Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/671 E. 2023/9 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/671 Esas
KARAR NO : 2023/9
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 16/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer dava dışı … … ve davalılar … ile … …’ın, bu sözleşmeye müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, müvekkil bankanın bu sözleşme gereği adı geçen borçlulara kredi kullandırdığını, müvekkili banka tarafından borçlulara ödeme yapması için … Noterliği’nin 06.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, buna rağmen borçlunun ödeme yapmaması üzerine, … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, fakat borçlu vekilinin borca itiraz ettiğini, banka kayıtlarında yapılacak bilirkişi incelemesinde alacağın sabit olduğu ve itirazın haksız olduğunun ortaya çıkacağını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile faiz ve masraflar hariç olmak üzere 22.871,11-TL tutarında alacağın, tahsiline kadar işleyecek faizi ile birlikte tahsilini temini için borçlunun itirazının iptali ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalılar davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
…. İcra Dairesinin 20219/… Esas sayılı takip dosyasının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 20219/… Esas sayılı takip dosyasında genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 19.321,14-TL ana para, 1.815,69-TL işlemiş akdi faiz, 1.236,51-TL işlemiş temerrüt faizi, 152,60-TL BSMV ve 345,17-TL üzere toplam 22.871,11-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 02/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekili de süresi içerisinde 04/03/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bankacı bilirkişinin 02/08/2022 tarihli raporunda özetle; ”Dava konusu alacak tutarının, davacı … T.A.Ş. ile dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden, adı geçen dava dışı şirkete kullandırılan 32166 No-lu Artı Para Kredisi borcundan kaynaklandığı, Taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek yapılan hesaplama sonucunda, davacı bankanın dava dışı asıl borçludan, takip tarihi itibariyle 22.236,06TL talep edilebilir alacak tutarı bulunduğu, ¸
Davacı banka ile davalı asıl borçlu arasında imzalanan 31.01.2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde, davalı kefiller … ve … …’ın ayrı ayrı 500.000,00 TL tutarında geçerli kefaletleri bulunmaktadır. Adı geçen kefiller takiple temerrüde düştüklerinden, dava konusu krediye ait asıl alacak tutarına takip tarihine kadar, TCMB tarafından belirlenen yıllık %27,00 akdi faiz oranından faiz hesaplanmıştır. Yapılan hesaplama sonucunda davalı – kefillerin toplam 22.103,24-TL borçtan sorumlu tutulabilecekleri, dava konusu Artı Para Kredisine (KMH) uygulanan akdi ve gecikme faiz oranları 5464 sayılı yasa uyarınca T.C. Merkez Banaksı tarafından belirlendiği, dava dışı asıl borçlunun temerrüde düştüğü 20.12.2018 tarihinde yürürlükte olan gecikme/temerrüt faiz oranı yıllık %33,00’tür. Bu durumda, davacı bankanın yıllık %54,00 temerrüt faiz oranı talebinin yerinde olmadığı” görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bankacı bilirkişinin 31/10/2022 tarihli ek raporunda özetle;
”Davacı tarafın beyan ve itirazları konusunda yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle; 02.08.2022 tarihli Kök Raporumuzda belirtilen görüş ve kanaatimizi muhafaza etmekteyiz. Sayın Mahkemenin 19.09.2022 tarihli ara kararı uyarınca yapılan terditli hesaplama sonucunda ise;
5a)T.C. Merkez Bankası Tarafından Belirlenen %33,00 temerrüt faiz oranından, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucunda; davalı kefiller … ve … ‘nın toplam 22.236,06TL borçtan sorumlu tutulabilecekleri¸
5b) Takip Talebindeki %54,00 Temerrüt Faiz Oranından, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucunda; davalı kefiller … ve … …’ın, toplam 22.709,44TL borçtan sorumlu tutulabilecekleri,
” Görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davalı tarafından kullanılan kredinin geri ödenmemesi ve davalıların kefil sıfatıyla sorumlu olduğu iddiasıyla yapılan icra takibine davalıların itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca,“Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Bu madde hükmüne göre, kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ, kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” …..Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
Tüm bu açıklamalarla birlikte mahkemece yapılması gereken; alanında uzman bankacı bilirkişiden hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenip, bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp, kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacak bulunmasını ve bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve faizin gider vergisi işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarı ödemeler varsa tenkis edilerek saptanarak takip tarihindeki alacağın tespitini talep etmektir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı temlik veren banka ile dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şirketi ve davalı kefiller arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmede dava dışı şirketin asıl borçlu, davalıların müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefillerin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefillerin şirket ortağı olduğu, bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın ödememe nedeniyle kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalı …’ya çıkan tebligatın Kat: … D:34’e gönderilmesi gerekirken D:… ‘e çıkarıldığı, bu sebeple iade döndüğü, diğer davalı … …’a çıkan tebligatın sözleşme adresine çıkarılmadığı, tebliğin daimi çalışana yapıldığı fakat kime tebliğ edildiğinin belli olmadığı, bu haliyle temerrüdün sözleşmenin 3.5.1.3. maddesine uygun olarak gerçekleşmediği, dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şirketi’nin çıkan tebligatın 18/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu hali ile asıl borçlu yönünden temerrüdün gerçekleştiği, kat tarihine göre kefiller yönünden %27 akdi faiz oranına göre hesap yapılması gerektiği, kefiller yönünden temerrüt faizinin uygulanma koşullarının ise usulsüz tebliğler nedeniyle takip tarihinde gerçekleştiği, kullandırılan ticari artı para kredisi yönünden 5464 sayılı yasaya istinaden çıkarılan TCMB Tebliği gereğince temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 33 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği, (Ankara BAM., 21.HD., 2018/790E., 2021/487K.), dolayısıyla 19.321,14 TL asıl alacak, 2.524,13 TL işlemiş faiz ve 45,62 TL gider vergisi, 345,17 TL masraf üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle toplam 22.236,06 TL üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği, bu yönden bilirkişi raporunun hükme ve denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğu, hesap edilen miktarların her iki kefil yönünden de 500.000,00 TL’lik kefalet limitleri içinde kaldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
Yargılama Gideri ve Vekalet Ücreti yönünden; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-10 maddesi uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Aynı yasanın arabuluculuk ücreti 18/A-10 fıkrası uyarınca anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Somut olayda davalı … arabuluculuk toplantısına katılmadığı arabuluculuk son tutanağı ile sabit olmakla yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuş, davalı … yönünden ise sorumluluk davanın kabul oranına göre belirlenmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı takip dosyasındaki davalılar itirazının kısmen iptali ile takibin 19.321,14 TL asıl alacak, 2.524,13 TL işlemiş faiz ve 45,62 TL gider vergisi, 345,17 TL masraf üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle toplam 22.236,06 TL üzerinden devamına, fazlaya dair talebin Reddine,
2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 4.447,21 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.518,94-TL harçtan, peşin alınan 276,23 -TL harç mahsup edilerek kalan 1.242,71-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 276,23 -TL peşin harç, 59,30 -TL başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.391,50-TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … … yönünden davanın kabul oranı -%97,20- gözetilerek 1.352,54 TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00 -TL’nin davalılardan (davalı … … yönünden davanın kabul oranı -%97,20- gözetilerek 1.321,92 TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.16/01/2023

Katip … Hakim
e-imza e-imza