Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/651 E. 2022/405 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/651 Esas
KARAR NO : 2022/405

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili …A.Ş. tarafında… numaralı…İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan…Ltd. Şti’nin faaliyet gösterdiği ”… Caddesi No:… Beşiktaş/İstanbul” adresindeki işyerinde 04/06/2016 tarihinde sağanak yağış sebebiyle sigortalı işyerinin bulunduğu yerdeki yağmur suyu ile atık su şebekelerine ilişkin yapılan altyapı tesisatlarının yetersiz kalması sonucunda rögarların tıkanması ve sigortalı işyerinin bodrum katındaki wc giderlerinden geri tepen pis sular ile arka bahçede biriken suların kapı altlarından girerek sigortalı işyerine sirayet etmesi sonucunda hasar meydana geldiğini, müvekkili …Sigorta A.Ş’nin 19/07/2016 tarihinde 5.445,24TL olan zararın tamamını sigortalısına ödediğini ve TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olduğundan 5.445,24-TL alacak için zarar sorumlularına karşı rücu hakkı doğduğunu beyan ederek müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenen 5.445,24-TL sigorta tazminatının, ödeme tarihi olan 19/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olguların hizmet kusuru niteliğinde olduğundan davanın ancak görevli idare mahkemesinde açılabileceğini, müvekkilinin dava konusu olaya ilişkin yaptığı incelemede dava dilekçesinde belirtilen 04/06/2016 tarihinde herhangi bir arıza kaydı olmadığını ve herhangi bir çalışma yapılmadığını beyan ederek davanın müvekkili idare yönünden usul ve esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Sigorta poliçesi, hasar dosyası
2-…ve… Belediye Başkanlığı yazı cevapları
3-…Tapu Müdürlüğü yazı cevabı
4-Bilirkişi raporu
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili talebidir.
Davacı taraf davasını 27/11/2018 tarihinde İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesine açmış, bu mahkemenin…Esas, …Karar sayılı ve 28/04/2021 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olup, kararın 13/10/2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiği, davacı tarafın 12/08/2021 tarihinde dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, zarardan ötürü sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder. Böyle bir davada sigortacı, gerçek zarar miktarını zarar sorumlusundan isteyebilir.
TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen davalı arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman inşaat mühendisi, mimar ve harita ve kadastro mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Hasar dosyasının incelenmesinde; dava konusu uyuşmazlığa ilişkin … numaralı hasar dosyası açıldığı görülmüştür.
Poliçenin incelenmesinde; davacı ile dava dışı …Ltd. Şti. arasında …numaralı ve 06/08/2015-06/08/2016 dönemlerini kapsayacak şekilde İş yeri Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği anlaşılmıştır.
… yazı cevabı incelenmesinde; 04.06.2016 tarihinde yağan yağmurlar sebebiyle su baskınına maruz kaldığı belirtilen… Ltd. Şirketinin bulunduğu …Caddesi No:.. Beşiktaş adresindeki bina ile ilgili olarak Müdürlük kayıtlarında yapılan incelemede onaylı atıksu projesinin idarelerince yapılmadığı ve herhangi bir kanal ruhsat görüşü verilmediği tespit edilmiştir. Bunun üzerine Beşiktaş Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü kayıtlarından yapılan tetkikte bahse konu adresteki binaya ait atıksu bağlantı projesi bulunarak bir nüshasının sunulduğu, atıksu bağlantı projesinde bodrum kat seviyesi için atıksu pompası şartı konduğu ancak yerinde yapılan tetkikte atıksu pompasının imal edilmediği görülmüştür.
… Belediye Başkanlığı yazı cevabı incelenmesinde; … İlçesi, Türkali Mahallesi, Ihlamurdere Caddesi, … pafta, …ada, … parsel, … kapı sayılı yere ait ilgi yazınız ile istenilen bahse konu yerin mimari, mimari tadılat projesi ve 21.10.1963 tarih ve 6501 sayılı yapı muayene raporu (iskan), 15.08.1966 tarih ve… sayılı yapı muayene raporunun gönderildiği bildirilmiştir.
… Tapu Müdürlüğü yazı cevabı incelenmesinde; Beşiktaş İlçesi, Türkali Mahallesi, Ihlamurdere Caddesi, … ada, … parsel taşınmazın tapu kayıtlarının gönderildiği bildirilmiştir.
İnşaat Mühendisi, Mimar ve Harita ve Kadastro Mühendis’inden oluşan bilirkişi heyetinin 17/02/2021 tarihli ve 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu Beşiktaş İlçesi, Türkali Mahallesi, … ada,… parsel sayılı yere düzenlenen yapı ruhsatı eki 16.05.1963 tasdik tarihli mimari projesinin incelenmesinde, binanın Zemin katının konut tefrişli olduğu, bodrum katının depo vasfında olup, üzerinde “İskan Edilemez” notunun bulunduğu görüldüğü, dava dosyasındaki 19.08.1966 tarihli Yapı Muayene Raporunda (İskan) “…bodrum katın iskan edilmemek şartıyla kullanılabileceğine dair rapordur.” belirtmesi bulunduğu, imar mevzuatına göre, pis su ve temiz su ile kanal bağlantısı yönünden … onayı olmadan yapı ruhsatı düzenlenemeyeceği, konu düzenleme, işletmelerde Atıksu Arıtma Bedelinin düzenlemesine yönelik olup, su baskını tarihinde, işyerinin Yönetmelik eki Tablo II de anılı işletmelerden olmadığı değerlendirildiği, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile imar mevzuatı ve sair mevzuat hükümlerinin irdelenmesi ile sigortalının, taşınmazı onaylı mimari projesine aykırı olarak konut olarak tefrişli olması gerekirken dükkan olarak düzenlemesi, bodrum katta iskan edilemez şerhi olmasına rağmen yine proje harici olarak olay günü, zemin kattaki dükkanın deposu olarak kullanması ile taşınmazda atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirleri almamasından dolayı müterafik kusurunun bulunduğu, %70 oranında kusurlu olduğu, davalı idarenin de yağmur suyu hatlarının kurulması ve işletmesi yönünden %30 oranında kusurlu olduğu değerlendirmesi yapıldığı, buna göre rücu edecek miktarlar; … Ltd. Şti.: 5.445,24 TL x %70 = 3.811,67 TL, …Genel Müdürlüğü: 5.445,24TL x%30=1.633,57TL olarak hesap edildiği belirtilmiştir.
İnşaat Mühendisi ve Mimar’dan oluşan bilirkişi heyetinin 17/02/2021 tarihli ve 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile imar mevzuatı ve sair mevzuat hükümlerinin irdelenmesi ile sigortalının, taşınmazı onaylı mimari projesine aykırı olarak konut olarak tefrişli olması gerekirken dükkan olarak düzenlemi bodrum katta iskan edilemez şerhi olmasına rağmen yine proje harici olarak olay günü dükkanın deposu olarak kullanması ile taşınmazda atık suyun geri gelmesini tedbirleri almamasından dolayı müterafik kusurunun bulunduğu, %70 oranında kusurlu olduğu, davalı İdarenin de yağmur suyu hatlarının kurulması ve işletmesinden %30 oranında kusurlu olduğu değerlendirmesi yapıldığı, buna göre rücu edecek miktarlar; …Ltd. Şti.: 5.445,24 TL x %70 = 3.811,67TL,… Genel Müdürlüğü: 5.445,24TL x%30=1.633,57TL olarak hesap edildiği, bu yönleriyle kök raporda belirtilen hususlar ile aynı görüşte olduklarının belirtildiği, davacı vekili tarafından 02.04.2019 tarihinde sunulan dilekçe ekinde yer alan “… no’lu hasar dosyasında “13.07.2016 tarihli … rapor no’lu Ekspertiz Raporu incelendiğinde; toplam hasar bedelinin 10.800,00-TL olduğu, bu hasarların 1.600,00-TL’si bina, 1.050,00-TL’si demirbaş ve 8.150,00TL’si emtia olmak üzere 3 ana başlıktan oluştuğu, hasar konusu ve hasar bedelleri incelenmiş ve hasar gören malzemelerin kadri maruf olduğu belirtilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı sigorta şirketi, özel iş yeri paket sigorta poliçesi kapsamında sigortaladığı,… Ticaret Limited Şirketine yağan yağmur suyu ile atık su şebekelerine ilişkin yapılan alt yapı tesisatlarının yetersiz kalması sonucu rögarların tıkanması ve sigortalının wc giderlerinden geri tepen pis suların sigortalının iş yerine dolması nedeniyle hasar bedeli için ödediği hasar bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalının poliçe limitleri kapsamında sorumlu olduğu, davacı tarafından 19/07/2016 tarihinde 5.445,24-TL hasar bedeli ödemesi yapıldığı görülmüştür. Davacı 6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğundan ödediği hasar bedelini hasar sorumlusu davalıya rücu edebilecektir. Bu hali ile mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Alınan rapor uyarınca dosyamızdaki bilgi ve belgeler ile imar mevzuatı ve sair mevzuat hükümlerinin irdelenmesi ile sigortalının, taşınmazı onaylı mimari projesine aykırı olarak konut olarak tefrişli olması gerekirken dükkan olarak düzenlenen bodrum katta iskan edilemez şerhi olmasına rağmen yine proje harici olarak olay günü dükkanın deposu olarak kullanması ile taşınmazda atık suyun geri gelmesini tedbirleri almamasından dolayı müterafik kusurunun bulunduğu, %70 oranında kusurlu olduğu, davalı idarenin de yağmur suyu hatlarının kurulması ve işletmesinden %30 oranında kusurlu olduğu değerlendirmesi yapıldığı, davalı… Genel Müdürlüğü’nün 1.633,57-TL olarak hesap edildiği görülmüştür. Tüm bu açıklamalara davacının gerçek zarar ilkesi kapsamında bilirkişi hesaplaması doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile ödeme tarihi olan 19/07/2016 tarihinden itibaren talep gibi işleyecek yasal faizine hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; 1.633,57-TL’nin ödeme tarihi olan 19/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 111,59-TL karar ve ilam harcından 93,00-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 18,59-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 93,00-TL peşin harç olmak üzere toplam 128,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md. 13/2 uyarınca hesaplanan 1.633,57-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md. 13/3 uyarınca hesaplanan 1.633,57-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 384,90-TL keşif harcı, 2.900,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.284,90-TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 985,47-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 173-TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 121,10-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı.30/05/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır