Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/673 E. 2023/238 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/673 Esas
KARAR NO : 2023/238
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalının kullanımında olan tesisatta kurum tarafından yapılan kontrolde perakende satış sözleşmesi olmaksızın kaçak elektrik enerjisi kullanıldığının tespit edildiğini ve bunun üzerine Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereğince … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı tanzim edildiğini, tutanağı istinaden 107.232,51-TL tutarında kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapıldığını, kaçak elektrik bedeli ödemesinin yapılmaması nedeniyle davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalıya ödeme emrinin gönderildiğini, davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, kaçak elektrik kullanımının tutanaklar ile sabit olduğundan davalının mevzuata uygun olarak düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin tahakkuku ödemekle yükümlü olduğunu ve söz konusu borca itirazının yerinde olmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptalini ve takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak tutanak tanziminde usul ve şekil şartlarına uyulmadığını, ana sayaçtan sonra tüm tüketimin geçtiği süzme sayaçların mevcudiyeti dikkate alınmadan noksan inceleme ile işlem yapıldığını, tutanağı tanzim edenlerin davacı çalışanları olduğunu ve taraflı davrandıklarını, tutanakta yer alması gerekli bilgilerin bazılarının noksan bırakıldığını, hangi tarihleri kapsadığının belirsiz olduğunu, müvekkiline tahakkuk ettirilen kaçak elektrik tüketim miktarının fahiş olduğunu, o miktar elektrik tüketilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin yaptığı elektrik tüketim miktarının her daim görülebilir ve bedelinin hesaplanabilir durumda olduğunu, dolayısıyla kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, her bağımsız bölümün süzme sayacı olduğunun davacının bilgisi dahilinde olduğunu, bu süzme sayaçların halen mevcut ve faal olduğunu, zorunluluktan kaynaklanan gerçek geçici elektrik kullanım miktarının süzme sayaçlar incelenerek ve olağan fatura miktarlarına bakılarak son derece düşük olduğunu ancak uygulanan ceza miktarının çok yüksek olup fahiş mertebede olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizce … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasının UYAP’tan ve davacı şirketten kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı ve fatura celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 107.232,51-TL asıl alacak, 1.572,74-TL işlemiş faiz, 283,09-TL gider vergisi olmak üzere toplam 109.088,34-TL takip yapıldığı, icra dosyasında ödeme emrinin borçluya edildiğine ilişkin tebliğ evrakı bulunmadığı, borçlunun 19/06/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 30/05/2022 tarihli duruşmasında tanık dinlenildiği, tanık …; “Şuan … …’ta çalışmaktayım, 7 yıldır aynı yerde çalışmaktayım, mahkemenizce tarafıma gösterilen tutanak tarafımızca imzalanmıştır ancak tutanak gününü hatırlamıyorum, şahitlik ücreti istiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Elektrik Mühendisi bilirkişinin 04/12/2022 tarihli raporunda özetle; dosyadaki tüm bilgi ve belgelerde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; davalı hakkında düzenlenen kaçak elektrik tutanağının usulüne uygun düzenlenmiş olduğu, EPDK’nın yayınladığı 30.05.2018 tarihli yönetmeliğin 42/1-a maddesinde, “….Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,….’şeklinde düzenlendiği, yerinde yapılan incelemede … seri nolu sözleşmesizana sayaçtan geçirilen tüketimler mahal yerindeki çeşitli iş yerlerine süzme sayaçlardan geçirildiği, bu hususunkaçak elektrik tüketimine girdiği bu nedenle davalının kaçak elektrik kullandığı, kullanılan kaçak tüketim tutarının EPDK birim fiyatları ve ilgili yönetmelikleri doğrultusunda kaçak tüketim asıl alacak tutarının 81.149,50-TL ve faiz tutarı 1.190,19-TL ve faizin KDV tutarı 214,23-TL ilavesiyle toplam 82.553,92-TL hesaplandığı, davacı, davalıdan 82.553,92-TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki abonesiz/sözleşmesiz kaçak elektrik bedeline ilişkin faturaya dayalı ilamsız icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
EPDK’nin yayınladığı yönetmeliğin 26/1-b maddesinin, ”…. veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,,,,…” şeklinde düzenlendiği, davalının sözleşmesiz kaçak tüketiminin bulunduğuna dair tutanak düzenlendiği, kaçak tespit tutanaklarının, kaçak elektrik kullanan suç failini açıkça belirtir ve doğru tespitlere yönelik düzenlenmesi, halinde bundan sonra aksinin sabit oluncaya kadar geçerli olduğu anlaşılmıştır.
EPDK’nin yayınladığı yönetmeliğin 42. maddesinin, ”(1)Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak; a)Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi, b)Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken ayrı bir hat çekmek suretiyle dağıtım sistemine müdahale ederek sayaçtan geçirilmeksizin elektrik enerjisi tüketmesi, c)Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan arı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, ç)Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalının kayıtlı sayaçtan sözleşmesiz kaçak tüketiminin bulunduğuna dair tutanak düzenlendiği, kaçak tespit tutanaklarının, kaçak elektrik kullanan suç failini açıkça belirtir ve doğru tespitlere yönelik düzenlenmesi halinde bundan sonra aksinin sabit oluncaya kadar geçerli olduğu anlaşılmıştır. Tutulan tutanak ve bu yöndeki karine, davalının sözleşmesinin bulunmaması, aksi yönde savunma olmadığı, tüketimin sayaçtan ölçüldüğü gözetilerek kaçak kullanımın sabit olduğu anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tüketiminin kaçak olduğu gözetilerek sözleşmesiz kullanım nedeniyle tutanaktaki tespitler, EPDK birim fiyatları ve ilgili yönetmelikleri doğrultusunda asıl alacak, faiz ve KDV’nin hesaplandığı, davacının dava dilekçesine eklediği ve dava konusu tüketimi mükerrer hale getiren … numaralı tutanak nedeniyle ek rapordaki 2 kat hesabın yerinde olduğu, bu miktarın davacı tarafından usulünce gözetilerek takibe konu edildiği görülmüştür.
Hukuk Genel Kurulunun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş uygulamasına göre; abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı kanun da belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak, salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması hâlinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre faiz istenebilir. Abonelik (elektrik, su, atık su ve doğalgaz) sözleşmesinde; 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağına yönelik bir hüküm yoksa, borç ödenmediği takdirde, normal tüketim bedeline 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı değil, abonenin sıfatına (mesken ise yasal faiz, ticarî ise TTK’nuna tabi aboneler için ticarî faiz, diğer aboneler için yasal faiz) faiz uygulanacaktır. (HGK’nun 22/09/2010 tarih, 2010/13-466 Esas, 2010/410 Karar, 28/11/2012 tarih,2012/13-624 Esas, 2012/915 Karar, 3. HD’nin 27/02/2014 tarih, 2013/18346 Esas, 2014/3079 Karar sayılı ilâmlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.)
Davacı her ne kadar takipte %22 oranında faiz talebinde bulunmuş ise de taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunmadığı, gecikme zammına dair oranın uygulanamayacağı, davalının tacir olduğu ve olayın haksız fiil niteliği gözetilerek ticari işlerde avans faizinin esas olduğu anlaşılmakla işlemiş faiz yönünden davacının daha az miktarı içerir talebi ile bağlı kalınarak; işleyecek faiz yönünden ise talep edilen faiz oranını aşmamak kaydıyla avans faiz oranına hükmetmek gerekmiştir.
Elektrik faturalarından alınması gereken katma değer vergisinin (KDV) düzenlendiği, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 9. maddesinde; tarife tespitinde yer almayan ve elektrik enerjisi tüketiminin kWh’ı başına tahsil edilmesi gereken ve Kanunlarla belirlenmiş olan vergi (Belediye Tüketim Vergisi, Katma Değer Vergisi ve bunun gibi) resim ve harcın, teşekkül veya şirket tarafından ayrıca faturalara ilave edilerek tahsil edileceği, düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, davacı kurum sözleşme yapmak ve böylece karşı edim borçlanmak şartıyla kamuya hizmet sunmuş bulunmaktadır. Davalı taraf ise, sözü edilen hizmetten sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın (ve belki de bunu istemeksizin) karşılıksız ve kaçak olarak elektrik enerjisinden yararlanmış bulunmaktadır.
O halde, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak kaçak kullanım halinde “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilmeli ve davacı idarenin bu gibi durumlara ilişkin olarak belirlediği kurallara uygun bedelin davalı tarafından ödenmesi gerekir. Bu sonuç için sunulan edimden davalının sadece yararlanmış olması gerekli ve yeterli görülmelidir.
Konuya ilişkin mevzuat uyarınca kaçak kullanım bedeline KDV eklenmesi yasal bir zorunluluk olduğuna ve taraflar arasında sözleşme benzeri bir ilişki kurulduğuna göre, davacının kaçak kullanımından, bu çerçevede de sorumlu olduğu açıktır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2014/ 5967 Esas 2014/12840 Karar sayılı emsal ilamı) dolayısıyla faturaya dahil edilen KDV ile işlemiş faiz yönünden de istenen KDV miktarı belirlenerek, işleyecek faize ilişkin değişen oran da gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Somut olayda, uyuşmazlığın haksız fiile dayalı olduğu, dava konusu kaçak elektrik bedelinin belirlenmesinin yargılama ve bilirkişi incelemesi gerektirdiği, alacağın likit ve muayyen olmadığı anlaşılmakla, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargılama Gideri ve Vekalet Ücreti yönünden; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Aynı yasanın arabuluculuk ücreti 18/A-12 fıkrası uyarınca anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Somut olayda davalı arabuluculuk toplantısına katılmadığı arabuluculuk son tutanağı ile sabit olmakla, davanın tamamen kabul edildiği de gözetilerek davalı yan yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin 107.232,51 TL asıl alacak, 1.572,74 TL işlemiş faiz, 283,09 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 109.088,34 TL üzerinden ve takipten sonra asıl alacağa takip talebindeki %22 oranı aşmamak kaydıyla avans faizi ile faizin %18 KDV’si uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacağın haksız fiili niteliği nazara alınarak davacının icra inkar tazminatı talebinin Reddine,
3-Alınması gereken 7.451,82-TL karar ve ilam harcından 1.317,52-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 6.134,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 1.317,52-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.376,82-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.100,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalının karşıladığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.363,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/03/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza