Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/674 E. 2023/579 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/674 Esas
KARAR NO:2023/579 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/10/2021
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 22.10.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalıya ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas
sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, işbu icra dosyasına davalı tarafından itiraz edilmiş olup dava şartı olarak arabuluculuğa başvuru yapma gereğinin hasıl olduğunu, dosyada, dava
açmadan önce müvekkili adına 16.09.2021 tarihinde arabuluculuğa başvuru yapıldığını, …Arabuluculuk Bürosu, … arabuluculuk dosya numarası ve 2021/… büro dosya numarası ile başvuru yapıldığını, yapılan başvuruda uzlaşma sağlanamadığını, anlaşamama tutanağını ekte sunduklarını, davalının itirazı takibi sürüncemede bırakmak amaçlı olup itirazın iptali gerektiğini, müvekkilinin tuhafiye ürünleri satışı yaptığını, müvekkilinin, davalı şirkete tül fisto sattığını ve bu satışa istinaden fatura düzenlediğini, düzenlenen faturanın ekte sunulduğunu, müvekkilinin düzenlediği faturayı davalıya sunmuş olmasına rağmen, davalının işbu faturaya itiraz etmediğini, TTK.’nun 21. Maddesinin 2. Fıkrasına göre, bir faturayı alan kişi, aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayıldığını, davalının işbu faturaya itiraz etmeyerek fatura borcunu ikrar ettiğini, davalı tarafın, düzenlenmiş olan faturaya istinaden hiçbir ödemede yapmadığını, davalı ile müvekkili arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, davalının, düzenlenen faturaya istinaden hiçbir ödeme yapmadığı faturalar, irsaliyeler ve cari hesap kayıtları ile kanıtlanacağını, davalı şirketin müvekkiline takip miktarı kadar borcu
bulunduğunu, bu durumun taraflarından sunulacak evraklar ile bilirkişinin her iki tarafın da ticari defterleri üzerinde yapacağı incelemeler sonucunda kanıtlanacağını, tüm bu nedenlerle; işbu davaya konu, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın
iptaline ve icra takibinin devamına karar verilmesine, davalı tarafından haksız ve kötü niyetle yapılmış itiraz nedeniyle davalı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama masrafları ile yasal vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür. Davalı vekilinin 03.12.2021 tarihli cevap dilekçesinde, özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açılmış olup yetki itirazında bulunduklarını, bakılmakta olan davanın her iki tarafın da ticari işi ile ilgisi olması itibariyle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğini, davalı olarak gösterilen müvekkili şirketin işyeri adresinin …. … San. … 6.BL. N.7/5 … olup … ilçesi yargı çevresi açısından … adliyesine bağlı bulunmakta ise de … adliyesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmaması sebebiyle … sınırları içerisindeki ticari işler bağlı bulunduğu … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesinin icap ettiğini, bu nedenle işbu davanın yetkisiz yargı yeri olan İstanbul Adliyesi nezdinde açılmış olup davada yetki yönünden itirazları olup yetkili yer mahkemesi … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu için öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak iş bu icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan yasal süresi içerisinde taraflarınca borca itiraz edilip takibin durdurulduğunu, davacının, bu kez de itirazın iptali ve takibin devamı için huzurdaki haksız davayı ikame etmiş olduklarını, takip ve dava konusu edilen 22.04.2021 tarih ve … sayılı ve KDV dahil 16.051,50 TL tutarlı e-arşiv fatura borcundan bahsedilmişse de, davacıdan fatura konusu mal olan 5.945 metre tül fisto olarak gösterilen malın asla ve katiyen alınmadığını, bu konuda mutabakata varılmadığını ve bahse konu fatura konusu malların hiçbir zaman firmalarına gönderilmediğini, davacının, müvekkili şirket aleyhine başlattığı icra takibine yönelik borca ve tüm ferilerine ilişkin itirazlarını bir kez daha yinelediklerini bildirir kötü niyetli ve haksız kazanç sağlamaya yönelik huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının esastan reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın
%20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 16.051,50-TL fatura alacağı için takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 30/05/2022 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Dava dosyası içerisinde davacı ile davalı arasındaki ilişkiyi belirleyen yazılı bir
sözleşme görülemediği,
davalı şirket yetkilisi …’e şirket telefonundan ve … nolu cep telefonundan birden fazla görüşme yapılmış ancak taraflarınca rapor ibraz tarihimize
kadar geri dönüş yapılmamış ve herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz etmediğinden davalı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin açılış noter tasdikleri zamanında yaptırılmış olup, kayıtlarının düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunduğu, davacı tarafından sunulan ticari defterlerindeki kayıtlara göre; 19.08.2021 takip tarihi itibari ile davacının davalı şirketten 16.051,50 TL alacaklı olduğu, Davalı şirketin dava dosyasındaki beyanlarından davacı tarafından davalı şirket adına tanzim edilen 22.04.2021 tarihli … nolu 16.051,50 TL.lık faturanın davalı tarafça kabul edilmediği ve bu faturaya karşılık davalı şirket tarafından da davacı adına tanzim edilen 22.04.2021 tarihli … nolu e-arşiv faturasının düzenlendiği görülmüş olup, ancak davalı tarafça dava dosyasına sunulmuş e-arşiv faturasının davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava dosyası içerisinde de bu faturanın davacıya tebliğ edildiği hususunda da bir belge bulunmadığı, davacı tarafından dava konusu alacağı oluşturan fatura ile ilgili olarak incelemede fatura muhteviyatı ürünlerin davalıya teslimi ile ilgili irsaliye vs. bir belge sunulmamış olup, ancak davalı tarafından davaya cevap dilekçesindeki “bir kısım malların taahhüt edildiğini ve anlaşıldığı gibi olması üzerine bu mallara tekabül eden faturanın adlarına kesilmesi üzerine ki bu faturanın ödenmiş olduğunu, Ancak satıcı ile mutabık kalınmayan ve istenildiği ve taahhüt edildiği kalitede olmayan malların ise müvekkilince teslim alınmadığın” yönündeki beyanlarından ve yukarıda detayı arz edilen davacı tarafından tanzim edilmiş faturalardan ve davacı kayıtlarında davacı tarafından davalı şirket adına aynı günde 2 adet fatura tanzim edilmiş, davalı tarafından faturaların bir adedinin bedelinin bedeli ödenmiş, diğerinin ödenmediği, bu faturanın da takip ve dava konusu fatura olduğu, davalı beyanlarından da dava konusu alacağı oluşturan fatura muhteviyatı ürünlerin davalıya gittiğinin anlaşıldığı, ancak bu ürünlerin davalı tarafça kabul edilmeyerek davacıya iade edildiği ile ilgili olarak da dava dosyasına davalı tarafça herhangi bir belge sunulmadığı sadece iade faturası olarak belirttiği e-arşiv faturasının sunulduğu, bu faturanın da davacıya tebliğ belgesinin sunulmadığı hususlarını taktir mahkemenin görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Bilirkişinin düzenlediği 29/03/2023 tarihli 6 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; 19.08.2021 takip tarihi itibari ile Davacı Ģahsın ticari defterlerinde davacının davalı Ģirketten 16.051,50 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinde taraflar arasında herhangi bir borç alacak bakiyesinin olmadığı, buna göre tarafların cari hesapları arasında 16.051,50 TL.lık fark olduğu, bu Farkın, davacı Ģahıs tarafından davalı … adına tanzim edilmiĢ hem davacının hem de
davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan 22.04.2021 tarih … numaralı 16.051,50TL.lık fatura ile ilgili olarak davalı tarafından davacı adına tanzim edilmiş, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 22.04.2021 tarih … nolu iade faturasından kaynaklandığı sayın Mahkemenize sunmuş olduğu kök raporumda ve yukarıdaki bölümlerde arz edilen detaylı olarak arz edilen dava konusu alacağı oluĢturan davacı
tarafından davalı adına tanzim edilmiĢ ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan 16.051,50 TL lık fatura muhteviyatı ürünlerin davalıya gittiği ile ilgili taraf beyanlarının, bu fatura ile ilgili olarak davalı tarafça tanzim edilmiĢ iade faturasının, tarafların kayıtlarının, dosya muhteviyatı belgelerin birlikte değerlendirilmesi ve alacağın varlığının kabulü hukuki değerlendirmeyi gerektirdiğinden Sayın Mahkemenizin takdirlerinde olduğu görüş ve kanaatinden raporunu sunmuştur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; öncelikle yetki itirazının incelenmesinde her ne kadar davalı tarafından yetki itirazında bulunulmuş ise de; davalının icra dairesinin yetkisine süresi içerisinde itirazda bulunmadığı, itirazın iptali davasının icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar verilerek yargılama devam edilmiştir. Taraflar arasında tül fisto satımına ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporu ile davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 16.200,00 TL ve 16.051,50 TL bedelli 2 adet faturayı ticari defterlerine kaydettiği ve davalı taraftan 16.051,50 TL alacaklı olarak göründüğü, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya yapılan toplam 16.200,00 TL ödeme yapıldığı, 22.04.2021 tarihinde davacı tarafından tanzim edilen faturaya karşılık, 16.051,50 TL iade faturasının cari hesabına kaydedildiği ve davacıya borcunun bulunmadığının tespit edildiği, dava konusunun davalı tarafından davacı adına düzenlenen 16.051,50 TL bedelli iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda davalı tarafından davaya cevap dilekçesindeki “bir kısım malların taahhüt edildiğini ve anlaşıldığı gibi olması üzerine bu mallara tekabül eden faturanın adlarına kesilmesi üzerine ki bu faturanın ödenmiş olduğunu, Ancak satıcı ile mutabık kalınmayan ve istenildiği ve taahhüt edildiği kalitede olmayan malların ise müvekkilince eslim alınmadığın” yönündeki beyanlarından ve yukarıda detayı arz edilen davacı tarafından tanzim edilmiş faturalardan ve davacı ve davalı kayıtlarında davacı tarafından davalı şirket adına aynı günde 2 adet fatura tanzim edildiği, davalı tarafından faturaların bir adedinin kabul dilerek bedelinin ödendiği, diğer faturanın ise davalının ticari defterlerine kaydedildiği, ancak ödenmediği ve bu fatura ile ilgili davalı tarafından davacı adına iade faturası tanzim edildiği davalı kayıtlarından görülmektedir. İade faturasının davacıya teslimine ve ürünlerin iadesine ilişkin belge bulunmadığı belirtilmiş ise de ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu malı teslim ettiği veya hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından ürünlerin davalıya teslim edildiğine ilişkin bilgi veya belge sunulmadığı, davalı tarafça da cevap dilekçesinde “bir kısım malların taahhüt edildiğini ve anlaşıldığı gibi olması üzerine bu mallara tekabül eden faturanın adlarına kesilmesi üzerine ki bu faturanın ödenmiş olduğunu, Ancak satıcı ile mutabık kalınmayan ve istenildiği ve taahhüt edildiği kalitede olmayan malların ise müvekkilince eslim alınmadığın” denilerek 16.051,50 TL bedelli faturaya ilişkin ürünlerin teslim alınmadığı beyan edilerek teslim olgusunun inkar edildiği anlaşılmakla davacı tarafça 16.051,50 TL bedelli faturaya konu ürünlerin teslim edildiği ispatlanamadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-269,80-TL karar harcının peşin alınan 193,86-TL den düşümü ile kalan 75,94‬-TL nin bakiye ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan 500,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, parasal miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır