Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/646 E. 2023/697 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/646 Esas
KARAR NO : 2023/697
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin yetkilisi … …’nin davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, diğer kurucu ortak … …’nin …’nin kardeşi diğer ortak ise kardeşinin eşi … … olduğunu, davacı şirket yetkilisinin payını …’ya devredip ortaklıktan ayrıldığını ancak ayrılmasından sonra dahi yurt dışında ikamet eden davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin sürdüğünü, davacı şirket yetkilisinin davalı şirket yetkilisinin iyiniyetli olmadığını, alacağına karşı gönderilen 121.270 Euro için yapılan icra takibi ile …’daki evinin satılmak üzere olduğunu öğrendiğinde anladığını, icra takibi öğrenildikten sonra menfi tespit davası açıldığını, kardeşi ile bu şekilde karşı karşıya kaldıktan sonra şüphelerinin arttığını, ortaklıktan ayrılması için aldatıldığını anladığını, kendisine lanse edildiği gibi vergisel sorunların olmadığını, imzası taklit edilerek payının hiç edildiğini, genel kurul kararlarının butlanı için de dava açtığını ve dolandırıcılık nedeniyle şikayette bulunulduğunu, davacının ortaklıktan ayrıldıktan sonra devam eden ticari ilişki sebebiyle 03.01.2018 de 15.000 Euro, 19.01.2018’de 18.000 Euro, 30.01.2018’de 15.000 Euro olmak üzere üç ödemeyi “…” notuyla yaptığını, 2018 yılına kadar olanlardan habersiz şekilde davalı şirketle ticaretine devam ettiğini, açıklama notunun avans vermek anlamına geldiğini, ancak malların gönderilmediğini, davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı belirsiz alacak davası olarak açılmakla hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava reddedilmesi gerektiğini, teminat yatırılmadan açılmış bulunan huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğin, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu dekontlar incelendiğinde davacının dilekçesinde bahsettiği gibi altın alımı için avans ödemesi amacıyla yapıldığı ile ilgili bir ibare bulunmadığını, ödemeler havale ile yapıldığını, havale bir ödeme aracıdır ve var olan bir borcun ödendiğini göstermekte olup bu karinenin aksini havaleyi gönderen tarafın ispat etmesi gerektiğini, … tarafından yapılan ödeme, davalı ile uzun yıllar süregelmiş olan ticari ilişkilerden doğan bir borcun ödenmesi olduğunu, tarafların şirket yetkilileri kardeş olmasından ötürü buna benzer para transfer havale işlemleri yapılabildiğin, nitekim davalı şirket veya şirket yetkilisi … … tarafından da geçmiş yıllara ait davacı tarafa veya davcı şirket yetkilisi … …’ye yapılan para havale dekontları mevcut olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davanın zorunlu dava şartı yokluğundan usulden reddine, bu talep yerinde görülmez ise; haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine,
haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mali ve Akademisyen bilirkişi heyetinin 27/06/2022 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Dava konusunun, Davacının; 03.01.2018 tarihinde 15.000 Euro, 19.01.2018 tarihinde 15.000 Euro, 30.01.2018 tarihinde 15.000 Euro, olmak üzere 8 ayrı ödemeyi “… ” notuyla yaptığı ödemelerin davalıdan isteminden ibaret olduğu, Mahkemece duruşma tutanağı ile tarafımıza atfedilen görevlendirme mucibi dosyada mevcut Davalı şirkete ve Davalının Avukatı’na rapor tarihi itibariyle ulaşılamamış olup, bu bağlamda Davalı Şirketin bahsi geçen 3 adet ödemeyi hangi hesaba ve ne açıklaması ile kaydettiğinin belirlenemediği, Davalı şirketin HMK.219/2. Maddesi gereği zikredilen defter ve dayanağı belgeleri, Şirket müdürü ve şirket mali müşavirinden aslının aynıdır, kayıtlarımıza uygundur, ibaresi ile kaşe ve imzalı olarak dilekçe #kinde dosyaya sunması halinde, sunulan defter ve belgelere göre incelemenin bu boyutta da tamamlanıp sonuca ulaşılabileceği, dekontların detaylı incelenmesinde her 3 ödemenin de Davalı Şirket adına “… ” açıklaması ile yapıldığı, bu ödemelere karşılık bahsedilen Altın alımı belgelerinin de görülmediğinden, sunulan bu dekontlara istinaden mali olarak (Davalı Defterlerindeki kayıtların incelenmesi gerektiği takdir ve kararının tamamen Mahkemeye ait olmak üzere) davacının davalıdan dava tarihi olan 12.10.2021 tarihi itibariyle, davacının havalesinin davalıya bir borcun ödenmesi amacıyla yapılmadığı yorumu muhterem Mahkemece benimsenecek olursa, davacının davalıdan (asıl alacak zımnında) 48.000 EURO alacaklı olabileceği, sonuç ve kanaatine varılmaktadır.” belirtmiştir.
Tercüman bilirkişinin 06/06/2023 tarihli 2 sayfadan ibaret raporunda özetle; dekont açıklamasında geçen “…” ibaresinin “Avans Emtia” olarak Türkçeye tercüme edildiğini belirtmiştir.
Islah; davacı vekili 19/09/2022 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 48.000-Euro’ya artırdığını bildirmiş, dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, avans olduğu iddia edilen banka aracılığıyla gönderilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
Belirli olan alacağın- ıslah ile tam değer üzerinden dava konusu edildiği anlaşıldığından -belirsiz alacak davası açılmayacağına ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir.
Defter inceleme gününde davalı taraf mazeretsiz katılmamış ve yerinde inceleme talep etmemiştir.
Davalı şirketin ait olduğu Romanya 01.01.2007 yılında Bulgaristan’la birlikte Avrupa Birliğine üye olduğundan, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki muafiyet sözleşmesi uyarınca davalının teminat yatırılması itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf 03.01.2018 tarihinde 15.000 Euro, 19.01.2018 tarihinde 18.000 Euro, 30.01.2018 tarihinde 15.000 Euro’yu banka aracılığıyla avans olarak gönderdiğini ancak karşılığı malların (altın) teslim edilmediği iddia etmiş, davalı taraf ise söz konusu ödemenin gönderildiğini kabul etmekle birlikte ödemenin avans için değil var olan bir borcunödemesi için alındığını iddia etmiştir.
Davacı tarafın dayanağı olan banka dekontlarında “… …” açıklaması bulunmaktadır.
Aldırılan bilirkişi raporunda “Bilirkişiden istenen “… …” ibaresinin tercümesi kapsamında; öncelikle kelimelerin sözlük anlamları tek tek değerlendirilecek akabinde ise tamlama halinde tercümesi yapılacaktır. “…” ibaresi; İsim olarak : 1. İlerleme; ileri gitme; 2 Terfi; 3. Avans, Öndelik Fiil olarak; 1. İlerletmek, ilerlemek; 2. Artmak, yükselmek; 3. Avans vermek; 4. Önermek “…” ibaresi : Ticari eşya, emtia, mal Kaynak : … El Sözlüğü, … A.Ş. İstanbul, Türkiye …: 1. Forward movement. 2. Improvement or progress. 3. Money that is paid or lent before the proper time. 4. Iin …: before a date or time. …: for sale. Kaynak : … Kelimeler cümle içerisindeki ve / veya kullanıldığı yer ve kullanım şekline göre anlam ifade ederler. “…” ibaresinin anlamı satılan şey, ticari eşya, mal olmakla, hukuki / ticari kullanım olarak “Emtia” olarak çevirisi uygundur. “…” ibaresinin farklı anlamları olmakla birlikte; kullanım yeri itibariyle bankalar arası nakit transferinde açıklama olarak kullanıldığı için; “avans vermek”, “avans” olarak tercümesi uygundur. Yukarıdaki açıklamalar kapsamında ; “… …” ibaresi “Avans Emtia” olarak Türkçeye tercüme edilir.” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
Bilirkişinin “Avans Emtia” eklinde tercüme ettiği terim, gönderilen paraya ilişkin banka dekontunda olduğu dikkate alındığın emtia için avans olduğu anlaşılmıştır.
Gönderilen paranın, gönderilme iradesinin avans olduğu anlaşılmakla, bunun aksinin veya avans karşılığı mal teslimi yapıldığı hususunun davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir.
Davalı tarafça bu ispat yükleri yerine getirilmemiş olmakla tam ıslah edilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 48.000 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 S.K.nun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında temerrüt faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 34.221,67 TL karar ve ilam harcından 59,30 TL peşin harç, 15.123,83 TL ıslah harcı toplamı 15.183,13 TL’nin mahsubu ile eksik bakiye 19.038,54‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 15.123,83 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 15.242,43 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 73.107,36-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.600,00-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.14/09/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”