezasının davacının üzerinde bırakılması gerektiğini, yansıtma faturasına KDV düzenlenemeyeceği açıklanarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizden verilen 30/04/2018 tarih ve 2016/… Esas 2018/… Karar sayılı kararı … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 06/03/2019 tarih ve 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı ilamı ile, ”Taraflar arasında uzun dönemli oto kiralama sözleşmesi yapıldığı, dava konusu uyuşmazlığın konusunun kira ilişkisinden kabul edilmesi halinde ise HMK 4. Madde gereğince sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin bulunduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı,
Davaya bakma görevi kararı veren mahkemeye ait olmadığı halde yargılamaya devam edilerek esasa ilişkin karar verilmiş olması sebebiyle, mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/3-6 maddesi gereğince istinaf başvurularının değişik gerekçeyle göreve ilişkin olarak kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleriyle hükmün kaldırılarak Mahkememizin 2021/71 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan oto kiralama sözleşmesi uyarınca kira ilişkisinden kaynaklandığı, kiralanan araçlara ilişkin hasar ve yıpranmalarına ilişkin başlatılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması nedeniyle işbu davanın ikame edildiği, kiralanana yönelik zarardan kimin ne kadar sorumlu olacağının tespiti gerektiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemeleri’nin görevi belirlenmiş olup buna göre “kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Kira ilişkisi söz konusu olduğunda tarafların tacir olup olmadıklarının da önemi yoktur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/194 Esas, 2021/189 Karar sayılı emsal ilamı, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 2018/1521 Esas 2019/363 Karar emsal ilamı) İstinaf kaldırma ilamı da bu yönde olup Mahkememizi bağlamaktadır. Davalı şirketin iflası, davanın kayıt kabul davasına dönüşüp dönüşmediği temeldeki kira ilişkisinin irdelenmesi gerekliliğini ortadan kaldırmayacaktır. Dava açıldıktan sonra gerçekleşen iflas kapsamında kayıt kabul davasının görüleceği Mahkeme için özel bir düzenleme bulunmayıp genel mahkemeler görevlidir. Tespit edilen temeldeki kira ilişkisi kapsamında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a. maddesi uyarınca yine eldeki davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle görev şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/04/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza